Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4252 E. 2024/3996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların boşanma davasında, boşanmanın kabul edilip edilmeyeceği, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2311 E., 2023/621 K.

KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/62 E., 2022/25 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, erkeğin birleşen her iki davasının ayrı ayrı karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının aşırı kıskanç biri olduğunu, davalının, davacının görev yaptığı işyerinde bulunan mesai arkadaşları ile davacı arasında iftira boyutunda uygunsuz yakıştırmalar yaptığını, davalının, davacının yanı sıra ortak çocuğa da fiziksel şiddet uyguladığını, taciz ve tecavüz ettiğini, davalının davacıyı banyoda tacizi sonrası yaşanan tartışmada davalının davacıya yönelik banyodan çıktıktan sonra "git seni başkaları si...n aşağılık kadın diyerek tehditler savurduğunu, davalının ortak çocuk önünde de davacıya yönelik hakaretlerde bulunduğunu, "sen bir or..pusun herkes ile yatıyorsun, şeklinde hakaretlerde bulunduğunu daha sonraki günlerde davalının, davacının iş yerine götürdüğü ortak çocuğu zorla almak istediğini davacıya saldırarak ortak çocuğu aldığını bunun üzerine çıkan tartışmada davacının arkadaşlarından yardım istediğini, davalının tüm öğretmen, kursiyer ve vatandaşların önünde bağıra bağıra "bu kadın bir or...pudur beni 4 kişi ile aldatmıştır" dediğini ve olaya polisin müdahale ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya ÜFE artırımı uygulanmasına davacı lehine yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap ve her iki birleşen dava dilekçelerinde özetle; kadının sadakatsizliğine, hakaretine aşağılamasına, müvekkilini birden fazla erkek ile aldatmasına, müvekkilini istemediğini evliliği yüreğinde ve beyninde bitirdiğini söylemesine, çocuğa karşı sevecen yaklaşmamasına, annelik görevlerini yerine getirmemesine, çocuğa psikolojik baskı kurmasına vakıa olarak dayanıp kadının tam kusuru nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin fiili ayrılık döneminde çocuğu görmek istediğinde kadının müvekkiline hakaret ettiğini, kadının tüm iddialarının yalan olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak müvekkilini aldattığını, .... isimli kişi ile samimi mesajlaşmalarının olduğunu, bu kişinin kadınla görüştüğünü ikrar ettiğini, kadının erkeğe hakaret edip aşağıladığını, erkeğin kendisine layık olmadığını söylediğini, kadının adı geçen dışında 4 erkekle de uzun telefon görüşme ve mesajlaşmalarının olduğunu, ayrıca erkeğin ortak çocuktan kadının .... ile birlikteliğini öğrendiğini, bu kişinin ortak konuta girip çıktığının güvenlik kameraları ile tespit edildiğini, kadının erkekten ailesinden uzak durmasını istediğini, sürekli tartışma çıkardığını, erkeği eve almadığını, kadının ortak çocuğa şiddet uygulayıp annelik görevini yerine getirmediğini, yine .... İsimli kişi ile aldattığını zina eyleminin gerçekleştiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı ve 161 inci maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 2018 yılı Aralık ayından beri ayrı yaşadıkları, taraflar arasında davacının davalıyı aldattığını öğrenmesi üzerine tartışmalar yaşandığı ve fiili ayrılığın başladığı, davalının son dönemlerde davacıyı fazlasıyla kıskandığı, bir tartışmalarında ortak çocuğun kendisinden olmadığını söyleyerek çocuğu yere fırlattığı, fiili ayrılık dönemi içerisinde davalının, davacının çalıştığı iş yerine gelerek ''Bu kadın beni dört adamla aldattı'' şeklinde bağırdığı, davalının delil olarak dosyaya sunmuş olduğu ortak konutun site güvenlik kamerası kayıtlarının yapılan çözümlemesinden ortak konuta gece geç saatlerde yabancı bir erkeğin girdiği ve evde bir süre kaldıktan sonra ayrıldığı, bu durumun çeşitli tarihlerde birden fazla kez yaşandığı, davacı kadının 24.08.2020-28.08.2020 tarihleri arasında ... Tatil Köyü isimli otelde, .... isimli üçüncü şahısla ve ortak çocukla aynı odada kaldığı, bu haliyle kadının evlilik birlikteliği devam ederken zina eylemini gerçekleştirdiği, erkeğin ise kadına yönelik psikolojik şiddette bulunduğu HTS kayıtlarının incelenmesinde; davacı-davalı kadının yabancı erkeklerle normal olmayan sıklıkta görüşmelerinin olduğu, bu haliyle davacı kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı-davalı kadının ağır kusurlu, davalı-davacı erkeğin az kusurlu olduğu anlaşıldığından asıl davanın reddine, birleşen her iki davanın 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına 650,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınıp velâyeten kadına verilmesine, erkek lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınıp erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılması, asıl davanın reddi, birleşen davaların kabulü ve fer’îleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur tespiti, velâyet, ortak konutun kadına tahsisi, lehe hükmedilen tazminat miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı kadının .... ve .... isimli kişilerle zinasının sabit olduğu, bu nedenle davalı davacı erkek tarafından açılan iki ayrı zinaya dayalı boşanma davasında davanın kabulüne dair verilen kararın isabetli olduğu, erkeğin Karaman 2. Aile Mahkemesinin 2019/65 Esas sayılı dosyasında zina dışında şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak da boşanma talep ettiği, ancak İlk Derece Mahkemesince erkeğin konu dosyadaki şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, erkeğin bu hususu istinafa getirmediği, bu nedenle talep hakkında karar verilmemesi durumunun kesinleştiği, erkeğin açmış olduğu davalar özel boşanma nedenine dayalı ise de; kadının açtığı asıl dava şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davası olduğundan kusur belirlenmesinin gerektiği, kadının zina eylemleri dışında birden fazla erkekle görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunma kusurunu da işlediği, mezkur kusurun kadına yüklenmesinde isabetsizlik olmadığı, erkeğin kadının ek kusurunu ispat edemediği, erkeğe yüklenen kadına psikolojik şiddet uygulama kusurunun gerçekleştiği, kadının birden fazla kişi ile zina ve güven sarsıcı davranışına karşın erkeğin kıskançlığının tepki mahiyetinde kaldığı, erkeğin kadının ek kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin hafif kusurlu, kadının ağır kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken asıl davanın reddinin hatalı olduğu, kadının asıl davanın reddine yönelen istinafının kabulüne, kusura ve birleşen davaların kabulüne yönelen istinafının reddine, erkeğin kusura yönelik istinafının ise kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, velâyeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına göre makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelik istinafının kabulüne karar vermek gerektiği,erkek lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılması, erkeğin birleşen davaların kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası miktarı, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, lehe hükmedilen tazminat miktarı ve kişisel ilişki yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi,175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.