"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1688 E., 2023/226 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/331 E., 2020/252 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine,karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilllerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin davalı-davacının kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, davalı-davacı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, alkol alarak eve geç geldiğini, kadını komaya sokacak kadar fiziksel şiddet uyguladığını, ağır hakaretler ve küfürler ettiğini, eve gelmemeye, haftada bir gün gelmeye başladığını, ortak çocukla hiç ilgilenmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, tarafların 1999 yılından itibaren ayrı yaşadıklarını, davalı-davacının ayrılık sürecinde de ortak çocukla ilgilenmediğini, sadakatsiz davrandığını, yalan söylediğini ve sorumsuz davrandığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak, davacı-davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının babasının evlilik birliğine müdahalesini arttırdığını, davacı-davalının babasının erkeğe fiziksel şiddet uygulayıp küfür ettiğini, kadının babasının müdahalesini hoş karşıladığını, kadının kıskançlık gösterdiğini, erkeği kısıtladığını kadının ailesinin erkeği evden kovduğunu, hakaret ettiğini, darp teşebbüsünde bulunduğunu, kadının da ailesinin yanında taraf olduğunu, erkek evden kovulunca şahsi eşyalarını bir arkadaşı vasıtasıyla alabildiğini, kadının ortak çocuğu 7 yaşına kadar göstermediğini, çocuğu babasına karşı doldurduklarını, davacı kadının babasının tarafların ayrılmasın dan sonra da erkeği taciz etmeye devam ettiğini, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı-davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalı tanıklarının tarafların geçimsizliğine ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, tanık beyanlarının yer ve zaman belirtmeksizin soyut nitelikte kaldığı, bu hâli ile davalı-davacının kusurunun ispatlanamadığı, tarafların ayrılmalarına sebep olan 20 yıl önce gerçekleşen olayda davacı-davalı kadının ailesinin davalı-davacıyı darp ettikleri, davalı-davacının kafa bölgesinde şiddete bağlı olarak dikiş ve sargı bulunduğu, davalı-davacının müşterek evden davacı- davalı ve ailesi tarafından kovulduğu, davalı-davacının müşterek eve gitmesine rağmen davacı- davalının eve almadığı, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmedikleri" gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birlikteliğinin sona ermesinde davacı- davalı kadının tam kusurlu olduğu,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı-davacının nafaka talebinin reddine, davalı-davacı erkek lehine 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılması, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ortak çocuk %50 engelli olmasına rağmen Mahkemenin velâyeti değerlendirmediğini, velâyetin anneye verilmesi ve çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığını, erkek lehine tazminat koşullarının oluşmadığını, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini beyanla, boşanma hükmünün kesinleştirilmesi ve İlk Derece Mahkemesi kararının sair yönlerden kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı-davalı kadın tarafından boşanma hükmü dışındaki yönlerden istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu itibarla karşı dava kapsamında tarafların boşanmalarına dair ilk derece mahkemesi kararnın kesinleştiği, tarafların 20.07.1996 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 27.07.1997 doğumlu bir ortak çocuklarının bulunduğu, müşterek çocuğa hafif derecede mental retardasyon tanısı konulduğu ve %50 oranında engelli raporu verildiği, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/215 Esas, 2020/1556 Karar sayılı 25.11.2020 tarihli kararı ile ortak çocuk ...'nün kısıtlanması talebinin reddine karar verildiği, Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/240 Esas, 1999/411 Karar sayılı 02.11.1999 tarihli kararı ile davacı kadın lehine aylık 70 milyon eski TL, ortak çocuk lehine aylık 20 milyon eski TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bu kararın gerekçesinde "erkeğin eşini döverek müşterek haneyi terk ettiği, eşi ve çocuğunun geçimini sağlamadığı, aile görevlerini yerine getirmediği" hususunun kabul edildiği, daha sonra bu nafakaların arttırılmasına karar verildiği, en son Kırşehir Aile Mahkemesi'nin 2007/439 Esas, 2008/32 Karar sayılı 25.01.2008 tarihli kararı ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının aylık 400,00 TL'ye, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının ise aylık 270,00 TL'ye yükseltilmesine karar verildiği, Kırşehir Aile Mahkemesi'nin 2010/259 Esas, 2011/764 Karar sayılı dosyası kapsamında erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verildiği, karar gerekçesinde "erkeğin eşi ve zihinsel engelli çocuğu ile ilgilenmediği, bir baba ve eşten beklenen sevgi ve özveriyi göstermediği, başka bir kadınla karı-koca hayatı yaşadığı" şeklinde kusur belirlemesi yapıldığı, kadına kusur yüklenmediği, tarafların bu dava tarihinden sonra bir araya gelmedikleri gibi, birbirlerine yönelik herhangi bir eylemlerinin de bulunmadığı ve bu kararın 16.12.2011 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, bu dava tarihinden önceki olaylar nedeniyle kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, bu duruma göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin eşini döverek müşterek haneyi terk ettiği, eşi ve çocuğunun geçimini sağlamadığı, aile görevlerini yerine getirmediği, eşi ve zihinsel engelli çocuğu ile ilgilenmediği, bir baba ve eşten beklenen sevgi ve özveriyi göstermediği, başka bir kadınla karı-koca hayatı yaşadığı ve tam kusurlu olduğu hâl böyleyken, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğu yönünde kusur belirlemesi yapılmasının yerinde görülmediği, davacı-davalı kadının kusur tespitine yönelen istinaf isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine karar verildiği, davacı- davalı kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru değilse de,erkeğin karşı davası kapsamında verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminde bulunulmadığı,erkeğin karşı davası kapsamında verilen boşanma kararının kesinleştiği, bu durumda kadının asıl davası kapsamında boşanma talebinin konusuz kaldığı, konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, haklılık durumu uyarınca asıl dava kapsamında yargılama giderlerinin davalı-davacı erkeğe yükletildiği, ortak çocuğun velâyeti hakkında İlk Derece Mahkemesince değerlendirme yapılmamasında isabetsizlik olmadığı, kadının reddedilen tazminat taleplerine yönelen istinaf isteminin kısmen kabulüne, erkek lehine hükmedilen tazminatlara yönelen istinaf isteminin kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen yönlerden kaldırılmasına, davalı-davacı erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine ve davacı-davalı kadın lehine 40.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği,davacı-davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin değerlendirilmesinde ise; tarafların her ikisinin de emekli olmaları ve gelirleri ile sosyal ekonomik durumlarının birbirine oldukça yakın olması gözetilerek, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine sair hususlardaki istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur,tazminatlar,nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.