"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/413 E., 2023/747 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sandıklı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/531 E., 2021/502 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinde şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açtıkları boşanma davasının temyiz incelemesi neticesinde davalının akıl hastası olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi bozulduğunu, davalarının ret ile sonuçlandığını, davalının akıl hastası olduğunu, gelen rapordan iyileşme imkanının olmadığının anlaşıldığını, bu durumun müvekkili için hayatı çekilmez kıldığını, müvekkilinin kendisine ve ortak çocuğa bir zarar geleceği korkusu ile yaşadığını belirterek akıl hastalığı nedeni ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 165 ıncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; kadına ait adli tıp bilgilerinin doğru olmadığını, evlendikten bir kaç gün sonra bileziklerinin alındığını ve satıldığını, ortak çocuk dünyaya geldiğinde çocuğun kendilerine gösterilmediğini, kadına davacı ve babasının fiziksel şiddet uyguladığını, hocaya götürüp muska yazdırdıklarını, olayları TV kanalına çıkıp anlattığını (Müge ANLI) kadının 11 yıldır baba yanında olduğunu, son olayda davacının baba ve kızına fiziksel şiddet uyguladığını, davacının bağımsız konut temin etmediğini, kızının davacı ve ailesi tarafından hizmetçi gibi kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dosya kapsamında Pamukkale Üniversitesi Hastanesinden alınan raporda kişide hafif düzey mental retardasyon tanısının olduğu mevcut akıl hastalığının tedavi ile geçmesine imkan bulunmadığının bildirildiği, davalı kadın için aldırılan rapor sonucunda kanunda tanımlanan şart gerçekleştiği için tarafların boşanmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 165 inci maddesi uyarınca açılan davasının kabulü ile tarafların akıl hastalığına dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine davalı kadın için 450,00 TL tedbir nafakasının davacıdan tahsiline davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi nedeni ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016-306 Esas 2019-331 Karar sayılı kararı henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen derdestlikten ötürü dosyanın ortadan kaldırılmaması, müvekkili hakkında raporun Adli Tıptan alınması talebinin reddedilmesi, usulsüz tebligat ile savunma hakkının kısıtlanması, velâyet, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın hakkında düzenlenen Pamukkale Üniversite Hastanesinin 24836 sayılı sağlık kurulu rapor içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde kadının akıl hastalığının mevcut ve sabit olduğu, düzenlenen raporun hüküm tesisine yeterli ve elverişli olduğu, davanın özel boşanma nedenine dayalı olarak açıldığı, özel boşanma nedenine dayalı davada sebebin gerçekleşmesinin gerekli ve yeterli olduğu, özel boşanma nedenine dayalı davaya karşılık bir dava olmadığı müddetçe kusur değerlendirilmesine girilemeyeceği, somut olayda kadının karşı boşanma davasının olmadığı, Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/306 Esas sayılı dosyası ile işbu davanın hukuki sebeplerinin farklı olması sebebi ile derdestlik durumunun oluşmadığı, anılan dosyada verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi ya da birleştirilmesi gibi bir durumun dosyaya bir katkı sağlamayacağı, işbu dosyada kusur değerlendirilmesine girilmemesinde isabetsizlik olmadığı, yoksulluk nafakası için nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz ise de kadının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında ileri sürülmeyen yoksulluk nafakası talebinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, kadına yoksulluk nafakası takdir edilmemesinde isabetsizlik yok ise de maddî anlamda kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın lehine tedbir nafakası takdirinin doğru miktarının ise makul olduğu, kısıtlı bulunan kadının yasal olarak velâyet hak ve yetkilerini kullanamayacağı anlaşıldığından ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinde isabetsizlik olmadığı, vasiye bizzat tebligat yapılmış olması nedeni ile davalının savunma hakkının da kısıtlanmadığı, hülâsa verilen kararın yoksulluk nafakası dışında usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin yoksulluk nafakası dışındaki sair istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesinin yoksulluk nafakası hükmünün kaldırılmasına, yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016-306 Esas 2019-331 Karar sayılı kararı henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen derdestlikten ötürü dosyanın ortadan kaldırılmaması, müvekkili hakkında raporun Adli Tıptan alınması talebinin reddedilmesi, usulsüz tebligat ile savunma hakkının kısıtlanması, velâyet, yoksulluk nafakası talebi hakkında verilen karar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.