Logo

2. Hukuk Dairesi2023/42 E. 2023/2933 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava devam ederken eşlerden birinin ölümü üzerine, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Sağ kalan eşin kusurunun somut görgüye dayalı delillerle ispatlanamadığı ve dosya kapsamında kusurlu olduğuna dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1444 E., 2022/1732 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/46 E., 2022/333 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılmasına, istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, evliliğin erkeğin ölümü ile sona ermesi nedeni ile boşanma ve fer'îlerine yönelik karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanmaya yetecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek mirasçıları tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yaş farkı olduğunu, kadının evlenmeyi bunu bilerek kabul ettiğini, erkeğe evliliğin ilk ayından sonra üçüncü derece multiple mylom kanser tanısı konulduğunu ve halen tedavi gördüğünü, ileri yaşı ve kanser tedavisi görmesi nedenleri ile gerek manevî desteğe ve gerekse bakım desteğine ihtiyaç duyması sebebiyle evlilik yaptığını, kadının ortak haneyi terk ettiğini, taraflar arasında karı koca ilişkisi kurulmadığını, bir aile birliği bulunmadığını, bir arada iken de sürekli çatıştıklarını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı kadına dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli kaldırma kararından sonra verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların iki ay evlilik hayatı yaşadıklarını, aralarında 55 yaş fark olduğunu, kadının eşinin tüm bakım ve hizmetlerini eksiksiz yerine getirdiğini, evi terk etmesinin söz konusu olmadığını, evlendikten iki üç ay gibi kısa bir süre sonra erkeğin kanser hastalığına yakalandığını, mirasçılarının hastalığını fırsat bilerek mülk peşine düşerek tarafları ayırmaya çalıştıklarını, aralarını bozduklarını, boşanmanın erkeğin değil, mirasçılarının isteği olduğunu, erkeğin kızı, torunu ve yeğenlerinin erkek kansere yakalandıktan sonra tarafların evine gelip hiçbir neden yokken tartışma çıkarttıklarını, kadını evi ... zorladıklarını, erkeğin sesler üzerine diğer odadan mutfağa geldiğini, kızının sen bu saatten sonra konuşma, içeri gir demesi üzerine mutfaktan gittiğini, tartışma sırasında kadın gidecek yerinin olmadığını söylese de evi ... zorladıklarını, bu olay sonrasında kadının kızını da alarak gitmek zorunda kaldığını, erkeğin kadının ablasını arayıp karısını özlediğini, ondan razı olduğunu, eve dönmesini istediğini söylediğini, erkeğin yakın çevresine karşı karşı kadını korumadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe evlilik sırasında kanser hastalığı teşhisi konulduğunu ve tedavi görmeye başladığını, kadının bu aşamada erkeğe yeterli ilgi ve desteği göstermeyerek ve sıkıldığını ifade ettiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkek vekili tedbir nafakası yönünden, kadın vekili dava dilekçesinin tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 22.12.2020 tarihli kararı ile kadına dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin hastalığının ortaya çıkması, yaşının da bulunması nedeni ile yakınlarının kadını istemeyerek en son aşamada kadın ile tartıştıkları, evden kovdukları, bu durumu duyarak yanlarına gelen erkeğin tartışmaya müdahil olmayarak evlilik birliğini korumadığı, eşine sahip çıkmadığı, yalnız bıraktığı, evden kovulması nedeni ile evden ayrılmaya mecbur kalan kadına engel olmadığı gibi, evden ayrılma sonrasında dönmesi yönünde de bir çaba içine girmediği, mirasçılarının mirasın davalı kadın tarafa kalmaması çabası ile hareket ederek davacının olmadığı bir park ortamında davalıyı anlaşmalı boşanmaya ikna yönünde tavır sergiledikleri, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, dolayısı ile erkeğin evlilik birlinin sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu olduğu, davalı kadına ise atfı kabil bir kusurun her türlü şüpheden uzak olarak ispat edilemediği ve erkeğin yargılama devam ederken vefat ettiği gerekçesiyle müteveffanın açtığı ve ölümü ile mirasçıları tarafından takip edilen asıl ve karşı davada evliliğin erkeğin ölümü ile sona ermesi nedeni ile boşanma ve fer'îlerine yönelik karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine

karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -karşı davalı erkek mirasçıları her tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek mirasçıları vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sırasında erkeğin vefat etmesi nedeniyle, sağ kalan eşin kusurunun tespiti yönünden karar verilmesi gerekirken ölen eşin kusuruna ilişkin tespit yapılmasının doğru görülmediği belirtilerek, dosya kapsamında kadının kusurunun somut görgüye dayalı delillerle ispatlanamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ kalan eş olan kadının kusuru bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadının 38 yaşında olduğunu, davacı murisin yaşı ve sonrasında kanser hastalığı nedeni ile bakıcıya ihtiyacı olduğu, davalının da bu bakıcılık işi nedeni ile geçimini sağlama iradesi bulunduğunu, kısa bir süre sonra kanser hastası olduğu ve ağır bir tedavi süreci yaşadığı, kadının bu süreçte muris ile ilgilenmediği, eşine destek olmadığı, ağır hastalık döneminde evde yalnız bırakarak gittiği, murisin kızı ve yeğeninin müdahalesi ile eve döndüğünü beyan ederek ortak haneyi, eşini hasta halinde bırakarak terk ettiğini, mahkemenin kadının kusursuz olduğu yönündeki kabulünün haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi talebi ile, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava devam ederken erkeğin ölümü ile konusuz kalan ve erkeğin mirasçıları tarafından kusur tespitine yönelik olarak devam eden boşanma davasında sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı, sağ kalan eşe yüklenebilecek bir kusurun ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek mirasçıları vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.