Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4380 E. 2024/857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin boşanmaya, velayetin anneye verilmesine, nafaka ve tazminata hükmetmesine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/368 E., 2023/521 K.

DAVA TARİHİ : 02.10.2019- 30.10.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/199 E., 2020/490 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dilekçelerinde özetle; 2009 yılında evlenen, 2010 doğumlu bir çocukları olan taraflar arasındaki evlilik birliğinin; erkeğin, sorumsuz davranışları, küfür ve hakaretleri, sebebini açıklayamadığı borçları bulunması, eşini kandırıp kredi çektirerek eşini de borçlandırması, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 80.000 TL manevî tazminatın erkeğe ödetilmesine talep etmiş, erkeğin karşı davasındaki iddiaların doğru olmadığını savunarak, karşı davanın ve erkeğin taleplerinin reddini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; ... kadının iddialarının doğru olmadığını, borçlanma sebebinin kısa süre yaşayan ikinci çocukları Mete'nin rahatsızlığının gerektirdiği tedavi ve hastane giderleri ile kadının ailesinin 6-7 yıl süreyle tarafların yanında yaşaması, kadının ve ailesinin gelirini yatırıma ayırması, eve alınanların kadın tarafından kardeşlerine verilmesi olduğunu, geçimsizlik sebeplerinin de ailesi tarafından erkeğin darp edilmesi, küçük kardeşinin kendileriyle yaşamaya başlaması, kadının bir yılı ... süredir kadınlık görevlerini yapmaktan, eşinin önüne yemek koymaktan kaçınması, eşine ve ailesine hakaret edip aşağılayıcı sözler söylemesi, eşini evden kovması olduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve taleplerinin reddine, karşı davaları doğrultusunda tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede, davalı-karşı davacı erkeğin evin geçiminde yeterli katkıyı sağlamayarak ve borçlanmalarını geliriyle orantılı yapmayarak oluşan durum içinde eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığı, evlilik birliği içindeki sadakat yükümüne aykırılık sayılabilecek güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, ayrıca hakaret ve tehdit içerikli söylemlerde de bulunarak eşine karşı duygusal şiddet uygulanmak suretiyle boşanmaya sebep olan olaylar açısından davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadına izafe edilebilecek herhangi bir kusur olmadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmelerinin eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında taraflar, çocukları ve toplum bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı konusunda hukuki sonuç ve vicdani kanaate varılmış olup; asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine; karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede, vefat eden çocuk için çok fazla masraf yapıldığı, kadına verilen paraların kardeşlerine harcandığı, karı koca ilişkilerinin bir yıldır olmadığı, davalı-karşı davacı erkeğe küfür edildiği, kadının kardeşleriyle 7 yıl yaşadığı vakıaları ile diğer dayandığı vakaları kapsamında yapılan değerlendirmede, tarafların nüfus kayıtları, hastane belgeleri ve banka hesap hareketleri dahilinde yapılan incelemelerde, tarafların 30.11.2015 tarihinde doğan; ancak 23.05.2016 tarihinde vefat eden müşterek bir çocuklarının olduğu, bu yaşanan süreç içinde çocuğu hayatta tutabilmek adına yapılabilecek tüm harcamaların devlet sağlık sigortası kapsamında kaldığı, sürecin taraflar üzerinde yarattığı etki ile hasta bir çocuğu hayatta tutabilmek için sair masraflar yapıldığı iddiasıyla, diğer vakaların ispat edilememiş olduğu gerekçesiyle erkeğin karşı davası ile velâyet, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, velâyetin anneye verilmesi yönlerinden kararın hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, velâyetin anneye verilmesi yönlerinden kararın hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin karşı davasının reddinin, kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının, velâyetin anneye verilmesine ilişkin hususların dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 335 nci, 336 ncı maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci, 371 inci. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.