Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4388 E. 2024/2969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan taşınmazın satış bedeli ve paylaşımı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma protokolünde taşınmazın satış bedeli ve paylaşımına ilişkin açık hükümler bulunduğu, davacının iddia ettiği hususların protokolde yer almadığı ve protokol hükümleri dışında davacıya ek bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/476 E., 2023/594 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muğla Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/335 E., 2021/26 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Yatağan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/51 Esas sayılı dosyası ile boşanmalarına ve 08.02.2019 tarihli protokolün onaylanmasına karar verildiğini, söz konusu protokol ile taşınmazın satışa çıkarılarak satım bedelinin taraflar arasında eşit olarak paylaştırılması ile kadın adına kayıtlı 48 DA 005 plakalı aracın davalıya devir ve tescili konusunda anlaştıklarını, davalının yapılacak satıştan 225.000,00 TL ödemeyi taahhüt ettiğini kadının onayı ve bilgisi olmadan evin satışının gerçekleştiğini evin kalan kredi borcunu satış bedelinden ödeyerek 195.000,00 TL ödeme yaptığını, rayiç bedelin çok altına gerçekleştiğinden taşınmazın gerçek değerinin tespiti ile protokole göre ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; protokolde taşınmazın satış usulü ve satım bedeli konusunda herhangi bir hüküm ve şart yer almadığını, protokolde sadece taşınmazın satım bedelinin ne şekilde paylaşılacağı konunda anlaşma yapıldığını, eve uzunca bir süre alıcı çıkmadığını, en nihayetinde çıkan alıcının da taşınmaza 390.000,00 TL teklif ettiğini, evin satıldığı dönemdeki ekonomik koşullar, faiz oranlarının yüksekliği, emlak piyasasının düşüş göstermesi ve satılık taşınmaz için emsal fiyatlarına oranla makul ve hatta eşdeğer düzeyde bir satım bedeli olduğunu ayrıca zemin katta bulunan taşınmaza satın alma tarihinden satım tarihine kadar hiçbir şekilde tadilat ve iyileştirme yapılmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında düzenlenen protokolün 2. nolu bendinde dava konusu edilen ve davalı adına kayıtlı dilekçede belirtilen adresindeki taşınmazın satışa çıkarılarak satım bedelinin taraflar arasında eşit olarak paylaşılacağı konusunun imza altına alındığı ve Yatağan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/51 Esas, 79 Karar sayılı ilamı ile protokolün onaylanarak tarafların boşanmalarına karar verildiği, verilen kararın 28.03.2019 tarihinde kesinleştiği, tarafların kabulünde olduğu üzere taşınmazın davalı tarafından 390.000,00 TL bedelle üçüncü şahsa satıldığı ve satış bedelinin ½ hissesi olan 195.000,00 TL nin davacıya ödendiği, davalı tarafından gerçekleştirilen satışın; taşınmaz başında inceleme ve piyasa fiyat araştırması yapılarak düzenlendiği anlaşılan gayrimenkul değerlendirme uzmanı bilirkişisi raporunda satış tarihinde rayiç piyasa değeri olarak belirlenen 400.000,00 TL değerine nazaran makul, kabul edilebilir bir miktar olduğu, bu şekilde taraflarca ortak imza ile düzenlenen ve hâkim tarafından onaylanan anlaşmalı boşanma protokolüne uygun olarak satışın gerçekleştirilerek ½ hissesinin davacıya verildiği, davacı her ne kadar taşınmazın rayiç değerinin 450.000,00 TL olduğu ve bu bedelin altında satılsa dahi davalının kendisine 225.000,00 TL ödemeyi kabul ettiğini iddia ederek aralarında gerçekleştiğini iddia ettiği whatsapp yazışmalarını delil olarak sunmuş ise de; taraflar arasında imzalı protokol karşısında whatsapp yazışmaları tek başına delil olarak kabul edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarlamakla birlikte, anlaşmalı boşanma prorotokolünde satış yapılmasının kararlaştırıldığını ancak satışın nasıl yapılacağının kararlaştırılmadığını, bu neden aralarında geçen yazışmalara itibar edilmesinin gerektiğini, birlikte kararlaştırdıkları fiyatın çok altında sattığını ve davacının kaybının olduğunu kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalının kararlaştırılan şekilde 30.000,00 TL daha ödemesi gerektiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, tarafların serbest iradeleri ile düzenledikleri anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan boşanmanın kişisel ve mali sonuçları hakkındaki açık düzenleme, mahkemece onaylanarak boşanma kararı verilmiştir. Bu durumda anlaşmalı boşanma protokolü ve boşanma davası sırasında taraflarca beyan edilen hususlar kesin delil olma ve mahkeme içi ikrar niteliğine ve etkisine sahip olup, taraflar açısından bağlayıcı olduğu, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, davacının dayandığı yazışmaların boşanma protokolünde değişiklik yaratacak delil olma niteliğine sahip olmamasına, yerel mahkemece yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına ve boşanma protokolü hükümlerine uygun bulunmasına ve özellikle protokolde taşınmazın satılırken bedel konusunda davacının onayının alınacağına, taşınmazın belli bir bedelin altında satılamayacağına ya da davacıya ödenmesi gereken miktarın belli bir miktardan az olamayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte kararın hatalı olduğunu, zararının oluştuğunu bu nedenle dava açtığını, tanık beyanları ile yazışmalardan satış bedeline birlikte karar verdiklerinin anlaşıldığını ve itibar edilmesinin gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacak talepli davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.