"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/69 E., 2023/419 K.
DAVA TARİHİ : 29.06.2018
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/734 E., 2022/523 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, başka bir kadınla görüşmekte olduğunu, bu evliliği bitirdiğini açıkça beyan ettiğini, görüşmekte olduğu kadın ile müvekkilini kıyaslayarak hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline küfür ettiğini, hakaret ettiğini, ortak konuttan kovmaya çalıştığını, en son 27 Haziran'da bir kısım eşyaları alarak konutu terk ettiğini, eşinin ve çocuklarının iaşesini görüştüğü kadın ile heba ettiğini, evi satmakla ve müvekkili ve çocuklarını sokakta bırakmakla tehdit ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye tevdiine, aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasının, 750,00'şer TL tedbir-iştirak nafakasının, yasal faiziyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının sadece istemeyi bildiğini, sürekli gereksiz harcamalar ve taksitli alışverişler yaptığını, eve geldiğinde güler yüz göstermediğini, kadınlık görevini yerine getirmediğini, sürekli bir bahane bulup kendi ailesinin bulunduğu köye kalmaya gittiğini, müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkilinin ailesine karşı aynı özveriyi göstermediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, umursamaz davrandığını belirterek davacı kadının boşanma talebinin kabulüne, sair taleplerin reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2019 tarihli, 2018/368 E., 2019/134 K. sayılı ilamı ile; davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, taraf vekillerinin istinafı üzerine İstanbul BAM 10. HD'nin 12.10.2021 tarihli kararı ile, davanın yargı çevresi içindeki görevli ve yetkili Aile Mahkemesine devredilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının evi terk ettiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemleri ile duygusal şiddet işlediği, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, Büşra'nın velâyetinin anneye tevdiine, aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 750.00 TL'ye çıkarılmasına, 750.00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 1.000.00 TL'ye çıkarılmasına, aylık 1.000.00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına kesinleşmeden itibaren faizi ile 10.000.00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili özetle, delillerinin toplanmadığını belirterek kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı erkek vekili özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen sayılı kararıyla; Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen evi terk etme vakıasının sabit olduğu, erkeğin sadakatsiz davranışlarda bulunduğu kabul edilmiş ise de erkeğin davranışlarının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı, erkeğin ayrıca eşini sevmediğini ve beğenmediğini söylemekle de yaşanan geçimsizlikte kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusur bulunmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların yetersiz olduğu gerekçesiyle erkeğin yüklenen vakıaya, kadının yüklenmeyen vakıaya ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın yararın 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu belirterek kararın tümü yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik olup olmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkek ve kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat takdiri ve miktarının isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen tedbir, iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.