"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1684 E., 2022/2042 K.
DAVA TARİHİ : 07.12.2015
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/115 E., 2022/377 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde; eşinin, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, psikolojik baskı uyguladığını, hakaret ettiğini, tehdit ederek evden kovduğunu, düğünde takılana dokuz bilezikten her biri yirmi iki gramdan beş bileziğinin davalıda kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulüne ve eşi ile boşanmalarına, ortak çocuklarının velayetinin kendisine verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, fındık tarlasında çalışması karşılığı 14.000,00 TL ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davalıda kalan yirmi iki gramdan 5 adet bileziğin iadesine, aksi halde bedeli 11.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; eşinin iddialarının asılsız olduğunu, kendisinehakaret ettiğini, ailesinin evliliklerine müdahale ettiğini, eşinin evi terk ettiğini, eve dönmesi için ev alınması için baskı yaptığını, eşinin bileziklerden dört adedini yanında götürdüğünü, diğerlerinin ise evlilik birliği içerisinde harcandığını beyanla eşi ile boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesine, eşinin nafaka, maddî ve manevî tazminat ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2017 tarih ve 2015/1097 Esas, 2017/986 Karar sayılı kararı ile; davalının, davacıya hakaret ettiği, evden kovduğu, iki yıldır ayrı yaşadıkları, davalının, davacının ihtiyaçları ile ilgilenmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacıya ait beş adet bileziğin davalıda kaldığının anlaşıldığı gerekçesi ile boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin davacı annelerine verilmesine, çocuklar ile davalı baba arasıda kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 150,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 7.000,00 TL manevî, 9.000,00 TL maddî tazminata, davacının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile altışar gram beş adet yirmi iki ayar bileziğin davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmaz ise 11.000,00 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı erkek, hükmü tamamı yönünden istinaf etmiş, İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2018 tarihli ek kararı ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiş, davalı erkek tarafından ek kararın kaldırılarak istinaf başvurusunun incelenmesi yönünden ek karar istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 12.11.2019 tarih ve 2018/836 Esas, 2019/1787 Karar sayılı ilamı ile, davalı erkeğin istinaf başvurusunun süresinde olduğu, davalının cevap dilekçesi süresinde olduğu halde gerekçeli kararda özetlenmediği ve değerlendirilmediği, hükmün denetime elverişli olmadığı gibi, davacının maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığından bu yönden tefrik ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, davalının ortak çocukların yanında olduğuna ilişkin savunması değerlendirilmeden çocuklar lehine tedbir nafakasına, 2009 ve 2011 doğumlu çocukların velayet konusunda görüşleri alınmadan velayetlerinin davacıya bırakılmasına karar verildiği, ziynet alacağı yönünden ise bilirkişi raporunda birim değer belirtilmeden hesaplama yapıldığı ve gerekçeli kararda kabul edilen ziynet eşyaları bedelinin 11.000 TL'ye nasıl ulaştığı açıklanmadan hüküm kurulmuş olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin 12.02.2018 tarihli ek karara ve 12.12.2017 tarihli asıl karara ilişkin istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2018 tarihli ek kararının ve 12.12.2017 tarihli asıl kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya hakaret ettiği, evden kovduğu, tarafların iki yıldır ayrı yaşadıkları, davalının, davacının ihtiyaçları ile ilgilenmediği, davacının ise ev alınması konusunda davalıya baskı yaptığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının ağır, davacının az kusurlu olduğu, davacıya düğünde takılan dokuz adet bileziğin beş adedinin davalıda kaldığı ve bileziklerin yirmi ikişer gram olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin davacı annelerine verilmesine, çocuklar ile davalı baba arasıda kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir, ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 150,00 TL tedbir, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL manevî tazminata, davacının maddî tazminat talebi yönünden Mahkemenin görevsizliğine, davacının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile yirmi ikişer gramdan beş adet yirmi iki ayar bileziğin davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmaz ise 11.000,00 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu gibi davalının, davacıya hakaret ettiği, evden kovduğu, tarafların iki yıldır ayrı yaşadıkları, davalının, davacının ihtiyaçları ile ilgilenmediği, davacının ise, ev alınması konusunda davalıya baskı yaptığının tanık anlatımları ve dosya kapsamı ile sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının az, davalının ağır kusurlu olduğu, boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kişilik hakları ihlal edilen davacı lehine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru, miktarının tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu, velayet düzenlemesinin, alınan sosyal inceleme sonucu ve ortak çocukların tercihleri dikkate alınarak yapıldığı, boşanmakla yoksulluğa düşecek az kusurlu davacı lehine yoksulluk nafakasına, çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinin yerinde, miktarlarının ise makul olduğu, davalının, ziynetlerin evin ihtiyaçları için harcandığını kabul ettiği, ancak davacının rızası ile iade edilmemek üzere harcandığını ise ispat edemediği, her ne kadar hüküm altına alınan bileziklerin tek tek değeri belirtilmemiş ise de bileziklerin gramı ve ayarı belirtilmiş olup her bir bilezik değerinin tespitinin mümkün olduğu gerekçesi davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, ziynete alacağı davasının kısmen kabulü şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2..İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile "ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası ile 7.000,00 manevî TL tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile altışar gram beş adet yirmi iki ayar bileziğin davacıya aynen iadesine" karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından istinaf edilmemiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesi kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, "çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile yirmi ikişer gramdan beş adet yirmi iki ayar bileziğin davacıya aynen iadesine" karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hükmedilen ortak çocuklar lehine ayrı ayrı 150,00 TL iştirak ve davacı kadın lehine 150,00 TL yoksulluk nafakası ile 7.000,00 TL manevî tazminat ve altışar gram beş adet yirmi iki ayar bileziğin davacıya aynen iadesine ilişkin kararı, davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden, davalı erkek lehine, iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve iadesine karar verilen bileziklerin (altışar) gramı yönünden "usuli müktesep hak" oluşmuştur. "Usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak"; davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Buna göre Mahkemece verilen ilk karar ile, "iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve iadesine karar verilen bileziklerin gramı" yönünden davalı erkek lehine "usuli müktesep hak" oluştuğu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve iadesine karar verilen bileziklerin gramı yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı erkek lehine iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve iadesine karar verilen bileziklerin gramı yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı erkeğe iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.