Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4328 E. 2023/3065 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan, davalı kadının davacı erkeğe ait evde kira ödemeden oturmasını düzenleyen hükmün, nafaka niteliğinde olup olmadığı ve davalı kadının evlilik birliği devam ederken zina yapmasının bu hükmün kaldırılmasını gerektirip gerektirmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Protokol hükmünün tarafların serbest iradeleriyle belirlendiği, hükmün nafaka olarak nitelendirilemeyeceği, davalı kadının zina yaptığı iddiasının ispatlanamadığı ve velayetin babada olmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/315 E., 2023/669 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/565 E., 2022/1917 K.

Taraflar arasındaki protokol maddesinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, velâyetin ortak olarak verildiğini, çocukların anne ile yaşamasının kararlaştırıldığı, bunun sonucu olarak da erkeğe ait evde bila bedel oturacağının kararlaştırıldığını, kadın tarafından açılan velâyetin değiştirilmesi davası sırasında aslında evli oldukları tarihte kadının zina yaptığını öğrendiğini, bu durumu o tarihte bilse idi bu şekilde bir protokole imza atmayacağını, protokolün 7 nci maddesinde yer alan "oturulan evin kirası olmaksızın ve masrafları erkek tarafından karşılanacaktır" yükümünün aslında nafaka niteliğinde olduğunu, bu maddenin iptali ile nafaka yükümlülüğünün kaldırılmasını, oturdukları evin uygun bir miktarda ecrimisil bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerektiğini iddia ederek boşanma kararındaki nafaka hükmündeki mali yükümlülüklerden olan, davacıya ait ... ili Selçuklu İlçesi ... Mahallesi 26 M4 pafta, 29251 Ada 9 parsel, 30 bağımsız bölüm numaralı konutta, davalı kadının kira ödemeden oturmasının haksızlığının tespitiyle davacının bu yükümlülüğü ile birlikte davalının oturduğu sürece konutta tüketilen elektrik, su, doğalgaz, aidat, emlak vergisi şeklindeki ödemelere ilişkin davacının yükümlülüğünün hakkaniyet ilkesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 22.04.2019 tarihinde kesinleşen ilam ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanmadan sonra protokol ile temin edilen yükümlülüklerden kurtulmak için sürekli tehdit ettiğini, aldatmakla itham ettiğini, bu nedenle aralarında ceza davası görüldüğünü, kadın tarafından çekişmeli boşanma davası açılmasına karşın erkeğin ısrarları ile anlaşmalı boşanmaya dönüştüğünü ve protokolün davacı erkek hazırlandığını, çocukları ...’a götürdüğünü ancak kızının orada yaşamak istemediğini, bu nedenle velâyet davası açtığını, karşı dava açan erkeğin o davada, protokolün 7 nci maddesine ilişkin bir iddiası olmadığını, tarafların o maddeyi nafaka olarak karrarlaştırmadığını davacının çok iyi bildiğini, üstelik aldattığı iftiralarını orada da ileri sürdüğünü, birlikte edindikleri malların çok fazla olduğunu, erkeğin gelirinin görünenden çok olduğunu, çocuğun ihtiyaçları gözönüne alındığında nafakanın sadece eğitim masraflarına karşılık geldiğinin görüleceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ... 3. Aile mahkemesi 2019 /524 esas sayılı dosya ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve ilgili kararın kesinleştiği, tarafların birbirlerinden nafaka istemediği hususunun açıkça anlaşıldığı ve bu hususun onaylandığı, iş bu davada davacı vekili anlaşmalı boşanma protokolünün 7 nci maddesinin nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, tarafların serbest iradesiyle yaptıkları anlaşmaya bakıldığında bunun kabulü mümkün olmadığını, davacı taraf kadının başkasıyla ilişkisini kadının gizlediğini iddia ettiğini, dinlenilen davacı tanığı tarafların evliliğinin bitme aşamasında da davalının başkasıyla ilişki yaşadığını bildiklerini söylediğini, şu an davalının başka birisiyle evlenmesinin de söz konusu olmadığı, davacı taraf müşterek çocukla birlikte dava konusu evde yaşadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; protokolün 7 nci maddesinin mali yükümlülüklere ilişkin olduğunu ve bu nedenle nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiği, kadının evli iken dahi eşini aldattığının ispatlandığı dolayısıyla nafaka ödeme yükümlülüğünün kalmadığını, protokolün 7. maddesinin şartının çocuklarla birlikte oturması olarak belirlendiğini, velâyetin de ortak olarak devam edeceğine karar verildiğini, kadının velâyetin değiştirilmesi için dava açtığını ve protokol tarihinde eşini aldattığını gizleyerek haksız kazanımlar sağladığını ve bu nedenle protokol hükümleri ile davacının da bağlı olmayacağını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kadının zina yapması sebebiyle protokolün 7 nci bendindeki hükmün kaldırılması davası olduğu, münhasıran davacının yargılamanın iadesi talebinin de olmadığı, dosya kapsamı ile davacı adına kayıtlı taşınmazda davalı anne ve ortak çocuk ...'un yaşadıkları, velâyeti babada olan ortak çocuk Uğur'un kişisel ilişki süresince bu eve geldiği, davalı kadının başka bir erkekle nişanlandığı ancak evlenmediği ve evliymiş gibi yaşadığı hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; protokolün 7. maddesinin mali yükümlülüklere ilişkin olduğunu ve bu nedenle nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiği, kadının evli iken dahi eşini aldattığının ispatlandığı dolayısıyla nafaka ödeme yükümlülüğünün kalmadığını, protokolün 7. maddesinin şartının çocuklarla birlikte oturması olarak belirlendiğini, velâyetin de ortak olarak devam edeceğine karar verildiğini, kadının velâyetin değiştirilmesi için dava açtığını ve protokol tarihinde eşini aldattığını gizleyerek haksız kazanımlar sağladığını ve bu nedenle protokol hükümleri ile davacının da bağlı olmayacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan anlaşmalı boşanma protokolünün maddesinin kaldırılması davasında, protokolün 7 nci maddesinin mali sonuçları içerdiği için nafaka olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.