Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4335 E. 2024/3705 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin zina nedeniyle açtığı boşanma davasının şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirleme, delillerin değerlendirilmesi, manevi tazminat talebinin reddi ve çocuğun velayeti konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, sundukları delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin niteliğine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2331 E., 2023/429 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/858 E., 2022/242 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı eşiyle 2018 tarihinde evlendiğini, her ne kadar resmi evlilik tarihinin 26.09.2018 olsa da taraflar 2 yılı geçkin bir süredir kaçarak evlilik hayatı yaşamış ve belirtilen tarihte ise resmi evliliklerini yaptığını, tarafların bu evliliklerinden Hiranur adında 27.04.2019 doğumlu bir çocukları olduğunu, müvekkilinin çiftçilik yapan ailesine yardımcı olmak amacıyla yaz aylarında köyde çalıştığını, ekin zamanlarının bitimi ile Ankara'da ... Enerji adlı işyerinde çalışmaya başlayarak kendi ve ailesinin geçimini sağladığını, davalı tarafın kullanmakta olduğu 0531 860 24 33 numaralı hattın müvekkiline ait olduğunu, davalı tarafın son zamanlardaki telefonla çok ilgilenmesi üzerine müvekkilinin içindeki hattı incelediğini, davalının bunun üzerine polisi arayarak müvekkilinin kendisini dövdüğünü ihbar ettiğini, yaşanan olay sonrası davalının dayısı ve dayısının oğlu müvekkilini arayarak tehditlerde bulunduğunu ve müvekkilinin evini kurşunladıklarını, müvekkilinin davalının kullanımında olan hatta ilişkin sim kart çıkarttığını ve Whatshapp uygulamasında davalı tarafından engellenen numaralar ile davalı yazışıyormuş gibi yazışmalar yaptığını ve karşıdaki kişiden "aşkım, sevgilim, kadınım" gibi mesajlar geldiğinde işin ciddiyetini anladığını ve davalı ile yazışmayı ilerlettiğini, akabinde ise müvekkilinin yine davalı yazıyormuşçasına karşıdaki kişiyi eve davet ettiğini ve arabadan 3 erkeğin indiğini, bunun üzerine müvekkili-kardeşi ve gelen kişiler arasında arbede yaşandığını ve olayın adli birimlere intikal ettiğini, olayın 2019/3824 soruşturma numarası ile Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nda devam ettiğini, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek "zina" hukuksal sebebine dayalı boşanma davası, olmadığı takdirde "suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme" hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ve bunun da kabul edilmemesi halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı-davalı babaya verilmesine, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın haksız olduğunu, davacının kıskanç bir yapıda olduğunu ve hamileyken bile kendisine şiddet uyguladığını, davacının alkol bağımlılığı olduğunu, zaman zaman arkadaşlarını da eve getirip arkadaşlarıyla birlikte içki içtiğini, davalının bir defasında arkadaşından gelen mesajı bir erkekten geldi düşüncesiyle kendisini darp ederek balkona kilitlediğini ve sabah saat 04.00'de eve aldığını, sabah evden çıkarken de kendisini tehdit ettiği için annesinin evine taşınmak zorunda kaldığını, davacının kendisini ve ailesini tehdit ettiği için ses kaydındakileri söylemek zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı-davacıya verilmesine 200,00 TL tedbir ve iştirak 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tanıkların görgüye dayalı beyanları, mesaj içerikleri ve dosya arasındaki Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/20 Esas ve 2020/249 Karar dosyası ile 2020/126 Esas ve 2020/335 Karar sayılı dosyalarındaki taraf beyanları ile sabit olduğu üzere; davalı kadının, ... isimli şahısla gönül ilişkisi yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı; davacı kocanın ise karısının ilişkisini öğrendikten sonra, bu ilişkisi sebebiyle, davalı kadına fiziki şiddet uyguladığı ve düzenli bir işte çalışmayıp, evin ortak giderlerine katkı sağlamayarak ekonomik şiddet uyguladığı hususları birlikte değerlendirilerek, davacı kocanın az, davalı kadının ağır kusurlu olduğu, asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin zinaya ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davası ile kadının karşı davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine ortak çocuk için 200,00 TL tedbir 400,00 TL iştirak, davalı-davacı kadın için 300,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalıdan tahsiline, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 5.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; zinanın varlığının kabul edilmemesi, velâyet, lehe hükmedilen tazminat miktarı, kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlenmesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, aleyhe tazminata hükmedilmesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; davacı-davalı erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında kadını ve ailesini telefonda tehdit etme kusurunu da işlediği, kadına yüklenen sadakatsizlik kusurunun da gerçekleştiği, erkeğin sunduğu ses kaydında kadının cinsel ilişkiyi ikrarı mevcut ise de kaydın hukuka aykırı olarak temin edildiği, zinanın varlığının başka delille de ispat edilemediği, erkeğin dava dilekçesindeki anlatımı ile dilekçe ekindeki WHATSAPP yazışmalarının da erkek tarafından oluşturulmuş delil olup hukuka uygunluğundan söz edilemeyeceği, dosyaya sunulan CD içeriğinin ise kopyalanmış bir dosya olarak görünüp boş olduğu, kadının haysiyetsiz hayat sürdüğüne dair de dosyaya yansımış usulüne uygun delil olmadığı, erkeğin kadının başkaca kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu itibarla kadının karşı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin kusura ve özel boşanma nedenine dayalı davalarının reddine yönelen istinaflarının reddi gerektiği, kadının ise kusura yönelik istinafının kısmen kabulü, karşı davanın reddine yönelen istinafının kabulü, asıl davanın kabulüne yönelen istinafının ise reddine karar vermek gerektiği,eşit kusurlu bulunan eşler lehine maddî ve manvevî tazminat koşulları oluşmadığı, kadının 2022 yılı ağustos ayından itibaren başka bir erkekle yaşamasının sabit olduğu, başka bir erkekle fiilen birlikte yaşaması nedeniyle lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği, yaşı itibariyle ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin isabetli olduğu anlaşıldığından erkeğin velâyete yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; zinanın varlığının kabul edilmemesi, kusur, velâyet, manevî tazminatın reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği reddedilen manevî tazminat talebi ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 161 inci, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.