Logo

2. Hukuk Dairesi2023/433 E. 2023/1756 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı-davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuklar için hüküm altına alınan iştirak nafakalarının miktarının davalı-davacı erkek tarafından fazla olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve çocukla kişisel ilişki davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, ortak üç çocuklarının olduğunu, taraflar arasında 24.09.2019 tarihinde tartışma yaşandığını ve davalı-davacının ortak çocuklarını da alarak babasının evine gittiğini, davalı-davacı erkeğin ortak çocukları müvekkiline göstermediğini, çocukların eğitim hayatlarının sekteye uğradığını, davalı-davacı erkeğin ortak çocukları göstermeyerek müvekkiline bir anlamda çocuklar üzerinden ceza verdiğini beyanla; kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli ve 2020/195 Esas, 2020/187 karar sayılı kararıyla; tarafların aile apartmanında davalı erkeğin ailesinin üst katında yaşadıkları, davalı-davacı erkek tarafından aile apartmanı dışında ayrı bir ev temin edilmediği, boşanma davasının açılmasından bir ay kadar önce davalı erkeğin davacı kadını basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde çocuklarının yanında yaraladığı, davacı kadının darp eylemi sebebiyle evden ayrılmak zorunda kaldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamıyla kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar için ayrı yarı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanın kabulü ile ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2022 tarihli ve 2021/413 Esas, 2022/1209 Karar sayılı kararıyla; Hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının fazla olduğundan söz edilemeyeceği gibi hükmedilen tazminat miktarları az olduğu gerekçesi ile tazminatlara yönelik kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bölümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; davacı-davalı kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı; davacı-davalı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.09.2022 tarihli ve 2022/6945 Esas, 2022/7154 Karar sayılı kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar Perihan, Elif ve Mustafa'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu, mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile hükmün iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden bozulmasına, temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemede; davacı kadının maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabülü ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat ile 60.000,00 TL manevî tazminat ile velâyeti anneye verilen ortak çocuklar yararına boşanma ve velâyet kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar vermek gerektiği gerekçesi ile kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, bölge adliye mahkemesi kararının yeterli gerekçe içermediğini, pandemi ve işyerlerinin kapandığının dikkate alınmaksızın, müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal edecek şekilde fahiş miktarda iştirak nafakası ve tazminata hükmedildiğini, yapılan zabıta araştırmasında belirlenen kazancın brüt miktar olduğunu, kadının sigortalı olarak çalıştığını, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının da reddi gerektiğini ileri sürerek; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuklar için hüküm altına alınan iştirak nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.