"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2104 E., 2023/698 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/233 E., 2021/274 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadını Akşehir'de annesinin yanında oturmaya mecbur bıraktığını, annesinin sözününün üstüne söz söylerse boşayacağını söyleyerek tehdit ettiğini, normal yolla çocuk sahibi olmayacağını sakladığını, 21 yaşındayken kadını tüp bebek tedavisine zorladığını, hamileliği süresince ilgilenmediğini, hamileliğin 2. ayında kadına şiddet uyguladığını, yurt dışına maddî ihtiyacı olamamasına rağmen çalışmaya gittiğini ve 6 ay gelmediğini, doğum sonrasında hastanede ziyaret etmediğini, çocuklardan rahatsız olduğunu söyleyerek yatağını ayırdığını, mal varlığını tanıdıklarının üzerine geçirdiğini, darp ettiğini, çoğu zaman yumruk, tekme ve oklama gibi materyallerle gerçekleştiğini, uzum zamandır aynı evde yaşamadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının hamile kaldıktan sonra iyice agresif ve geçimsiz hale geldiğini, karşı tarafın çocuklarla ilgilenen bir anne olmadığını, eş ve çocuklarını evden kovduğunu, bağırarak üzerine geldiğini, karşı tarafın velâyetlerini istese de çocukları babasına bıraktığını, kendisinin Antalya'ya terk edip gittiğini, hiçbir zaman güleryüz göstermediğini, hiçbir arkadaşıyla ya da arkadaşının ailesi ile ilişki kurmak istemediğini, hiçbir zaman gerektiği gibi hürmette bulunmadığını, devamlı huzursuzluk yarattığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, oklava ile vurarak yaraladığı, ortak konuttan ayrılarak uzun zamandır ayrı bir evde yaşadığı, sürekli bir şekilde küçümseyici laflar ettiği, kıskançlık yapıp davacıyı kısıtlayıp baskı altına aldığı, evliliklerinin başında davacıya ayrı ev açmayıp kendi ailesi ile birlikte yaşamaya mahkum ettiği, evliliklerinin henüz başında çocuklarının olmaması sebebiyle davacıyı tüp bebek konusunda zorladığı; kadınn ise erkeğe hakaret ettiği, çorba kepçesi ile vurarak yaraladığı boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat taleplerinin reddi, kadın için yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi, çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, erkeğin bağımsız konut temin etmediği ve erkeğin tüp bebek yapılması konusunda kadına baskı uyguladığı yönüyle kusurlu bulunduğu ancak bu kusurlarının af kapsamında kaldığı ve kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurların isabetli olduğu; kadına yüklenen kusurların yerinde olduğu ayrıca erkeğe sürekli hakaret ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, yine de evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ortak çocuklar ... ve ...'nın annesi ile çocuk ...'ın ise babası birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, ...'ın babası ile yaşamak istediği nazara alınarak; çocuklar ... ve ...'nın velâyetinin annesine verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak çocuk ...'ın velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, ... ve ... yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuklardan ...'ın velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk ...'ın tedbir ve iştirak nafakasının reddine, ortak çocuk ... için aylık 1.500,00 TL, çocuk ... için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacı-davalı kadının, karşı davanın kabulüne, ortak çocuklar ve kadın için hükmedilen tedbir nafakasına, ... için hükmedilen iştirak nafakasına, yoksulluk nafakasına, davalı-davacı erkeğin, kendi tazminat taleplerinin reddine, kadın için hükmedilen tazminata, ... ve ...'nın velâyetine, asıl davanın kabul edilmiş olmasına, ortak çocuklar ... ve ... için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince karar gerekçesinde tazminatların az olduğu belirtilmekle bu konuda hüküm kurulmamış olduğu gerekçesiyle 30.03.2023 tarihli ek karar ile kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin (A) fıkrası gereğince kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat taleplerinin reddi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile çocuklar için hükmedilen iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve erkeğin reddedilen talepleri ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.