"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1678 E., 2023/272 K.
DAVA TARİHİ : 04.10.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/706 E., 2020/536 K.
Taraflar arasındaki eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davası ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların arasında fikri ve ruhi çıkan anlaşmazlık sonucu uzun yıllar aynı evde yabancı gibi yaşadıklarını ve karı koca ilişkisinin kurulmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere cevap dilekçesinde belirtilen olayların üzerinden yıllar geçtiğini, bu olayların kusurun belirlenmesinde dikkate alınamayacağını, eşine aldığı hediyelerin hor görüldüğünü, erkeğin misafiri geldiğinde kadının soğuk davrandığını, sürekli incitildiğini, evden gitmesinin istenildiğini, kadının aile adına kararlar verdiğin, 2014 yılında açılan boşanma davasının reddedildiğini, kararın 09.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, o tarihten itibaren 3 yıl geçmesine rağmen tarafların bir araya gelmediklerini, ortak hayatın kurulamadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun)'nun 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin işini bahane ederek eve geç saatlerde geldiğini, kadını yalnız bıraktığını, kadının başarılarını küçüksediğini, eleştirerek aşağıladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, davacının öfke kontrol sorunu olduğunu, eş ve baba olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, işsiz kaldığı dönemlerde evin iaşesine katılmadığını, 2011 yılında davacının sevgilisinin olduğunu müvekkilinin yakın bir zamanda evde davacıya ait el yazısı ile yazdığı notlardan anlaşıldığını, erkeğin başka bir kadınla olan ilişkisini sakladığını, aile ve yakın çevresine kadını kötülediğini, hiçbir tartışma olmadan evi terk ettiğini, kadının iş yeri olarak kullandığı erkeğin mülkiyetinde olan ofisi ve Pendik'te olan daireyi mal kaçırmak amacıyla sattığını, boşanma davası reddedildikten sonra tarafların yeniden görüşmeye başladıklarını, sonrasında iletişimi kestiğini belirterek davanın reddine, aksi halde 500.000,00 TL manevî tazminatın, 300.000,00 TL maddî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin 2014 yılında başka bir kadın için evi terk ettiği, bu durumun ortak çocukların beyanları ve kadın tarafından dosyaya davacının kendi el yazısı ile yazdığı notlardan anlaşıldığı, yine ortak çocukların ve tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere davacı erkeğin davalı kadını "sen nereden bileceksin, sen nerden anlarsın, senin becerebileceğin bir iş değil" diyerek aşağıladığı, yaptığı yemeği aşağıladığı, işini yapamadığını söyledi, davalı kadının ayrılık döneminde ameliyat olduğu ve bu dönemde davacı erkeğin yanında olmadığı, evden ayrıldıktan sonra maddî destekte bulunmadığı, davalının ofis olarak kullandığı yeri davacı erkeğin haber vermeden sattığı anlaşılmakla ayrılığın ve evliliğin bu duruma gelmesinde davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, ayrıca ilk davayı açarak da ayrı yaşamaya sebebiyet verdiği bu yüzden kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davacının tam kusurlu bulunması yönündeki tespitlerine katıldıklarını, tam kusurlu tarafın dava açma hakkının bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, davacının iki adet taşınmazı sattığını, davacının ekonomik durumunu gizlemek ve mal kaçırmak kastıyla hareket ettiğini, davacının ekonomik durumunu gizlediğini, davacının geriye dönük beş yıl içerisinde kardeşi Ş. hesabına yurt içi ve yurt dışından para gönderip göndermediğinin ilgili bankalardan sorulması gerektiğine ilişkin bu talebinin Mahkemece tarafından reddedildiğini belirterek boşanma davasının kabulü, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının kabulü, kabul edilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, yasal şartlar oluştu ise kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.