"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/279 E., 2023/633 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/134 E., 2021/671 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli gece hayatı yaşadığını, alkol kullandığını, eve gelmediğini, yada nadir geldiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evinin, eş ve çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, eş ve çocuklarına ilgi göstermediğini, sürekli şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, evden kovduğunu, sürekli tehdit ettiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, çocuklar ... ve .... için aylık 1.000,00'er TL tedbir -iştirak nafakasına, çocuk Süleyman için aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, eş ve çocuklara ilgi göstermediğini, öğlene kadar uyuduğunu, sosyal medya ve televizyonla vakit geçirdiğini, çocukların istediği kanalları açmayıp kendi dizilerini izlediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek, temizlik işleriyle ilgilenmediğini, sürekli hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürekli alkol kullandığını, eşine karşı saldırgan tutum sergilediğini, çocukları darp ettiğini, araba kullanırken video çekerek çocukların can güvenliğini tehlikeye attığını, birikim yaptıkları, 15.000,00 TL lik altını eşinden habersiz babasına verdiğini, evi terk edip gittiğini, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 161 maddesi gereğince, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî- 50.000,00 TL manevî tazminata (faiziyle) karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla erkeğin, çocuklarına ilgisiz olduğu, gece hayatının olduğu, sürekli alkol kullandığı, fiziksel şiddet uyguladığı, evi otel gibi kullandığı, sabaha karşı eve geldiği, evin faturalarını ödemediği, aboneliklerin kesilmesine neden olduğu, eşinin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, hakaret ettiği, sevmediğini söylediği, sosyal medya hesaplarını izinsiz kullandığı; kadının da sürekli sosyal medyada vakit geçirdiği, erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 maddesi nedenine dayalı boşanma talebinin reddine, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 350,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, çocuklar için dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren aylık 300,00'er TL 'ye yükseltilmesine, aynı miktarda iştirak nafakasına, kadın lehine 23.000,00 TL maddî 22.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesinin doğru olmadığını, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi, velâyet, kadın lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurun sabit olduğu, kadının erkeğe sürekli hakaret ettiğini tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususta kusur verilmemesinin hatalı olduğu, kadının ... .. .. numaralı hat ile yaptığı telefon görüşmelerinin makul sayıda ve gündüz saatlerinde olup bu hususta kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu, yine kadının banyo yaptıktan sonra çekinmiş olduğu fotoğrafta kadının yanında başka bir erkeğin olmadığı, söz konusu fotoğrafın da ne amaçla çekildiğinin anlaşılamadığı ayrıca hukuka aykırı delil olduğu, erkeğin dosyaya sunduğu CD deki görüntüler 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1306 Esas sayılı dosya içeriği ile hukuka aykırı delil olduğundan CD içeriğinin dikkate alınmaması ve kadına kusur verilmemesi doğru olup, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu, kadının zinasının ispatlanamaması karşısında 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma talebinin reddinin doğru olduğu ortak çocuklar için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının az olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu ancak dava tarihinden itibaren verilmesi gerekirken 03.07.2021 tarihinden verilmesinin hatalı olduğu, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre az olduğu, yoksulluk nafakası miktarının da uygun bulunduğu gerekçesi ile kadın vekilinin istinaf talebinin tazminatların miktarı, iştirak nafakasının miktarı ile tedbir nafakasının başlangıç tarihine; erkek vekilinin istinaf talebinin kusur belirlemesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminata, kadın yararına 35.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi, kadın lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin zina nedenli davasının ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.