"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2176 E., 2023/245 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Reyhanlı 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/369 E., 2022/27 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının davacı erkeği sürekli aşağıladığını, savcılığa şikayet ettiğini, hakaret ve küfür ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; eşinin kendilerine bakmadığını, mal kaçırdığını iddia ederek kendisi için 700,00 TL, ortak çocuklar ... için 500,00 TL, ... ve ... için 300,00 er TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili boşanma davasına verdiği cevap dilekçesinde; boşanma davasının reddine, aksi kanaat olursa çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alaınarak davalı-davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2019 tarih ve 2017/306 Esas 2019/106 Karar sayılı kararı ile; 19.01.2019 havale tarihli sosyal inceleme raporu ve özellikle bu rapor içeriğindeki ortak çocuk ...'nin vahim nitelikte bulunan beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde boşanma davasını açan eşin mahkemece kusurlu bulunduğu, davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmı görgüye dayalı olsa da tarafların ortak çocuklarının beyanları ile boşanma davasına konu olaylarda büyük oranda kusurlu tarafın mahkemenin değerlendirmesine göre davacı eş olduğu gerekçesi ile boşanma davasının reddine, davacı eş olan ...'ın ekonomik açıdan zorluk çektiği, fakat davalının ekonomik açıdan durumunun bir hayli iyi olmasına rağmen evi ve çocuklarla eşinin ekonomik ihtiyaçlarını gidermediği, davalı eşin ailesine ve çocuklarına bakma konusunda kusurlu olduğu gerekçesi ile birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile davacı kadın açısından aylık 500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 26.09.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... açısından aylık 200,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 26.09.2017 tarihinden çocuğun ergin olduğu 25.04.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... açısından aylık 200,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 26.09.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... açısından talebin dava tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2021 tarih ve 2019/1225 Esas 2021/588 Karar sayılı kararı ile mahkeme gerekçesinde davacı-davalı erkeğin kusurlu bulunduğu belirtilmiş ise de, yüklenen kusurun açıkça yazılmadığı ayrıca devamında boşanma davasındaki davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmının görgüye dayalı olduğu belirtilmesine rağmen bu beyanlara itibar edilmemesinin gerekçesinin yazılmadığı, gerekçenin devamında boşanma davasına konu olaylarda büyük oranda kusurlu tarafın davacı eş olduğunun belirtilerek gerekçede çelişkiye düşüldüğü gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalının evlilik birliğinin uzun yıllar önce fiilen sona erdiği ve tarafların müşterek hayatı kuramadıkları dikkate alındığından davalı kadının eşine aşağılayıcı sözler ve küfür ettiği hususu davacı tanığı olan ve aynı zamanda davalının da kardeşi olan ...'nın beyanlarından anlaşılması karşısında davalı kadının daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerektiğinin çocuğun menfaatine olduğunun anlaşılması nedeni ile velayetin anneye verilmesinin ve baba ile kişisel ilişki tesisinin yüksek yararlarına olacağı gerekçesi ile ortak çocuk ...`nin velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı-davacı kadının eşine aşağılayıcı sözler ve küfür ettiği hususunun davacı tanığı olan ve aynı zamanda davalının da kardeşi olan ...'nın beyanlarından anlaşılması karşısında davalı-davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının birleşen davada kendisi için tedbir nafakası talebinin reddine, ... açısından aylık 200,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17.07.2017 tarihinden çocuğun ergin olduğu 26.04.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalıdan alınarak çocuğun bakım ve ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacıya verilmesine, ... açısından aylık 200,00 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak çocuğun bakım ve ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacıya verilmesine, ... açısından talebin dava tarihi itibariyle ergin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinin taraflarına tebliğinin usulsüz olduğunu, davadan haberdar olur olmaz sundukları cevap dilekçesinin dikkate alınmamasının ve gösterdikleri tanıkların sadece birleşen dava yönünden dinlenmesinin hatalı olduğunu iddia etmişse de davalıya çıkartılan tebligatın usulüne uygun olduğu, mahkemenin süresinde cevap dilekçesi sunulmaması nedeniyle bu dilekçedeki iddialara itibar etmemesinin ve davalı-davacı tarafça gösterilen tanıkların birleşen dava yönünden dinlenmesinin doğru olduğu, toplanan delillere göre davalı-davacı kadının evlilik birliği içerisinde eşine aşağılayıcı sözler ve küfürler ettiği, davacı-davalı erkeğin ise eş ve çocuklarının geçimi için yeterince destek olmadığı, boşanmaya yol açan olaylarda davalı-davacı kadının eşine nazaran daha fazla kusurlu olduğu, mahkemece davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-davalı erkeğin geliri olmasına rağmen eş ve çocuklarının geçimi için yeterince destek olmadığı, bu konudaki yükümlülüklerini yeterince yerine getirmediği, mahkemece davalı-davacı kadın yönünden açılan tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, kadının daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek kadın yönünden tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleri ile davalı-davacı kadının boşanma davasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine, birleşen tedbir nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararındaki kadının tedbir nafakasının reddine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davalı-davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile birleşen dava tarihi olan 17.07.2017 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; kusurun davacı-davalı erkekte olduğunu, dava dilekçesinin davalı-davacı kadına usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle boşanma davasında tanıklarının dinlenmediğini belirterek boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında davalı-davacı kadına dava dilekçesinin tebliğinin usule uygun yapılıp yapılmadığı, cevap dilekçesinin süresinde sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 126 ncı, 127 nci, 128 inci, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri. 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosya üzerinde yapılan incelemede, dava dilekçesinin davalı-davacı kadına 7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tebliğ edildiği, ancak adresin kapalı olması sebebi ile tebligatı alan kişinin kim olduğunun (komşu mu, kapıcı mı, yönetici mi) belirlenmediği gibi soyadının da okunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile davalı-davacı kadına, davacı-davalı erkeğin boşanma dava dilekçesinin tebliği usulsüzdür. Bu durumda davalı-davacı kadının boşanma dava dosyasında sunduğu cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde Mahkemece davalı-davacı kadın tarafından boşanma davasında dosyaya sunulan cevap dilekçesindeki tanıklarının boşanma davası yönünden de usulünce çağrılıp dinlenmesi, dayandığı delillerin toplanması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan eksik inceleme ile boşanma davasının kabulü yönünden hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.