"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/721 E., 2023/477 K.
DAVA TARİHİ : 02.03.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kdz.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/169 E., 2022/22 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının ikinci evliliği olduğunu, kadının erkeğe değersiz davrandığını, erkeğin ilk eşinden olan yetişkin çocuklarına da iyi davranmadığını ve erkeğe onların yanında aşağılayıcı davrandığını, kadının insanların yerine hayvanları sevdiğini, vaktinin çoğunu hayvanları ile geçirdiğini, yeri geldiğinde tüylü kıyafetler ile evin içinde gezdiğini ve erkeğin bu durumdan rahatsız olduğunu, davalının, davacıya kendi öncesiyle ilgili hususlarda eksik bilgi verdiğini, kadının kirada oturdukları evi almaları konusunda baskı yaptığını, kadının soğuk olduğunu,kadının köydeki evine git söylemlerine dayanamayıp erkeğin köydeki evine gitmek zorunda kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, tarafların arasındaki problemlerin kadın sebebiyle değil erkeğin çocuklarının tutum ve davranışlarından dolayı olduğunu, çocukların evliliği onaylamadıklarını ve baskı yaptıklarını, davacının çocuklarının bu baskıları evlilik birliğini bu noktaya getirdiğini, daha sonra erkeğin kadına ''sana mı bakacağım'' şeklinde tavırları geliştiğini, erkeğin evi terk edip köydeki evine gittiğini iddia ederek, davacının açmış olduğu haksız davanın reddini, Mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde; kadın için her ay 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeği küçük gören ve birlik görevlerini yerine getirmeyen kadının bu davranışları karşısında, erkeğin köydeki evinde yaşamaya başlamasının terk olarak nitelendirilmediği, kadının davranışlarına tepki olarak değerlendirildiği ve erkeğe kusur olarak yüklenmediği, davalının cevap dilekçesinde delile dayanmadığı, ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık noktasının tespit edildiği,davalı vekilinin delillerini toplanmasını talep ettiği, davalı cevap dilekçesi ile her ne kadar delile dayanmamış olsa da davalının süresinde cevap dilekçesi sunarak davaya cevap verdiği uyuşmazlık noktasının tespitinden sonra delillerinin toplanmasını talep ettiği cevap dilekçesi ile delile dayanmayan ancak süresinde cevap dilekçesi sunan davalının hukuki dinlenilme hakkının korunması amacıyla bildirdiği tanıklarının savunma amaçlı dinlendiği, erkeğin kadına yönelik ; birlik görevlerini ihmal etmek, toplum içinde davacıyı küçük düşürmek iddialarını ispatladığı , diğer iddialar yönünde dosyada tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı ve davalının iddialarının aksi yönde tanık beyanlarının olduğu, dosyada ispata yarar başkaca delilin olmadığı bu sebeple davacı erkeğin diğer iddialarını ispatlayamadığı , erkeğe atfı mümkün hiçbir kusurun bulunmadığı olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ekonomik yönden kimseye ihtiyacı olmayan davalı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı cevap dilekçesinde, tanık deliline dayanmadığını, davalının tanıklarının dinlenilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek,kusur belirlemesi, tedbir nafakasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, kadının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, kadın lehine hükmedilen nafaka miktarının ekonomik durumu ve aylık geliri düşünüldüğünde oldukça düşük olduğunu, Yerel Mahkemece maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, tedbir nafakası miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ,kusur belirlemesi, tedbir nafakasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, tedbir nafakası miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe yüklenecek kusur bulunup bulunmadığı, boşanma davasını kabulün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, süresinde sunduğu cevap dilekçesinde herhangi bir delile dayanmayan davalı kadının tanıklarının dinlenmesinin, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kabul edilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 129 uncu ve 145 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dinlenen davalı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınarak karşı tarafa kusur yüklenmediğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.