"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/139 E., 2023/251 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/62 E., 2020/937 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının yüz göstermediğini, evlilikten hoşnut olmadığını dile getirdiğini, yatak odasını ayırdığını, aşırı kıskanç olduğunu, öz bakımına dikkat etmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuklarla yeterince ilgilenmediğini, maaşını birlik giderlerine harcamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak konutun davacıya tahsis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin sadakatsiz olduğunu, kadın ve çocuklara ilgisiz davrandığını, eve sabaha karşı geldiğini, erkeğin ayrı yattığını, evin giderlerini karşılamadığını iddia ederek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ... için 700,00 TL, ... için 600,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, davalı kadın için 700,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, öncelikle davalı tarafça davacının başkalarıyla mesajlaştığı iddia edilmişse de, davalının bu durumu öğrendikten sonra da davacıyla birlikte yaşamaya devam ettiği ve davacının bu davranışını affettiği, davalının davacıdan altın para gizlediği iddia edilmiş ise de, söz konusu altın ve paraların davalıya ablası tarafından emanet olarak verildiği ve davalıya ait olmadığı, tarafların bir süredir ayrı yattıkları fakat bu durumun kimin tercihi olduğu konusunda tanıkların bizzat görgüye dayalı bir bilgisinin bulunmadığı, tanık beyanlarına göre iki tarafın da bir süredir birbirlerine karşı soğuk ve ilgisiz oldukları, iddialarla ilgili karşılıklı olarak tanık beyanlarının birbirini çürüttüğü, bir tarafın diğerinden daha kusurlu olduğuna dair yeterli ve somut delil sunulamadığı, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin onarılmaz derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ...`in velâyetinin davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, diğer çocuk ... ergin olduğundan velayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ara kararı ile müşterek çocuklar lehine aylık 400,00'er TL üzerinden hükmedilen tedbir nafakasının çocuklardan ... için hükmün kesinleşmesine kadar, diğer çocuk ... için ise çocuğun reşit olduğu 27.03.2019 tarihine kadar devamına, hükmün kesinleşmesinden itibaren ortak çocuk ... lehine aylık 450,00 TL üzerinden iştirak nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin nafaka taleplerinin reddine, diğer çocuk lehine iştirak nafakası talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, taraflar eşit kusurlu olduğundan tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, ... için hükmedilen nafaka miktarları, ... için nafaka bağlanmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur tespitinin maddi gerçeğe uygun ve yerinde olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk ... için iştirak nafakası talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, ortak çocuk ... için iştirak nafakası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, ortak çocuk ...'in ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu karşısında ortak çocuk lehine iştirak nafakasının az olduğu, davalı kadının sigortalı çalışma kaydının bulunmaması, sürekli bir işinin olmaması, zaman zaman günlük işlere gitmesi karşısında İlk Derece Mahkemesince davalının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, davalı cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğu, tarafların kusur dereceleri, davalının sabit gelirinin bulunmaması, boşanma ile yoksulluğa düşmesi karşısında davalı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davalının müşterek çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakası miktarı, ortak ... için iştirak nafakası talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi ve davalının tedbir nafakası talebinin reddi ile yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bunlara ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, ortak çocuk ... için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ortak çocuk ... yönünden iştirak nafakası talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının tüm, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle ortak çocuk ...'in 09.04.2016 doğumlu olup inceleme tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.