"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2795 E., 2023/128 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/622 E., 2020/364 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşi ile ilgilenmediği, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile sağlık sigortalarının her yıl davalı tarafından yatırılmasına, kadın yararına faizi ile birlikte 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, şiddet uyguladığını, iş ortaklığı dışında bir arkadaşlığının olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne yerine getirmediği; kadının erkeğin işyerine gelerek olay çıkardığı, kıskançlık sergilediğini, erkeği iş yerinde zor durumda bıraktığı, farklı ortamlarda davalının başarılarının kendileri sayesinde olduğuna dair küçük düşürücü sözler söylediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafaka talebinin reddine, kadın yararına 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası, sigorta talebinin reddinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasının kaldırılmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafaka ve sigorta talebinin reddi, tedbir nafakasının kaldırılması ile manevî tazminat miktarı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ile manevî tazminat yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı kadın eşinin iş yerinde olay çıkardığı, erkeği iş yerinde zor durumda bıraktığı, kıskanç davrandığı, davalı erkeğin ise sadakatsiz davrandığı, bunun yanı sıra eşinin vücudunda morluk oluşmasına neden olarak davacıya şiddet uyguladığı, davalı erkek tarafından dilekçeler aşamasında eşi hakkında küçük düşürücü sözler söylediği vakıasına dayanılmadığı, usulünce dayanılmayan vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 400.000,00 TL manevî tazminata; erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadına yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı kadın vekilinin katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu ile tedbir nafakasının kaldırılmasının doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat miktarı ile yoksulluk nafaka talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tedbir nafakasının kaldırılmasının doğru olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat ile yoksulluk nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırıya nazaran, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.