Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4285 E. 2024/3990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/719 E., 2023/108 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1380 E., 2021/1751 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik süresince müvekkilinin psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığını, ölümle tehdit edildiğini, evden dışarı çıkmasına izin verilmeyerek sosyal şiddet uyguladığını, psikolojik ve fiziksel şiddetlerin dayanılmaz hale gelmesi üzerine müvekkilinin 2017 yılı içerisinde karakola sığındığını, polisler tarafından sığınma evine yerleştirildiğini, müvekkilinin 1 hafta burada kaldıktan sonra çocukların yaşının küçük olmasından dolayı evine geri dönmek zorunda kaldığını, müvekkilinin eve döndükten sonra davalının uyguladığı her şiddetin dozunu arttırdığını, müvekkilinin sosyal hayatını tamamen bitirdiğini, dışarı çıkmasına dahi izin vermediğini, müvekkiline hayatı zindan ettiğini, müvekkiline evden ayrılmasının bedelini ağır şekilde ödeteceği tehdidinde bulunduğunu, müvekkiline her tartışmada ağır hakaretlerde bulunarak akıl hastası ve tedavi olması gerektiğini söylediğini, bu nedenle müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, şu anda panik atak hastası olduğunu, "o..." kelimesini artık bir hitap haline getiren davalının sadece müvekkili ile tartışmayıp, arkadaşlarını ve ailesini de uzaklaştırmak için sürekli kavga çıkardığını, onlara hakaretler yağdırdığını, bu tartışmalar neticesinde müvekkilinin kardeşi, eniştesi, yakınlarının tarafların evine gelemediklerini, davalının ortak çocukların yanında müvekkilinin üzerine defalarca bıçakla yürüdüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin ortak velâyet olarak düzenlenmesine, 15.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının dilekçesinde bahsettiği hususların senaryodan ibaret olduğunu, müvekkili hakkında uzaklaştırma kararı alındığını, davacının evine gelmediğini ve nerede kaldığının bilinmediğini, davacının iki telefon hattı kullandığını davacının kusurlu olduğunu, tazminata hükmedilecek olsa bile fahiş olduğunu, davacının evi terk ettiğini, işe girip çalışabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin, davacı kadına hakaret ettiği, küfür ettiği, darp ettiği, davacının misafirlerini kovduğu, baskı uyguladığı; davacı kadının ise çocukları darpettiği, davalı erkeğin ağır kusurlu, davacı kadının ise daha hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı babalarına verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı için önceden bağlanan tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, 7.500,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 7.500,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesi, tazminat miktarlarının az olması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe davacı kadına hakaret ettiği, küfür ettiği, darp ettiği, davacının misafirlerini kovduğu, baskı uyguladığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeni ile kusurların kesinleştiği, davacının davalıya yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, davacıya yüklenen çocukları darp ettiği vakıasına ise davalının cevap dilekçesinde dayanmadığı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tespit edilen bu davranışlara göre boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmakla, kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusur gerekçesinin erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu şeklinde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin yoksulluk nafakasının reddine dair karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, tazminat miktarlarının dosya kapsamına göre az olduğu, kadının yoksulluk nafakasının reddine ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile her ay erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine, davacı lehine 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tazminatlar ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.