Logo

2. Hukuk Dairesi2023/435 E. 2023/2719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranı, velayet, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygunluğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, delilleri ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2674 E., 2022/2599 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/281 E., 2022/484 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile hüküm kısmının çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ve davalı baba ile çocuk arasındaki şahsi ilişki yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş Bölge Adliye Mahkemesince kadın lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ve velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile davalı baba arasında düzenlenen kişisel ilişki süresi yönünden yeni bir hüküm tesis edildiği, Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı kadın vekilinin , iştirak ve yoksulluk nafakası miktarına dair temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; 13 yıldır evli olduklarını şiddetli geçimsizlikler bitmeyen tehditler ve şiddetler sebebiyle 2007 yılında boşanma davası açtığını, anneni babanı öldürürüm diye tehdit etmesi üzerine müşterek eve dönmek zorunda kaldığını, herşeyin daha kötüye gittiğini içip içip gelip kapıları kırdığını çocuklarına bile tüfek çekip öldürmekle tehdit ettiğini, çocukları kokutup psikolojisini bozduğunu, çocukların korktuğunu korku, şiddet, stres, tehdit, sıkıntı ile oğlunun korkudan kekelediğini, kendisinin de hergün yaşadığı stres ve şiddetten kanser hastalığına yakalandığını, davalı erkeğin maddî manevî destek olmadığını bu zamana kadar öldürürüm diye tehtditlere maruz kaldığını artık kendisini öldürmesinin umrunda olmadığını biran önce ayrılıp iyileşme sürecine girmek istediğini ...'ın eşi olarak ölmek istemediğini belirterek boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuklar ... ve Gülce ...'nın velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra yoksulluk naafakası olarak devamına, müşterek çocuklar ... ve Gülce ... için aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir iştirak nafakasına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemenin Acıpayam Aile Mahkemesi değil, Denizli Aile Mahkemeleri olduğunu, davacı kadının, 15.10.2017 tarihinde evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemek için müşterek haneyi terk ederek ablasının yanına gittiğini, ikametini aldırdığını, davacının 2007 yılında açtığı boşanma davasının reddine karar verildiğini, davacının boşanma davasına konu iddialarını kabul etmediklerini, tamamının gerçek dışı olduğunu, davacının hastalığını bahane ederek ajitasyon peşinde olduğunu, davacının her fırsatta eşini üçüncü kişilerin yanında başkalarıyla karşılaştırmak suretiyle yerip ... düşürdüğünü, bu bağlamda "sen de erkek misin senin kazancın kazanç mı eniştem ... aylık 10 Bin Lira para kazanıyor. Sen ne bok yiyorsun. Onun evleri var arabası var senin neyin var? Öküzün tekisin", yine davalı müşterek çocuk ...’a ... davranmıyorsun dediğinde "sana ne senin oğlunmuş gibi ne böbürlenip duruyorsun” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, davalının her seferde bu durumu alttan aldığını, iddia edildiğinin aksine, davalı eşinin kemoterapi gördüğü günlerde bir taraftan işe gidip, bir taraftan çocuklara bakıp diğer taraftan da mümkün oldukça eşiyle ilgilendiğini, davacının özellikle sağlık durumu dikkate alındığında çocukların velâyetini üstlenmesinin ve layıkıyla yürütmesinin mümkün olmadığını, davacının sorumsuz davranışlarıyla müşterek çocuk ...’ın eğitimini aksattığını, davacı kadının yersiz ve gerçeğe aykırı ithamları ve özellikle “Davalının karısı olarak ölmek istemiyorum.” şeklinde beyanı tabiri caizse müvekkilin ciğerine dokunduğunu, davalının evliliğin devamına ve davacıya olan inancı temellinden sarsılmış olduğundan boşanmak istediğini, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yapmamak için müşterek haneyi terk eden, babanın olmadığı bir sırada çocukları müşterek haneden götüren ve yaratılan fiili ayrılıkta tek kusurlu olan davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2018 tarih ve 2018/190 Esas, 2019/41 Karar sayılı kararı ile davalının yetki itirazının reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili reddedilen yetki itirazı taleplerine, kusur tespitine, kadın yararına hükmolunan tazminat ve nafakalara, velâyet düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2020 tarih ve 2019/1556 Esas. 2020/1412 sayılı kararı ile davalı erkeğin yetki itirazının, incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınarak, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda fiili ayrılığa neden olan son olayda erkeğin, kadının kanser hastalığı nedeniyle tedavi ve ameliyat sürecinde erkeğin kadın ile ilgilenmemesi, ihtiyaçlarını sormaması, erkeğin kadını kardeşinin eşinden kıskanmasından dolayı kadına hakaret ve tehdit içerikli mesajlar göndermesi şeklinde gerçekleşen kusurlu eylemleri ile kadının kardeşinin eşi olan ... isimli eniştesi ile erkeği sürekli kıyaslaması, "... eniştemin arabaları var, evleri var, sizin yok." demesi; büyük çocuklarının erkek tarafı ile alakası olmadığı yolunda sözler söylemesi şeklinde gelişen kusurlu eylemleri karşılaştırıldığında erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında "her ayın son haftası Cumartesi- Pazar günleri, Cumartesi günü sabah saat 09.00'da alınmak, ertesi güne denk gelen Pazar günü akşam saat 18.00'de iade edilmek üzere, her yıl Temmuz ayının 1' inde sabah saat 10:00 dan aynı ayın 20' ... günü saat 17:00' a kadar ve sömestr tatilinin 1. haftası cumartesi günü sabah saat 09:00 dan sömestr tatilinin bitimindeki pazar günü saat 18:00 arasında, Dini Bayramların birinci günü sabah saat 09:00' dan aynı gün akşam saat 19:00 a kadar, müşterek çocukların her birinin doğum gününde her iki müşterek çocuk ile öğleden sonra 14:00- 18:00 saatleri arasında.. " şeklinde kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadın yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, velâyet, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile , davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine, çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ve davalı baba ile çocuk arasındaki şahsi ilişki yönünden istinaf başvurusunun ise kabulü ile hükmün kaldırılarak ,İlk Derece Mahkemesi kararına, davacı kadının hükmedilen iştirak nafakaları yönünden istinaf talebinin olmadığını, hükmün yalnızca davalı erkek tarafından istinaf edildiğini, kadının istinaf talebi bulunmadığını, bu durumun erkek lehine usuli kazanılmış hak doğuracağını, aleyhe bozma ve hüküm verme yasağı nedeniyle davalının aleyhine sonuç doğuracak şekilde velâyeti anneye verilen ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL katılım nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ancak yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden velâyeti anneye verilen ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 150,00 TL katılım nafakasına hükmedilmesi yönünde kararın düzeltilmesine karar verildiği,velâyeti anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında düzenlenen kişisel ilişki süresi az olduğu, daha geniş düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi ... olmadığından bahisle "müşterek çocuklar ... ve Gülce ... ile davalı baba arasında her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi günü saat 10:00'dan pazar akşamı saat 17:00'e, her yılın dini bayramlar olan Ramazan ve Kurban bayramının üçüncü günleri saat 10:00'dan saat 17:00'e kadar, sömestr tatilinin ikinci haftası Pazartesi günü saat 10:00'dan aynı haftanın pazar akşamı 17:00'e kadar ve her yıl 1 Ağustos saat 10:00'dan 30 Ağustos saat 17:00'e kadar, baba tarafından anne konutundan alınmak ve teslim saatinde anne konutuna teslim edilmek suretiyle kişisel ilişki düzenlenmesine" şeklinde kişisel ilişkinin düzenlenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile iştirak nafakasının azaltılmasının ... olmadığını, çocukların eğitim öğretim ve bakım ihtiyaçlarının çok ağır olduğu için hasta halinde temizlik işi yaptığını, 150,00 TL nafaka ile geçinmenin mümkün olmadığını beyan ederek iştirak nafakasının günün ekonomik durumu nazara alındığında 1.000,00 TL talep ettikleri nafakanın 2.000,00 TL iştirak nafakası olarak değerlendirilmesini ve kabulüne karar verilmesini ,kadın lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarı, davacının yatılı olarak hasta baktığını, çocukların bakımını layıkıyla yapamayacak olduğunu, velâyet hakkının davacıya verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının tazminat taleplerinin kabulünün ve miktarının ... olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 335 ... ve devamı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ali Rıza'ya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Sabahnur'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.