"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/773 E., 2023/274 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/203 E., 2019/508 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 10 gün süre ile evli kaldıklarını, kadının anlaşma fırsatı dahi vermediğini, evliliği maddiyat ve kazanç temini olarak gördüğünü, erkeği bu konuda yanılttığını, evlilik sonrası kadının ailesinin evine gittiklerinde takıların ne yapıldığının sorulduğunu, akabinde takıların getirilmemesi halinde eşini götüremeyeceğinin söylendiğini, bunun üzerine erkeğin takıları eşinin ailesine verdikten sonra eşini eve götürebildiğini, takıların geri getirileceği söylenmesine rağmen getirilmediğini, takılarla ilgili konuşma sırasında erkeğin eşini korkutmak amacıyla "takılar gelmezse boşanacağını" söylemesi üzerine kadının diğer takıları da alıp gitmek istediğini, alyansını attığını, akabinde polislerin geldiğini, şiddet uyguladığı şeklinde iftiralarda bulunduğunu bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 162 ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına erkek yararına 50.000,00'er TL maddî-manevî tazminata, 6 adet bilezik, 18 adet çeyrek altın ile 8.500 TL nakit paranın faiziyle kadından tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle kadının evi terk etmek zorunda kaldığını, düğün takılarını zor ve tehdit kullanarak kadının elinden aldığını, hakkında yapılan şikayet üzerine takıların erkekten alınarak müvekkiline teslim edildiğini, kadını bıçakla tehdit ettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, ortak hayatın sürdürülmesinin imkansız olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun)162 ve166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz ve ev eşyalarına yönelik talep ve dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında düğün takıları ve paralarla ilgili tartışma yaşandığı, tartışma sonrasında ailesi izin vermediği için erkeğin tek başına paraları alarak evine döndüğü, sonrasında paraları kadının ailesine teslim ettikten sonra eşi ile geri döndükleri, bir kaç gün sonra takılar yüzünden çıkan tartışmada erkeğin kadını darp ettiği, karakolda polislere beraberinde getirdiği bilezikleri teslim ettiği, olay sonrası ayrılıp bir araya gelmedikleri, erkek hakkında tehdit, eşe karşı basit yaralama suçlarından ceza davası açıldığı, bu olaylara göre taraflar arasında ailelerin de etkisi ile düğünde takılan ziynet ve paralar nedeniyle başlayan sorunlarda erkeğin kadına şiddete yönelik eylem ve söylemlerde bulunduğu, bu sorunun çözümü için çaba göstermedikleri, çözüm odaklı hareket etmeyen tarafların her ikisinin de kusurlu olmakla birlikte boşanmaya neden olan olaylarda erkek daha ağır kusurlu kabul edilerek asıl ve karşı davanın kabulü ile ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun)166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadının tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 7.000,00 TL manevi tazminata, kadının maddî tazminat, erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin ziynet eşyaları ve paraya ilişkin talebi ile ilgili bu konuda harcı yatırmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve karşı dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, 4721 sayılı Kanun'un 162. maddesine dayalı davalarının reddi, tedbir-yoksulluk nafakası ve maddî tazminat taleplerinin reddi ile manevî tazminat miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf talebinde bulunmayan erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, ancak erkeğe yüklenen bu kusurlar yanında kadını tehdit ettiğine ilişkin kusurun sunulan delillerle kanıtlandığı anlaşılmakla bu kusurun da erkeğe yüklenilmesi gerektiği, kararın kusur gerekçesinin düzeltildiği, kadının genel sebebe dayalı boşanma talebi dışında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı boşanma talebi hakkında gerekçeli kararda bu talebin reddine karar verildiği açıklanmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm bölümünde hüküm tesis edilmemesinin hatalı olduğu,erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen genel sebebe dayalı karşı davanın kabulü ile boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle yeniden hüküm tesisi ile kadının konusuz kalan 4721 sayılı Kanun’un 162. maddesine dayalı boşanma talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek hükmün düzeltildiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata ilişkin yasal koşulların oluştuğu, mahkemece kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli ise de, kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesi ile bu yöndeki karar gerekçesinin isabetli görülmediği, çalışmayan ve düzenli gelire sahip olmadığı anlaşılan kadının ihtiyaç içerisinde olduğu ve boşanma sonrasında da yoksul duruma düşeceği anlaşıldığından kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi de isabetli görülmediği, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı da az bulunarak, aynı zamanda kadının tazminatlara yasal faiz yürütülmesi talebi hakkına olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmemesinin de isabetli görülmediği, tazminatların az olduğuna yönelik istinaf talebinin faize hükmedilmemesine yönelik istinaf isteğini de içermediği (Y 2. HD, 23.02.2022 tarih, 2021/10728 - 2022/1687E/K) kadın yararına daha uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata, irat şeklinde bir miktar tedbir nafakası ile toptan yoksulluk nafakasına hükmedildiği, açıklanan nedenlerle, davalı-davacı kadının kusur tespiti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmemesi, lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, maddî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi hükümlerine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile bu yöndeki hükümler kaldırılarak erkeğe yüklenen kusurların niteliği yönünden kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine,kadının konusuz kaldığı anlaşılan 4721 sayılı Kanun’un 162. maddesine dayalı boşanma talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakası,boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu,takılar yüzünden evi terkettiğini belirterek kusur, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu beyanla, erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar ve nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi,175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.