Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4318 E. 2023/5755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında, davalının boşanma protokolü imzalanırken hamile olduğunu gizlemesinin yargılamanın iadesi sebebi sayılıp sayılmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının susmasının ve hamileliğini gizlemesinin hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceği, kimsenin bir davada aleyhine beyanda bulunma yükümlülüğü olmadığı ve bu durumun yargılamanın iadesini gerektiren bir sebep olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/251 E., 2023/237 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1169 E., 2022/1244 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyenlarında özetle; tarafların 10.07.2019 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, kararla ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiği ve çocuk için 300,00 TL iştirak nafakasın hükmedildiği, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra nüfus kayıtlarına baktığında kendi nüfusuna kayıtlı oğlu olarak 10.01.2020 doğum tarihli ...'nun gözüktüğünü gördüğünü, bu çocuğun ana rahmine düştüğü tarihte müvekkili ile davalının evli olduğunu, ancak çocuğun kendisinden olmadığını, soy bağının reddine yönelik dava açtığı bu dosyada Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, rapora göre çocuk ... için biyolojik babalığının reddedildiği, kadının başkası ile olan ilişkisinde ortak çocuğu da kullandığını anladığını bu nedenle müvekkili ve davalı arasındaki boşanmaya dayanak alınan protokol doğrultusunda anlaşmalı boşanmaya itiraz ettiğini ve evlilik birliğinin zina nedeniyle sonlanmasına ilişkin karar verilmesini, çocuğun velâyetinin kendisine verilerek yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; boşanma kararını boşanma davası açılmadan bir yıl kadar önce aldıklarını, davalının evlilik içinde kendisini birden fazla kadınla aldattığını, fiziksel şiddet ve hakaretlere maruz kaldığını, fakat maddî imkansızlıklar ve davacının ailesinin baskısı nedeniyle boşanma davası açamadığını, boşanma sonrası davacı ve ailesinin tüm akrabalarını ve komşularını arayarak namusunuzu temizleyin yoksa ben yapacağım gibi tehdit mesajları gönderdiğini, öldürülmesini istediğini, velâyeti ile parayı vermez ise DNA raporunu tüm Pazar'da yayacağını söylediğini, üzerinde psikolojik baskı kurup çevresinde infaal yaratmaya çalıştıklarını, akrabalarına kendisini öldürmeleri için devamlı tacizde bulunduklarını, bu nedenle uzun süre sokağa çıkamadığını, akrabaları ve arkadaşları ile iletişiminin kalmadığını belirterek; davacının davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin kalıcı olarak kendisinde kalmasının devamına, tazminat hakları saklı kalmak üzere yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Mahkeme ara kararla ortak çocuğun velâyetine ilişkin talebin tefrik edilmesine geçici velâyet veya kişisel ilişki yönündeki taleplerin tefrik edilen dosya üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi içeriğine göre davacı tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin 1-ç ve 1-h bentlerinde belirtilen sebeplerin gerçekleştiğinin iddia edildiği, yargılamanın iadesinini isteyen davacının sonradan elde ettiğini beyan ettiği delilin anlaşmalı boşanma davasının delili olmadığını, yargılamanın iadesi davasına konu olan davada davacının aleyhine bir karar verilmediği, aksine protokol ve duruşmada alınan imzalı beyanı gibi anlaşmalı boşanma hükümlerine göre davanın kabulü ile anlaşmalı boşanmaya ve taraflarca imzalı protokolün onaylanmasına karar verildiğini, davacının iddiasının bu davada dinlenme ve yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının ileri sürdüğü sebeplerin sınırlı olarak 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden de olmadığı, bu tespit karşısında tanık dinlenmesinin dosyaya bir yenilik katmayacağından tanıkların da dinlenmediği gerekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebine konu mahkeme kararında kısmen veya tamamen değişiklik yapılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından davacının talebinin reddine, 6100 sayılı Kanun'un 380 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkemenin önceki kararının aynen onanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özele; yargılamanın iadesi dilekçesindeki iddialarını yineleyerek davalının zinasının sabit olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne hükmedilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anlaşmalı boşanma davasında tarafların ortak imzalı protokol sunmaları ile yapılan duruşmada asillerin ve vekilin hakim huzurunda bizzat boşanmanın mali ve kişisel sonuçları ile çocuğun durumuna ilişkin uzlaşma sağladıklarının beyanları ve imzalarıyla tasdik ettirilerek karar verildiği, kanun yoluna başvurulmaksızın kararın kesinleştirildiği, her ne kadar davacı tarafından kadının karara tesir eden hileli bir yola başvurduğu gerekçesi ile yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuş ise de; buradaki hilenin diğer kanunlardaki anlamından daha geniş bir biçimde ele alınması gerektiği, tarafın mutlaka kasti olarak bu hileyi yapması, hileli davranışın lehine verilen karara etki etmiş olması gerektiği, hileli davranış olmasa da aynı şekilde karar verilebilecek hallerde yargılamanın yenilenmesine karar verilemeyeceği, davalı kadının susmasının hileli davranış olarak yorumlanamayacağı, zira hiç kimsenim bir davada aleyhine beyanda bulunma yükümlülüğü altına sokulamayacağı, bu nedenlerle somut olayda kanunda ve uygulamada kabul edildiği şekilde yargılamanın iadesini gerektiren bir hilenin yapıldığından bahsedilemeyeceği, davanın reddine ilişkin hükümde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkilinin anlaşmalı boşanma protokolü akdedilirken davalının kendisini aldattığını ve başka bir adamdan hamile olduğunu bilmediğini, bilse idi belirtilen boşanma protokolü ile boşanmayı asla kabul etmeyeceğini, velâyetin anneye verilmesini kabul etmeyecek ve tazminat talep edeceğini, kadının hileli davranışları ile kendi yararına karar verilmesini sağladığını, delillerinin mahkemece toplanmadığını, tanık deliline de dayandığını, delillerin toplanmasının istinaf dilekçesi ile de talep ettiklerini ancak toplanmadığını, tanıklarının dinlenilmesinin hukuki zorunluluk olduğunu, ret gerekçesinin soyut olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında yargılamanın iadesi yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci, 371 inci ve 375 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.