Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4356 E. 2024/2802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yeterliliği ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler nazara alınarak, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1792 E., 2023/422 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/134 E., 2022/401 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine, birleşen davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı verilen karara karşı davacı-karşı davalı kadın nafaka ve tazminat miktarları ile tedbir, ile haciz taleplerinin reddi ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi ile her üç davaya yönelik yargılama gideri yönünden, davalı-karşı davacı erkek ise asıl davanın kabulü, karşı davasının reddi yönünden tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemelerinin, geçici hukuki korumalar hakkında verdikleri kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca temyiz edilemez.

Bu durumda, davacı-karşı davalı kadının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadının diğer yönlere yönelik, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm yönlere yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap ile brleşen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin eşi ve çocuklarına ilgisiz olduğunu, eve geç geldiğini, ailesini beğenmediğini, huzursuzluk çıkardığını, maddî destekten kaçındığını, çevresine sürekli borçlandığını, eşinin eline geçen parayı aldığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, yalan söylediğini, şüpheli tavırlar içerisinde olduğunu, eşine küstüğünü, sözünde durmadığını, çocuğunu okutmada ilgisiz olduğunu, eşinin borçlarından dolayı eve haciz ve ihtar geldiğini, 29 Eylül'de gerçekleşen son olayda eşini aldattığını öğrendiklerini, eşinin telefonunun profil fotoğrafında bayan resmi olduğunu gördüklerini, eve sarhoş geldiğini, eşine küfrettiğini b iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava ile birleşen dosya dava dilekçesinde; tarafların arasında cinsel birliktelik olmadığını, eşinin davacıya ev arkadaşı gibi muamele ettiğini, oğlunun, kızının ve eşinin kendisine kötü davrandığını, darp ettiklerini, kadının kıskançlık krizlerinin bulunduğunu, tarafların bir dönem farklı şehirlerde yaşamalarından ötürü ilişkilerinin zedelendiğini iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, karşı davada erkek yararına 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli kararı ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ihtiyati tedbir, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve ihtiyati haciz taleplerine ilişkin usulüne uygun dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin karşı davasının reddine, birleşen davasının derdestlik nedeni ile reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı kadın nafaka ve tazminat miktarları ile tedbir, haciz ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi ile her üç davaya yönelik yargılama gideri yönünden, davalı-karşı davacı erkek ise kadının davasının kabulü, karşı davasının ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2022 tarihli kararı ile dilekçeler aşaması tamamlanmadan tahkikata geçilemeyeceği, erkeğin karşı davada talep ettiği 70.000,00 TL maddî tazminatın boşanmanın ferisi niteliğinde olmadığı, yargılama giderlerinin dökümü alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının asıl ve karşı davaya yönelik bütün hükümlerinin kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin başka bir kişi ile ilişkisi bulunduğundan eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı haraket etmesi, evine ve çocuklarına karşı ilgisiz olması, lükse düşkün olması, evin ekonomisini sarsacak şekilde alış erişler yapması, aşırı borçlanması, eve geç gelmesi gibi nedenlerle olayların bu noktaya gelmesinde tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, nafakanın TÜFE oranında artırılmasına, tazminatlara yasal faiz uygulanmasına, ihtiyati tedbir ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması ve yahut ihtiyadi haciz taleplerine ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereği açılan karşı davanın reddine, 70.000,00 TL maddî tazminat talebinin tefrikine, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereği açılan birleşen davanın derdestlik nedeni ile usulden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminat ve nafaka miktarları, yargılama gideri, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir ile tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi, hakimin bu husustaki takdir hakkı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, yine tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da az olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükmün istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak münhasıran istinafa konu edilen asıl ve karşı dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında kurulan hükümde daha önce kesinleşen erkeğin birleşen davasına yönelik yeniden hüküm tesisinin doğru olmadığı, kaldırma kararında ayrıca ve açıkça ihtiyati tedbir ve ihtiyatı haciz talepleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru görülmediğinin belirtilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince yeniden aynı şeklide karar verilmesi doğru görülmeyip, makul sürede yargılanma hakkı ve 6100 sayılı Kanun’un “Usul ekonomisi ilkesi” kenar başlıklı 30 uncu maddesi hükümleri çerçevesinde yargılamanın doğru ve süratle sonuçlandırılabilmesi açısından bu konuda hüküm kurulması gerektiği, kadının dava dilekçesinde ayrı bir davanın konusu olan 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi kapsamında tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin bir talebinin bulunmadığı gözönüne alındığında bu yönde karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulü için gerekli yasal koşulların oluşmadığı, yargılama giderlerinin ise açıkça dökümü yapılarak karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası miktarı ve maddî-manevî tazminat miktarlarına ve yargılama gideri ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının hükümden kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminat ve nafaka miktarları, yargılama gideri, ihtiyati haciz ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddi, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı-karşı davalı kadının ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin temyiz edilemeyecek kararlardan olması nedeniyle REDDİNE,

2. Tarafların diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

b)Davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı-karşı davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.