Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4340 E. 2023/3659 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazların banka lehine ipotek edilerek cebri icra yoluyla satılması nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasının görevli mahkemede görülüp görülmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın, aile konutu şerhi ile ilgili olmayıp 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi kapsamında aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması nedeniyle açılmış bir tazminat davası niteliğinde olması ve bu nedenle Aile Mahkemesi'nin görevli olması gözetilerek yerel mahkemenin esasa ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/381 E., 2022/431 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve ...tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı, davalı vekili ve ... tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı ve ...tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,21.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı ...Ş vekili Av. ...geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vasisi ... dava dilekçesinde özetle; ... ili Merkez İlçesi ...Mahallesi 16 ada, 4 nolu parselde kayıtlı 6 ve 9 numaralı bağımsız bölümlerin, 1989 yılından bu güne dek aile konutu olarak kullanıldığını, aile konutu olarak kullanılan bu dairelerin,..., Mustafa Tulumcu, Yusuf ...ve Ali ...kardeşler tarafından bu daireler üzerinde sahte muvafakatname ile davalı banka lehine sahte ipotek tesis edilerek, usulsüz kredi kullandırıldığı, vasisi olduğu ...'nun ağır hasta olduğunu, ipotek işlemleri ile ilgili muvafakatnamesinin olmadığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, bankanın muvafakatname almak için kendisini araması ve bankaya çağırması gerekirken bu işlemi de yapmadığını iddia ederek, dava konusu taşınmazlar üzerine konulan ipoteğin geçersiz sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2011/1588 esas, 2012/152 karar sayılı ek kararı ile davacı asil ...'nun kısıtlılık halinin kaldırılmasını müteakip, davacı vekili tarafından sunulan 04.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava konusu taşınmazlaırn 1989 yılından beri aile konutu olarak kullanıldığını, üzerinde intifa hakkı bulunduğunu, davalı banka tarafından usulsüz bir şekilde ...kardeşlere kredi kullandırıldığını, aile konutu olmasına ve eş muvafakatı olmamasına rağmen, davalı banka tarafından sahte ekspertiz raporu düzenlenerek, yüksek miktarda kredi verilerek ...kardeşlerin sebepsiz zenginleşmesinin sağlandığını, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza diğer eşin rızası olmadan ipotek konulamayacağını, davalı bankanın davalı eşin rızasını almadığını, sahte belgeyi kullanarak işlemler yaptığını, neticesinde bu usulsüz işlemler sonucunda dava konusu edilen iki taşınmazın elden çıktığını, ortaya çıkan zararları karşılaması gerektiğini, zira bankanın asli kusurlu olduğunu iddia ederek, 6 nolu daire için 280.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte, 9 nolu daire için 250.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte tahsiline, bankanın usulsüz işlemleri nedeni ile manevî zarara uğradığını belirterek 100.000,00 TL manevî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara ilişkin ipoteklerin paraya çevrildiğini, davacı tarafından müvekkili bankaya karşı açılan iki davanın da reddedildiğini, dava konusu ipotekler paraya çevrilerek, icra ihalesi satışları ile ortadan kalktığından davanın konusuz kaldığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, eldeki davanın kesin hüküm ile sonuçlandığını, huzurdaki davanın davacı ... tarafından açılamayacağını, 6 nolu bağımsız bölümün... isimli bir şahsın mülkiyetindeyken müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipotek tarihinde taşınmazın davacı adına kayıtlı olmadığı için, eş muvafakatına da gerek olmadığını, 9 nolu bağımsız bölüm için ise eş muvafakatının alındığını, eş muvafakatının şekil şartına tabi olmadığını, bunun yanında muvafakatnamenin iptali talebinin ancak ... tarafından ileri sürülebileceğini, davacının dava ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli, 2013/464 esas, 2020/78 karar sayılı ilamı ile dava ve ıslah dilekçesinde asıl iddianın aile konutuna yönelik olduğu, hangi taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinin ise aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiği, yani aynı dava dilekçesinde hem özel görevli hem de genel görevli mahkemenin görevli olduğu, ancak talep sonucunun niteliği itibariyle bölünemeyeceği, davacının asıl iddiasının taşınmazların Aile Konutu olduğu iddiasına yönelik olduğu, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğu, aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 10.09.2020 tarihli ve 2020/774 Esas, 2020/560 Karar sayılı kararı ile davanın aile konutu olduğu ileri sürülen taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin kaldırılması davası olduğu bu nedenle dosyanın istinaf incelemesinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin tarafından yapılması gerektiği gerekçesi ile dairenin görevsizliğine, dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarihli, 2020/828 esas, 2020/724 karar sayılı ilamı ile; davanın konusunun tazminat davasına dönüştüğü, davacı tarafın ıslah suretiyle davasını tamamen değiştirdiği ve dolandırıcılık, hileli işlemler ve özen yükümlülüğüne uymayan bankadan maddî ve manevî kayıplarının tazminine ilişkin talepte bulunduğu, bu suretle haksız fiile dayalı tazminat talep edildiği, bu kapsamda İstinaf incelemesinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği, usul ekonomisi bakımından hareketle kararın kaldırılıp davanın esastan görülmesine ve haksız fiile dayalı maddî ve manevî tazminat davası olarak incelenip taraf delillerinin toplanıp talepler hakkında esastan olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekliliği göz önüne alınarak davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/464 Esas 2020/78 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, dava dosyasındaki uyuşmazlığın taraf delilleri toplanarak ıslah hususu da göz önünde bulundurularak esastan görülüp sonuçlandırılması için dosyanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6 nolu bağımsız bölümün ... tarafından 18.06.2008 tarih 7712 yevmiye numaralı ile...'ya satıldığı, davalı bankanın ipoteğinin ise 19.06.2008 tarihinde 7727 yevmiye numarası ile tapuya kayıt olduğu, davacı ...'nun 16.12.2009 tarihinde 17715 yevmiye numaralı ile üzerindeki haciz ve ipoteğin hukuki vecibelerini bilerek ve kabul ederek 6 nolu daireyi geri satın aldığı, davacının taşınmazdaki ipoteği bilerek satın aldığı, ipoteğin geçersiz olduğu iddiasını davacı bankaya karşı ileri süremeyeceği, bu kapsamda bu parsele yönelik açılan davanın reddine karar verildiği, 9 numaralı parsel yönünden ise; davacının ipotek tesis işlemi sırasında tapu kaydına adres bilgilerinin ...Mah... Ap. 3/9 ... adresinin gösterildiği, davalı bankanın ipotek tesisi sırasında aldırdığı...LTD. ŞTİ. Exper raporunda taşınmazın adres bilgilerinin ...Mah... Apartmanı 3/9 olduğu, dava konusu 9 bağımsız bölümün aile konutu olduğu, Aile Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alınan 16.06.2019 tarihli raporda muvafakatnamedeki imzanın...na ait olmadığının tespit edildiği, davalı bankanın, bankacılık teamüllerine aykırı olarak eşi şubeye davet edip kimlik kontrolu yapmadığı, tacir olan bankanın basiretli davranma yükümlülüğü gereği taşınmazın aile konutu olup olmadığını araştırma ve aile konutu olması durumunda malik olmayan eşin rızasını açıkça alma yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi kredi tahsisinde, ekspertiz raporunda belirtilen 120.000,00 TL tutarlı yasal ve yerinde satış değerinin esas alınmadığı, 65 yaş üstünde bir kişiye sağlık kurulu raporu alınmadan kredi tahsis edildiği, ipotek tesisi işlemi sırasında bankanın kusurlu olduğu, bilirkişi raporunda davacının zararının ipotek değeri olarak tespit edildiği, ek raporda ise Banka tarafından 3 üncü kişiye satış değerinin gösterildiği, ıslah dilekçesinde dava konusu taşınmazların davacının elinden çıktığı, davalı bankanın zararı karşılamakla yükümlü olduğu ileri sürüldüğü, 9 numaralı daire için davalı banka tarafından...'nun bankadaki borçlarına teminat olmak üzere 250.000,00 TL bedelli dairenin bu değeri üzerinden yasal faizi ile birlikte iadesi talep edildiği, davacının zararının taşınmazın dava tarihindeki değeri kadar olduğu, davacı tarafa, davacı tarafın zararı olan taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespiti için iki defa kesin süre verildiği, davacı tarafça sunulan dilekçelerle keşif kararına itiraz edildiği, davalı bankanın kusuru nedeniyle taşınmazın 3 üncü kişilere devredilmesi halinde davacının zararının taşınmazın dava tarihindeki değeri kadar olacağı, ipotek aktinde gösterilen limitin davalının sorumlu olduğu limit ya da taşınmazın değerinin gösterir bedel olmayıp dava konusu taşınmaz malikinin ipoteğin paraya çevrilmesi halinde faiz ve ferileri ile birlikte sorumlu olduğu miktar olduğu, davacı tarafça keşif delilinden vazgeçildiği, mevcut delil durumuna göre karar verileceği ihtarının yapılmış olmasına rağmen davacı taraf itiraz dilekçeleri ile masrafın tamamlanmaması nedeniyle taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilemediği, davacı tarafça zarar miktarı ispatlanamadığından maddî tazminat talebi yönüyle davanın reddine karar verildiği, manevî tazminat açısından davalı banka tarafından usulsüz işlemler yapılması neticesinde evlerinin satılması nedeniyle manevî tazminat talebinde bulunmuş ise de, olayın esasının malvarlığına ilişkin olduğu, davacının manevî tazminatın dayanağını oluşturan yasa maddeleri kapsamında manevî zarar görmediği, manevî tazminat isteminin reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve ...tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ve Gülsüm istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu iki dairenin ailenin resmi adresinin olduğunun açık ve net olduğunu, iki dairenin de aile konutu olarak kullanıldığını, dava konusu olan 6 ve 9 nolu bölümlerin bugüne kadar aile konutu olmasına rağmen ve eş muvafakati alınmadan, bankanın sahte eksper raporu düzenleyerek, yüksek miktarda kredi açarak bankanın kendi menfaatini sağladığını, burda menfaat sağlayan hem kredileri çekip ödemeyen ...Kardeşler, hem de kredi fazlasından menfaat sağlayan evlerini karlı şekilde satarak satıştan kendisini saf dışı bırakarak menfaat sağlayan banka olduğunu, şahsına ait daireyi 2008 yılında...'ya bedelsiz olarak bankadan kredi kullanması için üzerine devrettiğini, yani bedelsiz satış yaptığını, dairelere eksper raporu için gelinmediğini, dosyada kredi açılmasının ön koşulu olan eksper raporunun olmadığını,... isimli şahsın, sicilinin bozuk olduğu, sicili bozuk olduğu halde, yüksek miktarda kredi kullandırılmasının ilgili bankanın asli kusuru olduğunu, dairelerden 6 nolu dairede sadece açılan kredi miktarının değil bankanın da yeni malike çekmesi gereken ihbarnamenin de olmadığından, satış aşamasında yapılan hilelerden dolayı da bankanın bu daireden de tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, 6 nolu ipotekli konutun satışından bankanın iki kere kar elde ettiğini, bankanın bu daire üzerinde yapmaya başladığı usulsüzlüklerin ilk kredi açma aşamasından başlayarak ticari sıfatla yükümlülüğünü yerine getirmeyerek başladığını, evin kendisine tapudan devir işlemlerinden devam ettiğini, evin icradan satışına kadar da devam ettiğini, bu kredi kullanım aşamasındaki usulsüzlüklerin hepsini aynı binada olan diğer aile konutu üzerinden de yaptığını, mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişilerin ise iki farklı birbiri içinde çelişen rapor verdiğini, bilirkişi olarak ayrıntılı inceleyip bankanın asli kusurlarını bankacılık mevzuatlarıyla ortaya çıkarılması gerekirken eksik inceleme ile bir rapor hazırlanmış olduğundan bilirkişi raporunu kabul etmediğini, mahkemenin keşif yapmasını kabul etmediğini, bu delilden vazgeçtiğini, başından beridir yerel mahkemenin kendisine hak kaybı yaşattığını, 9 nolu daire için kredi açılım tarihi olan 2008 tarihinden itibaren 250.000,00 TL'nin yasal faizinin hesaplanarak tahsil edileceği güne kadarki yasal faizi ile ödenmesini, diğer daire olan 6 nolu daire içinde, bankanın şahsına karşı bu dairedeki sorumluluğunun, 2009 yılında tapu devrinden sonra başlamış olduğundan bu tarihten itibaren, bankanın resmi senedinde yazan 280.000,00 TL rakamlar üzerinden yasal faizi ile hesaplanarak tahsil edileceği güne kadarki yasal faizi ile tarafına ödenmesini, usulsüz işlemlerden dolayı evinden çıkartılması ve 2013 tarihinden beri kiraya çıkmasından, şehir değiştirmesinden, eşyalarının evin boşaltılırken uğratılan zarardan dolayı, tutulmayan tutanaklardan dolayı, kayıp ve zarar görmüş eşya ve ziynet eşyalardan dolayı, şimdiye kadar uğradığı maddî ve manevî kayıp ve yıpranmalardan dolayı 100.000,00 TL manevî ve 100.000,00 TL maddî tazminat talep ettiğini belirterek hüküm tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu ...mah. 1990 ada 4 parselde kayıtlı 2. kat 6 bağımsız bölüm nolu taşınmaz 18.06.2008 tarihinde ... tarafından...'ya satıldığı, taşınmazın dava dışı... adına kayıtlı iken 19.06.2008 tarihinde Kuveyt Türk Katılım Bankası lehine 280.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, 16.12.2009 tarihinde taşınmaz üzerindeki ipotekle yüklü olarak... tarafından ...'ya satıldığından ipotek tesis edilirken davacı taraf tapu maliki olmadığından sözkonusu taşınmaz yönünden davacının eşinin muvafatının alınmasının beklenemeyeceği, ipotekli olarak iktisap edilen taşınmazda ipoteğe dayanak işlemlere itiraz edilemeyeceği gibi kesinleşen takip ve satış işlemlerine yönelik itirazların da eldeki davada ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, sonuç itibariyle davacının 6 nolu taşınmaza yönelik açtığı davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davaya konu 3. kat 9 bağımsız bölüm nolu taşınmaz yönünden yapılan incelemede; dava dışı...nun davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olmak üzere 9 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı banka yararına ipotek tesis edildiği, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı banka tarafından başlatılan icra takibinde taşınmazın cebri icra ile 3 üncü şahıslara satıldığı, bankaların tacir olup basiretli davranma yükümlülükleri uyarınca en hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bu nedenle davalı bankanın ipotek tesisi sırasında, ipotek tesis edilecek taşınmazın aile konutu vasfını taşıyıp taşımadığını araştırma, aile konutu niteliğindeki taşınmazlar yönünden malik olmayan eşin açık rızasını alma yükümlülüğü bulunduğu, eldeki dosyada 9 nolu bağımsız bölüm yönünden davalı bankanın eş muvafakatnamesi aldığı, ancak ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2013/444 Esas, 2019/759 Karar sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 26.09.2019 tarihli raporunda 03.04.2008 tarihli muvafakatname başlıklı belgedeki imzanın ...'na ait olmadığının tespit edildiği, ipotek senedinde ipotek borçlusu davacının adresi ile eksper raporunda ipotekli taşınmazın bulunduğu adres bilgisinin aynı oluşu, bankanın ipotek tesis ederken eş muvafakatı almaya ihtiyaç duyduğu, Uyap bilişim sistemi üzerinde yapılan incelemede de davacı ve eşinin yerleşim adresinin ipotekli taşınmazın bulunduğu adres olan ile aynı olduğu bu itibarla mahkemenin aile konutu yönündeki kabulünün yerinde olduğu, muvafakatname başlıklı belgedeki imzanın ...'ya ait çıkmaması nedeniyle belgenin geçersiz olduğu, davalı bankanın kusurlu haraketi ile davacıyı zarara uğrattığının sabit olduğu, davacının eldeki davayı, muvafakatnamenin iptali ile ipoteğin geçersizliğine karar verilmesi talebiyle açtığı, 10.02.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile tam ıslah yapmak suretiyle bankanın usulsüz işlemlerinden kaynaklanan zararın tahsilinin talep edildiği, ... İcra Müdürlüğü'nün 04.03.2022 tarihli cevabi yazısı ile; borçlu ... adına kayıtlı ... ili Merkez ilçe ...Mahallesi 1990 ada 4 parsel 3 kat 9 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz üzerine Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş lehine 03.04.2008 tarih 4082 yevmiye sayılı 250.000,00 TL bedelle kurulan limit ipoteğine dayanılarak 26.10.2011 tarihinde 117.167,07 TL alacak miktarı ile ipoteğin paraya çevrilmesi takibi başlanıldığı, takip ve kıymet takdiri kesinleşerek taşınmaz açık artırma suretiyle satışa çıkarıldığı ve 30.04.2013 tarihinde 102.000,00 TL bedelle ihale edildiği ve ihalenin 29.04.2014 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın alıcı adına tescil edildiği, satış bedelinden emlak vergi borcu, tellaliye harcı, 1/2 tapu harcı ve alacaklı tarafça yapılan kıymet takdiri ve satış masrafı düşülerek bakiye 95.820,73-TL ile ihalenin feshi davası süresince işleyen nema bedeli olan 3.540,67 TL olarak toplam 99.361,40 TL'nin dosya borcuna mahsuben alacaklı vekiline ödendiği, davaya konu 9 nolu taşınmaza ilişkin ipotek senedi ve eklerinden doğmuş ve doğacak borçlara yönelik olmak üzere 250.000,00 TL bedel yönünden kurulan ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, davacı tarafça taşınmazın değerinin ipotek bedeli olan 250.000,00 TL olduğu savunarak 9 nolu taşınmaz yönünden 250.000,00 TL tazminat talep etmekte ise de kesinleşen ihale süreci ile taşınmazın 30.04.2013 tarihindeki değerinin 102.000,00 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece taşınmazın değerinin tespiti için keşif yapılması gerektiği belirtilerek keşif ara kararı kurulmuş ise de davacı taraf keşif masrafını yatırmadığı, gerek 12.07.2021 tarihli dilekçesi gerekse istinaf dilekçesinde keşif yapılmasını istemediklerini açıkca belirttiği, bu kapsamda dosya kapsamı itibariyle 9 nolu taşınmazın 30.04.2013 tarihinde değerinin 102.000,00 TL olduğunun ispatlandığı, bu bedelden daha yüksek bir bedel olduğu hususu ispatlanamadığı, ... İcra Müdürlüğü'nün 04.03.2022 tarihli cevabi yazısı ile taşınmazın 102.000,00 TL bedelle satıldığı ancak 117,27 TL emlak vergi borcu kesintisi yapıldığı bildirildiğinden sonuç itibariyle davacının 9 nolu taşınmazın satışından kaynaklanan zararının 101.882,73 TL olduğu, davacının 9 nolu taşınmazın satışı ile zarara uğradığı gözetilerek faiz başlangıç tarihinin ihale tarihi olan 30.04.2013 olacağı gözetilmeden maddî tazminat davasının reddine karar verilmesi uygun görülmediği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararının yeniden hüküm tesis edilmek üzere kaldırılmasına karar verildiği, her ne kadar Mahkemece malvarlığına yönelik eldeki davada manevî tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı bankanın bir güven kuruluşu olduğu, davacının eşinin bizzat alması gereken muvafakatname belgesini, özen yükümlülüğünü ihmal ederek davacının eşi dışındaki bir kişinin imzalatması nedeniyle davacının aile konutunu tahliye etmesi ve aile konutunun satılmasına mağruz kaldığından manevî doyumu sağlayacak şekilde 10.000,00 TL manevî tazminat takdir edilmesi gerektiği gerekçesi ile İlgili ...'nun istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak maddî tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; ... ili, Merkez ilçesi, ...mah.1990 ada 4 sayılı parselde kain 3. kat 9 bağımsız bölüme ilişkin olarak 101.882,73 TL'nin 30.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, ... ili, Merkez ilçesi, ...mah.1990 ada 4 sayılı parselde kain 2. kat 6 bağımsız bölüme ilişkin maddî tazminat talebinin reddine, 10.000,00 TL manevî tazminatın 30.04.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince ve ...tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı ve...myiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler yanında Bölge Adliye Mahkemesince bankanın kusuruna değinilmediğini, detaylı araştırma yapılmadığını, bankanın yaptığı usulsüzlüklerin meşrulaştırıldığını, bankanın yaptığı sahteciliklerin kararda yer almadığını, 6 nolu bölüm için toplam 57.000,00 TL ödeme yaptığını, 9 nolu bölüm için de aynı şekilde 57.000,00 TL ödeme yaptığını, mahkemece 100.000,00 TL'ye hükmedilmesinin adaletli olmadığını, mağduriyetinin giderilmediğini, banka tarafından sahte rapor düzenlendiğini, bankanın sahte imza ile hile ve dolandırıcılıkla kredi açtığını, SPK lisansı olmayan firmanın sahte raporu ile hileli işlemler yaptığını, bankanın ...kardeşler ile anlaşarak malına el koyduğunu, banka tarafından usule aykırı olarak muacceliyet ihtarnamesi çekilmediğini, birbiri ile çelişen raporlar ile hüküm kurulduğunu, delillerinin yok sayıldığını, bankanın hileli işlemler yaparak iki aile konutunu icra kanalı ile satışına sebep olduğunu, manevî tazminat miktarının komik bir rakam olduğunu, 6 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın reddi kararının hatalı olduğunu, aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 530.000,00 TL ipotek değeri üzerinden zararının giderilmesi gerektiğini, vekâlet ücreti ve yargılama masraflarının da davalı banka tarafından karşılanması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; 9 nolu bağımsız bölüm yönünden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın aile konutu olduğunun ispat edilemediğini, ipotek işleminden haberdar olmadığını ve bu nedenle zarara uğradığını iddia edecek kişinin davacı ... Turaz Zaimoğlu olmadığını, davacının eşi tarafından bu hususun iddia edilebileceğini, davanın açıldığı tarihte vesayet makamından izin alınmadığını, taşınmazın icraen satış işlemlerinin tebligatların davacı ve eşine yapıldığını, manevî tazminata hükmedilmesinin ususle aykırı olduğunu davanın reddien karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazların, davalı banka lehine konulan ipotek kapsamında cebri icra yolu ile satılması üzerine maddî ve manevî tazminat talep edilip edilemeyeceği noktasında davanın görevli mahkemede görülüp görülmediği toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1 inci, 2 nci, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunu'nun 194 üncü maddesi,4787 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı taraf ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazların 1989 yılından beri aile konutu olarak kullanıldığını, üzerinde intifa hakkı bulunduğunu, davalı banka tarafından usulsüz bir şekilde ...kardeşlere kredi kullandırıldığını, aile konutu olmasına ve eş muvafakatı olmamasına rağmen, davalı banka tarafından sahte ekspertiz raporu düzenlenerek, yüksek miktarda kredi verilerek ...kardeşlerin sebepsiz zenginleşmesinin sağlandığını, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza diğer eşin rızası olmadan ipotek konulamayacağını, davalı bankanın davalı eşin rızasını almadığını, sahte belgeyi kullanarak işlemler yaptığını, neticesinde bu usulsüz işlemler sonucunda dava konusu edilen iki taşınmazın elden çıktığını, davalı bankanın ortaya çıkan zararları karşılaması gerektiğini iddia ederek maddî ve manevî tazminat isteminde bulunmuştur. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir. Davacı tarafın davasının dayanağını 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi kapsamında aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazlar üzerindeki hakların diğer eşin açık rızası olmadan sınırlandırılamayacağı düzenlemesinden kaynaklanmaktadır. Öyleyse, bu belirlemeye göre istek, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerdendir. İstek yönünden Aile Mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir. Bu bakımdan, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY

Dava, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış ve Mahkemece Aile Mahkemesi'nin görevli olduğuna dair verilen usulden ret kararı, Bölge Adliye Mahkemesince davanın haksız fiile dayalı maddî - manevî tazminat davası olması nedeniyle kaldırılmış ve davanın esasının görülmesi için Asliye Hukuk Mahkemesi'ne iade edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu kararı HMK'nın 353/1.a.3 üncü maddesi ile 362/1.c maddesi gereğince kesin olup aynı Kanun'un 23/2 nci maddesi gereğince bundan sonra davaya bakacak mahkemeyi bağlar. Bu nedenle davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması yerindedir.

Kaldı ki davacı, davalı Banka 'nın usulsüz işlemlerle davacıya ait evin satışına ve bu suretle zararına sebep olduğunu iddia ederek tazminat davası açmış olup davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

Bu nedenle işin esasının incelenmesi gerekirken görev nedeniyle bozma kararı verilmesine ilişkin karara katılmıyorum.