Logo

2. Hukuk Dairesi2023/438 E. 2024/4880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne ilişkin olmayan temyiz taleplerinin reddine, diğer yönlerden ise Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1717 E., 2022/2779 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/323 E., 2021/206 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olup, kadının boşanma davasının kabulüne yönelik hüküm kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz hakkı bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davacı- karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin çok kıskanç bir yapısı olduğunu, kadının arkadaşına hakaret ettiğini, kadını başka bir erkeğe kuyruk sallamakla itham ettiğini, toplum içinde rencide ettiğini, sürekli sadakatsizlikle suçladığını, kadına inanmadığını, çalışmasına da izin vermediğini, kadının tüm banka kartlarını iptal ettiğini ve kadını zor durumda bıraktığını, tarafların ortak konutunun kira kontratının kadın üzerinde olduğunu, erkeğin kirayı ödememesinden kaynaklı haciz tehdidi altında kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının günlük yaşantısında yüksek miktarlarda alkol tükettiğini, alkol tüketmediği zamanlarda ellerinde titremeler olduğunu, sızana kadar alkol tükettiğini, gece dışarıya çıkıp eve geç saatlerde alkollü olarak geldiğini, yurt dışında olduğu zamanlarda kadının gönderdiği fotoğraflarda hep aynı kişinin kadının yanında olduğunu fark ettiğini ve bu durumdan rahatsızlık duyduğunu, tiyatro çalışmaları için harcamalar yaptığını, kadının aile masraflarını dahi karşıladığını, erkeğin yılın dokuz ayını yurt dışında geçirmek zorunda kaldığını, kadının sık sık alkol alıp erkeğe hakaret ettiğini, fiziksel şiddet dahi uyguladığını, erkeğin elinden düşen alyansını beşinci kattaki balkondan attığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;"...Somut olayda, davalı-karşı davacı erkek eş tarafından davacı-davalıya ekonomik şiddet uygulandığına yönelik iddialarda bulunulmuş ise de davalı-karşı davacı erkek eşin kadın eşe düzenli olarak para gönderdiği bilirkişi raporu ile sabit görülmüş iş bu nedenle davalı-davacıya kusur atfedilmemiştir. Davalı-karşı davacı erkek eşin, davacı-davalı kadın eşin işten çıkmasına yol açmak suretiyle psikolojik baskı kurduğuna yönelik iddialar yönünden özlük dosyasında ve tanık ifadelerinde iddiayı destekler bilgiye yer verilmediği, çeşitli sosyo-kültürel aktivitelere katılan kadın eşin, uzun yol gemilerinde çalışan erkek eşin baskısı sonucu işini bırakmak zorunda kaldığına yönelik iddianın hayatın olağan akışına aykırı olacağı kanaatine varılmış, davalı-davacıya kusur atfedilmemiştir. Davalı-karşı davacı erkek eşin davacı-karşı davalıya yönelik kıskançlık sergilediği tanık beyanları ile sabit görülmüş olup, bu kapsamda davalı-karşı davacının kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davacı-karşı davalının aşırı alkol tüketmek suretiyle evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği tanık beyanı, sunulan fotoğraflar ve bilirkişi raporu ile sabit görülmüş, davacı-davalı kadın eşin kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davalı-karşı davacının davacı-davalıya şiddet uyguladığına dair delil sunulmadığı, tanık ifadelerinin soyut kaldığı gözetilerek davalı-davacı erekek eşe kusur atfedilmemiştir. Davacı-karşı davalının davacı-davalıya sözsel şiddet uyguladığı tanık ...'ın beyanı ile sabit görülmüş, davacı-karşı davalı kadın eşin kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, evlilik briliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı kadın eşin ağır kusurlu olduğu..." gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine hükmedilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, erkek lehine 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, tarafların ortak köpeklerinin paylaşılması hususunun boşanmanın fer'îsi olmadığı ve dava konusu yapılmadığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kısmı hariç olmak üzere kusur belirlenmesi, aleyhine hükmolunan tazminatlar, nafakanın kaldırılması ve köpek hakkında karar verilmesi gerektiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince "Davalı-karşı davacı erkek eşin davacı-karşı davalıya yönelik kıskançlık sergilediği... Davacı-karşı davalı kadının aşırı alkol tüketmek suretiyle evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği, davacı-karşı davalı erkeğe sözsel şiddet uyguladığı... evlilik birliğinin sarsılmasında davacı-karşı davalı kadın eşin ağır kusurlu olduğu" kabul edilmiş ise de; erkeğin aşırı kıskanç olduğu, kadının sosyal yaşantısını kısıtladığı, aldattığı yönünde kadına ithamlarda bulunduğu, evlilik süresince çalışmasını istemediği, kadının ise; aşırı alkol kullanımı olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, tespit edilen kusurlara göre evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının sosyal ekonomik araştırma tutanağına göre ev hanımı olduğu, daimi bir işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine ara karar ile hükmedilen aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, boşanma kararı kesinleştikten sonra aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine hükmedilen nafakalar, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin "kadının davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'ten alınarak ...'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.