Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4398 E. 2024/1177 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekiline kararın elektronik yolla usulüne uygun tebliğ edildiği ve istinaf başvuru süresinin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf başvurusunun reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/188 E., 2023/246 K.

DAVA TARİHİ : 30.12.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/813 E., 2022/885 K.

Taraflar arasındaki Boşanma ve fer'îleri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından süresinden sonra istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar ile istinaf talebinin reddine karar verilmiş, kararın davalı erkek vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili davalının devamlı davacıya periyodik şiddet uygulaması ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği bu sebeple sevgi ve saygı bağının kalktığını, akrabaların kışkırtması üzerine davalının davacıya şiddet uygulamaya başladığını, davalının aşırı kıskanç tavırları yüzünden misafir geldiğinde davacının ayrı odada oturmak zorunda kaldığını, balkona çıkamadığı, ikinci çocuk dünyaya geldikten sonra davalının yine davacıyı darp ettiğini, bunun üzerine davacnın Iğdır'da yaşayan ailesinin yanında bir yıl kaldığını, ancak ailesinin telkinleriyle evine geri döndüğünü, davalının son iki yıldır başka kadınla ilişkisinin olduğunu ve bu mesajlaşmalara davacının de şahit olduğunu ve tartışmaların yaşandığını, davalının davacıyı Iğdır'a göndermeye çalıştığını, tarafların iki yıldır ayrı odalarda kaldıklarını, davalının önceden gizli saklı sürdürdüğü başka kadınla olan ilişkisini davacının huzurunda konuşarak devam ettirmeye başladığını ve bunun üzerine tartışma yaşandığını, 18.12.2020 tarihinde gerçekleşen olay sonrasında davacının darp raporu aldığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesini, çocuklar için 500,00'er TL iştirak nafakasına dönüştürülmek üzere tedbir nafakası verilmesini, lehine 1.500,00,00 TL tedbir nafakası verilmesini, karar kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakasına dönüştürülmesini, 150.000 TL maddî tazminat ve 150.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının dava dilekçesinde belirttiği iddiaların doğru olmadığını, davacının ailesi ...( Mahizer) ve ... isimli şahısların sürekli taraflarla kaldığını ve huzuru bozduklarını , davacının davalıyı tahsilinin düşük olması nedeniyle küçümsediğini, davacının evlenme nedeniyle eğitiminden geri kaldığını , davacının kardeşi Mehmet'in kaçak yollardan Fransa'ya gitmek için şebekeye 100.000,00 TL vermesi gerektiğini ileri sürerek bu miktarın kendisinden istediklerini, davalının parasının olmadığına inanmadıklarından boşanma davası açarak elinden her şeyini alacaklarını ileri sürdüklerini, davalının diğer borçlarını ödemek için bankadan paralarını çektiğini, ancak davacının bu duruma inanmadığını, davacının kendisini küçük görmesi ve ailesinin etkisiyle davalıyı dışladığını, evde 150.000,00 TL ve 70-80.000,00 TL değerinde altın bulunduğunu, davacı tarafından tanık olarak belirtilen müşterek çocuğun dinlenmesinin doğru olmadığını, çocuğun psikolojisinin bozulabileceğini, diğer tanığın ise davacının kardeşi olduğunu ve boşanmalarını istediğini, davalının öncelikle davanın reddine karar verilmesini, çocukların velâyetlerini talep ettiği , maddî tazminat, manevî tazminat ve tedbir nafakası taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, aldattığı, davacının ...isimli arkadaşıyla ilişkisinin olduğu, aşırı kıskanç olup eşini kısıtladığı, 18.12.2020 tarihinde davacı kadını darp ettiği, davacı kadının ise ailesinden ... ile ...'un aylarca tarafların müşterek konutlarında kaldığı, davalı erkeğe "senin tahsilin düşük" diyerek aşağıladığı, davalının cahil olduğunu söylediği, bu hususun ortak çocuk ...ın beyanlarıyla doğrulandığı, ayrıca davalıyı başkalarıyla kıyaslamak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, bu hususun davalı tanığı ...'ın beyanıyla doğrulandığı, davacının erkek kardeşinin Fransa ülkesine kaçak yollarla gitmek için davalıdan para istediği, davalının parayı vermemesi nedeniyle davacıyla aralarında sorunlar yaşandığı, davacı kadının asgari ücretle işçi olarak çalıştığı, müşterek konutta kira ödemeden oturduğu, davalı erkeğin ise kot fabrikasında usta olarak çalıştığı, 7.000,00 TL maaş aldığı, kirada üç evinin bulunduğu, 1.500,00 TL kira gelirinin olduğu, şu anda çalışmadığı, ancak kendi kusuruyla iş akdini sona erdirdiği, bilerek gelirini azaltmak maksatlı olarak işten ayrıldığı, hiç kimse kendi kusuruyla bir hak elde edemeyeceğinden davalı erkeğin daha ağır, davacı kadının daha az kusuruyla evlilik birliği temelinden sarsıldığından tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davacıya verilmesine, çocuklar lehine 400,00'er TL'den toplamda 1.200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle her bir çocuk için aylık 500,00'er TL'den toplamda 1.500,00 TL'ye yükseltilerek karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadının asgari ücretle çalıştığı ve kira ödemediği anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı lehine 80.000,00 TL maddî tazminatın ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinden sonra davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2022 tarihli ek kararı ile İstinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş, ek karar davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kendilerine yapılan elektronik tebligatın tebliğ tarihinin mahkeme tarafından 22.11.2022 olarak değerlendirildiğini, dosyada tebligat konusunda çelişkiler bulunduğunu, e-tebligat sisteminin yeni uygulanan bir sistem olduğunu, bu sebeple sistemin oturması sürecinde öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak değerlendirilmesini ve ek kararın kaldırılmasını, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar bakımından kararın kaldırılmasını ve reddedilen tazminat miktarları bakımından vekâlet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 345 inci maddesi gereğince istinaf yoluna başvuru süresinin ilamın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren 2 hafta olduğu, davalı vekiline gerekçeli kararın elektronik tebligat yolu ile 22.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf kanun yoluna başvurunun son günününde 06.12.2022 tarihi olduğu davalı vekilinin süresi geçtikten sonra 16.12.2022 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğu bu bakımdan davalı vekilinin istinaf talebinin süre yönünden reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması sebebi ile davalı vekilinin ek karara ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili 22.11.2022 tarihinde yapılan e tebligatın 5 gün sonra okunmuş sayılması halinde 2 haflatık sürenin 28.11.2022 tarihinde başlayacağı, sürenin geçip geçmediğinin bu tarih nazara alınarak tekrar değerlendirilmesi gerektiği, çok kısa sürelerin hakkın özüne dokunuyor olması halinde uygulanmaması gerektiği, istinaf itirazlarının incelenerek reddedilmesi gerekiyorsa o gerekçe ile reddine karar verilmesini ,maddîve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürüp mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/A maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.