"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/304 E., 2023/472 K.
DAVA TARİHİ : 21.01.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/131 E., 2021/218 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eşi ve çocuklarına zaman ayırmadığını, kendisine yeni bir hayat kurduğunu, müvekkili ve ailesine şiddet uyguladığını, "söylediklerimi yapmaya mecbursun" dediğini, annesinin de eve, aileye ve çocuklara müdahalede bulunduğunu, erkek eşin müdahaleye sessiz kaldığını, tehdit ettiğini, vaktini telefonla geçirdiğini, müvekkiline karşı saygı ve sevgisinin olmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, çocukların için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili ile sürekli küstüğünü, huzursuzluk yarattığını, müvekkilinin ailesine tahrik edici tavır ve tutum içinde olduğunu, eşine ve evine ilgisiz olduğunu, ilgi alaka göstermediğini, müvekkilinin ailesiyle görüşmesini istemediğini ve görüşmelerini engellediğini, çocuklarla da görüştürmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, aksı halde boşanma halinde ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin, davacı eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, annesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığı; davacı kadına ise atfı kabil bir kusurun ispat edilemediği, davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesinde erkeğin telefonu ile çok fazla vakit geçirdiği beyan edilmiş ise de başka kadınlarla telefonda görüştüğüne ilişkin bir iddianın bulunmadığı, telefonu ile fazla vakit geçirdiğine ilişkin iddianın da ispatlanamadığı, erkek eşin başka bir kadınla birliktelik yaşadığına yönelik iddiasının, iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu ve hükme esas alınmadığı, gerçekleşen durum karşısında davalı erkeğin evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tam kusurlu olduğu, çocukların anne yanında yaşıyor olması, yaşı, boşanma gerekçesi ve sosyal inceleme uzman raporları nedeniyle ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, velayet verilmeyen eşin çocukların giderlerine katılması gerektiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların velayetinin annelerine verilmesine, çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkilinin kusurunun olmadığını, kiraya verdiği beş dairenin icrayla satıldığını, herhangi bir işte çalışmadığını, hükmedilen tazminat ve nafakaları ödeme gücünün olmadığını beyan ederek; maddi ve manevi tazminat ile nafakaların kaldırılmasına, aksi halde uygun bir miktara indirilmesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede,tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarının isabetli olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusursuz olduğu, sürekli ve düzenli bir çalışmasının bulunmadığı, gelir getiren bir mal varlığının olmadığı boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceğinin kabulü ve takdirinin, miktarı isabetli olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının da isabetli olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ve kabul edilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının iddia ettiği sadakat yükümlülüğünü ihlal kusurunun ispat edilip edilmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 182 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesi kararında; davalı erkeğin, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği ve erkek eşin müdahaleye sessiz kaldığı; davacı kadına ise atfı kabil bir kusurun ispat edilemediği ve erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de kadın tarafından erkeğin güven sarsıcı davranışta bulunduğunu iddia edilmiş ve dinlenilen davacı tanık beyanlarına göre erkek eşin güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmıştır. Bu halde erkeğe bu vakıanın da kusur olarak yüklenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tam kusurlu olduğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3.Gerçekleşen bu durum karşısında, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur gerekçesi ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesi ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.