"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/671 E., 2023/295 K.
DAVA TARİHİ : 10.10.2019-17.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/582 E., 2022/9 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili asıl dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; kadının başkasını sevdiğini söyleyerek evi terk ettiğini, 2010 yılında evli bir erkek ile sadakatsiz davranışlarının olduğunu ancak bu olayın eşi tarafından affedildiğini, en son kurban bayramından üç hafta önce evi terk edip ailesine gittiğini, sevgisinin bittiğini söylediğini, ailelerin araya girmesiyle ortak konuta döndüğünü ancak kızı için döndüğünü ve kendisinden hiçbir şey beklenmemesini söyleyerek ayrı yatmaya başladığını, sürekli telefon ile meşgul olduğunu, erkeğin en son eşinin G. isimli erkek ile olan mesajlarını görmesi üzerine tartıştıklarını ve kadının evden ayrıldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili asıl davaya cevap, birleşen dava ve birleşen davaya cevaba cevap dilekçelerinde; erkeğin en son olayda fiziksel şiddet uygulamaya teşebbüs ettiğini, tehdit ettiğini, eşine sürekli hakaret edip aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, işten gelip kahvehaneye gittiğini, zorla cinsel ilişkiye girdiğini, çocukla ilgilenmediğini, çocuğa da hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını ve son dönemde eşine zorla sakinleştirici ilaç içirdiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faiz ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ortak konutu terk eden, akabinde sadece kızı için döndüğünü söyleyerek ortak konuta dönen, eşinden ayrı yatan ve güven sarsıcı davranışları olan kadın ile kahvehaneye gitme alışkanlığı olan, hafta sonları arkadaşlarıyla balık tutmaya giden, ev işlerine yardımcı olmayarak eşine rahatsızlık veren, eşinin yemeklerini beğenmediğini söyleyen, ortak çocukla yeterince ilgilenmeyen, çocuğa rencide edici sözler söyleyip fiziksel şiddete varan eylemlerde ve kötü davranışlarda bulunan, eşine zorla ilaç içirmeye çalışan ve son tartışmada fiziksel şiddet uygulamaya çalışıp eşini tehdit eden erkeğin eşit kusurlu oldukları, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olmaları sebebiyle maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacakları, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, kadının evden ayrılarak ailesinin yanına gittiği, sonrasında her iki tarafın kabulünde olduğu gibi ortak çocuğun süreçten etkilenmemesi, ortak konutun çocuğun okuluna yakın olması gibi sebeplerle eve döndüğü ancak boşanma kararını eşine bildirdiği ve bu nedenle eşinden ayrı yattığının anlaşıldığı, söz konusu sürecin kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu gibi ispatlanamayan erkeğin kadına ilaç içirmesi vakıası ile soyut nitelikteki erkeğin ev işleri yapmaması nedeni ile kadının bundan rahatsızlık duyması ile süreklilik gösterdiği ispatlanamayan erkeğin hafta sonları arkadaşları ile balığa gitmesi şeklindeki vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda telefonu sürekli sessizde olan, sürekli telefonu ile meşgul olan ve G. isimli erkek ile sosyal medya üzerinden görüşmeler yaparak güven sarsıcı davranan kadının az, eşi ve çocuğu ile yeterince ilgilenmeyen, sürekli kahvehaneye giderek birlik görevlerine ihmal eden, eşini ve ortak çocuğu aşağılayan, hakaret eden, eşine ve kızına yönelik birden çok şiddet ve şiddet içeren davranışlarda bulunan ve fiili ayrılığa neden olan son olayda ise eşinin üzerine yürüyerek ona saldırmaya çalışan ve kadını ölümle tehdit eden erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun yargılama sırasında ergin olması sebebiyle velâyet ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin kusur belirlemesine, kadının da kusur belirlemesi, reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusur belirlemesine dair gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ...'un velâyeti ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat hükümleri ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.