"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1884 E., 2023/463 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/644 E., 2022/28 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve ev eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince aslı ve karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne, ev eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ziynet ve ev eşyası davalarının tefrikine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Davacı-davalı kadının ziynet ve ev eşyası alacağı davaları yönünden Bölge Adliye Mahkemesince bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, tarafların bu davalara ilişkin taleplerinin tefrik edilen dosyada değerlendirilmesine karar verildiğinden, tarafların ziynet ve ev eşyası alacağı davalarına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların diğer yönlere ilişkin gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evliliğin ilk senesinden sonra erkeğin sorumsuz davranmaya, eve gelmemeye ve kadına fiziksel şiddet uygulamaya başladığını, gece hayatına düşkün olduğunu, kadını toplum içinde küçük düşürdüğünü, en son 2015 yılında erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulayarak evden kovduğunu, kadının baba evine döndüğünü, açılan ceza davasında da erkeğin suçunu kabul ettiğini, tarafların o zamandan beri ayrı yaşadığını, ayrılık süresince de 2016 yılı Şubat ayında kadına ve ailesine hakaret ve tehdit ettiğini, buna ilişkin ceza davası açıldığını, erkeğin evlilik birliği içinde kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, ayrı yaşanılan zamanda kadının ve çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sosyal medyadan başka bir kadın ile fotoğraflarını paylaşmakta olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl yasal artırım oranında artırım uygulanmasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve ev eşyası davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeğin gece çalışıyor olmasını yanlış anlayarak sorun ettiğini, kıskançlık yaptığını, bu nedenle tartışmaların yaşandığını, kadının eş olma görevlerini yerine getirmediğini, evi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, kadının evden kendi isteği ile habersiz şekilde gittiğini, herhangi bir darp olayının yaşanmadığını, erkeğin kadının ailesinin evine kadını ve çocuğu almaya gittiğinde hakaret ve tehditlerle karşılandığını, kadının kendi kişisel temizliğine özen göstermediğini, temizlik konusunda vurdumduymaz davranması nedeniyle elinden yemek dahi yiyemeyecek duruma geldiğini, erkeğin çamaşırlarını yıkamadığını, ütüsünü yapmadığını, ortak çocuğun da bakımını yapmadığını, tarafların 4 yıldır ayrı yaşadığını, bu süre içinde tarafların yeni insanlarla tanışmalarının ve arkadaşlık kurmalarının kaçınılmaz olduğunu, erkeğin sosyal medyada başka insanlarla diyaloglarını yayınlamasının kadının rencide olması sonucu doğurmayacağını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin birden fazla kez kadına şiddet uyguladığı, ayrılığın yaşandığı 2015 yılında kadını darp etmesi ve hakeret etmesi nedeni ile Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/527 Esas sayılı dosyası ile cezalandırılmasına karar verildiği, erkeğin evlilik birliği içerisinde düzenli bir işinin olmadığı, sorumsuz olduğu, gece hayatına düşkün olup, iş çıkışı buralarda zaman geçirdiği, eşi ve çocuğuna vakit ayırmadığı, ayrılık zamanı da çocuğuna maddî destekte bulunmadığı, ceza dosyasında belirtildiği şekilde "beni aldattığın adamla iyi s..kiştin mi?" şeklinde kadına hakaret ettiği, ayrılık döneminde çocuk teslimi sırasında yaşanan olaylar nedeni ile Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/552 E. sayılı dosyası ile kadının ailesinden Ahmet isimli şahsı tehdit etmesi nedeni ile cezalandırılmasına karar verildiği, hakaret suçu yönünden ise hakaretin karşılıklı olması nedeni ile ceza verilmediği ancak hakaret fiilinin sabit olduğu; kadının ise kişisel temizilğine ve evin temizliğine dikkat etmediği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, çocuğun yaşı ve psiko-sosyal gelişimine dair menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilnesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 500,00 TL'ye yükseltilmesine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 500,00 TL'ye yükseltilmesine ve yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne, ev eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının bulunmadığını, ziynet eşyası alacağının kısmen kabulü ile ev eşyası alacağının reddinin hatalı olduğunu, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarlarının az olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, ziynet eşyası alacağının reddedilen kısmı ve ev eşyası alacağının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının bulunmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının bir kısım tanık beyanlarına dayanılarak kusur tayini yapıldığını, kadının iddialarının soyut olduğunu, darp iddiasının kabul edilmesi halinde kadının eve geri dönmesi nedeniyle affın söz konusu olduğunu, hükmedilen tazminatlar ve nafakaların erkeğin ekonomik durumunu aştığını, ziynet eşyası davasının kabul edilen kısmının hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, erkeğin anne ve babası ile kişisel ilişki kurulması talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki, ziynet eşyası talebinin kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından dayanılmadığından erkeğe yüklenen düzenli işinin olmadığı kusurunun kaldırılması gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların doğru olduğu, ayrıca erkeğin kadınların bulunduğu eğlence mekanlarına gitmek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince kadının ailesinden Ahmet isimli kişiyi tehdit etmesi nedeniyle açılan ceza davasının dosya numarasının kararda yanlış belirtildiği, Konya 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/582 Esas 2018/505 Karar sayılı ilamı ile davalı erkeğin, kadının ailesinden Ahmet'i tehdit etmesi yönüyle kusurlu olduğu, yine erkeğin kadına ve ailesine hakaret etmesi yönüyle kusurlu bulunduğu; kadına yüklenen kusurların isabetli olduğu, kadının ayrıca ceza kararı ile erkeğe hakaret ettiğinin de sabit olduğu, erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluştuğu, anne bakım, gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde olduğu nazara alınarak çocuğun velâyetinin annesine verilmesi kararının yerinde olduğu gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının tefrikine, ayrı bir esasa kayıt edilmesine, bu davalara yönelik istinaf itirazlarının o dosya üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, ziynet eşyası alacağının reddedilen kısmı ve ev eşyası alacağının reddiyönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak kadın yararına tebligat giderlerine hükmedildiği ve erkek yararına hükmedilmediğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki, ziynet eşyası talebinin kabul edilen kısmı, tebligat giderleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulünün, kusur belirlemesinin, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin, erkeğin anne ve babası ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasının, kadın yararına nafaka ve tazminatlara ve ortak çocuk yararına nafakalara hükmedilmesinin, tazminatların ve nafakalarının miktarının, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen tebligat giderlerinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, tefrik edilen ziynet ve ev eşyası alacakları yönünden inceleme yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekllerinin ziynet ve ev eşyası alacağı davalarına yönelik temyiz dilekçelerinin tefrik nedeniyle REDDİNE,
2.Tarafların diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.