Logo

2. Hukuk Dairesi2023/437 E. 2023/4079 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki delillerin değerlendirilmesine ve uygulanması gereken maddi ve usuli hukuka göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarını haklı kılacak bir neden olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2267 E., 2022/2292 K.

KARAR : Başvurunun Kısmen Kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/234 E., 2022/115 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının sair, erkeğin tüm istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, başka bir erkek ile sürekli telefonla irtibat halinde olduğunu, evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, erkek yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakatsizlik eylemlerini devam ettirdiğini ileri sürerek birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadının sosyal hayatını kısıtladığını, kimseyle görüştürmediğini, akrabalarına dahi gitmesine izin vermediğini, küfür ettiğini, aşağılayıcı kelimeler kullandığını, şiddet uyguladığını, çocuklarına da şiddet uyguladığını, güven sarsıcı olacak şekilde başka kadınlarla konuştuğunu, kıskanç tavırlar sergilediğini, tabanca çekerek ölümle tehdit ettiğini, bu olay sonrasında kadının iki çocuğunu da alarak annesine gittiğini ve yaklaşık 2 ay kadar orada yaşadığını, bu arada erkeğin boşanma davası açtığını, sonrasında erkeğin akrabalarını da alıp gelerek kadından özür dilediğini, kadının konuta döndüğünü, açtığı boşanma davasından vazgeçtiğini söylediğini, bir süre sonra hakaret ve küfüre, eski olumsuz davranışlarına devam ettiğini, kadının tekrar baba evine dönmek durumunda kaldığını ileri sürerek davanın reddine, kadın tarafından açılmış olan dava ile eldeki davanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; cevap dilekçesindeki iddialarını tekrarla erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına aylık toplam 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilediği, her ne kadar kadının sadakatsiz davranışlarının erkek tarafından affedildiği iddia edildiyse de erkeğin durumdan tam olarak bilgi sahibi olmaması nedeniyle söz konusu sadakatsizliği affetmiş sayılamayacağı, erkeğin ise kadına şiddet uyguladığı, kadını tehdit ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların beyanları doğrultusunda velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 200,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak, kadın yararına sigortalı olarak işe başladığı tarihe kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile velâyet düzenlemesi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilediği, erkeğin bu durumdan tam olarak bilgi sahibi olmaması nedeniyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları affetmediği gerekçesiyle karar verilmiş ise de; dava açıldıktan sonra erkeğin kadının annesinin evine giderek hata yaptığını, bir daha gereksiz kıskançlık yapmayacağını, elini dahi kaldırmayacağını, tüm hatanın kendisinde olduğunu, kadını sevdiğini, barışmak istediğini, affettiğini söylediği, böylece erkeğin dava açıldıktan sonra kadının kusurlu davranışlarını affettiği, böylece erkek tarafından açılan davanın reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, ancak kadın tarafından açılan birleşen davaya cevap dilekçesinde kadının ortak konuta döndükten sonra da bir başka erkekle fiili olarak görüşmeye devam ettiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, birleşen dava yönünden kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının kanıtlandığı, o halde birleşen dava yönünden kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin de kadını darp ettiği, hakaret ettiği ve evden kovduğu, bu haliyle tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadının, erkeğin kabul edilen asıl davası, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin bu hususlara yönelik hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle birleşen dava yönünden kusur gerekçesinin açıklanan şekilde "tarafların eşit kusurlu olduğu" şeklinde değiştirilmesine, erkeğin asıl boşanma davasının reddine, kadın yararına işe başlama tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 500,00'er TL tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının yoksulluğa düşmediğini, erkek aleyhine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, tedbir ve yoksulluk nafakası ve velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ait kusurlu davranışlar affettiğini, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin sadakatsizliğine ilişkin ıslah yoluyla ileri sürülen iddianın mahkemece değerlendirmeye alınmamasının hatalı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminata hak kazandığını, kadının asgari ücretin altında gelir elde ettiğini, bu durumun kadını yoksulluktan kurtarmadığını, erkeğin tarım ve hayvancılıkla uğraşarak iyi gelir elde ettiğini, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların tazminat talepleri ile kadının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran yeterli olup olmadığı ile ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üstün menfaatine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.