Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4419 E. 2024/2979 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde kadına hakaret etmesi ve babasını arayarak küçük düşürücü sözler sarf etmesi, davalı erkeğin tanık bildirmemesi ve davacı tanıklarının beyanları da değerlendirilerek evlilik birliğinin davalı erkeğin tam kusuruyla sarsıldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/195 E., 2023/440 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şabanözü Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/51 E., 2021/166 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sinirli olduğunu, şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, sürekli annesinin evine gitmek istediğini, kadına ilgi göstermediğini, ayrı odada oturduğunu, temizliğine önem vermediğini, sürekli telefonla meşgul olduğunu, evden kovduğunu, otomatik telefon faturasını iptal ettirdiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının sürekli ailesinin yanına gittiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesinin maddî olarak sömürdüklerini, ailesi ile görüşmesini istemediklerini, temizliğine önem vermediğini, ailesinin müdahale ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar dava dilekçesinde dövme iddiası var ise de davacı tanıklarının beyanlarından da anlaşılacağı üzere davalının davacıya yönelik fiziksel şiddetinin bulunmadığı, davacı ile davalının evliliklerinin ilk senesinde davalının ailesiyle birlikte kaldıkları, sonrasında söz konusu evden ayrıldıkları, bunun sebebi olarak da dava ve cevaba cevap dilekçelerinde davalının ailesinin tarafları istememesi gösterildiği belirtildiğinden evliliğin ilk yıllarında davacının buna rıza gösterdiğinin anlaşıldığı, ayrıca tanık beyanları ile de sabit olduğu üzere evlenmeden önce bu hususun konuşulduğu ve davacının ailesinin de isteğinin bu yönde olduğu, evliliğin ilk yılından sonra davalı tarafından davacıya bağımsız konut sağlandığı ve ev eşyalarının düğünde takılan paralarla alındığı tanık beyanları ile anlaşılmakla evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili; davanın ispatlandığını belirterek boşanma ve ziynet eşyalarına yönelik davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin evlilik birliği içinde kadına hakaret ettiği ve kadının babasını arayarak "kızın yalancı, al kızını git" dediği, davalı erkeğin ise cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, ikinci cevap dilekçesi de sunmadığı, davalı erkek yasal süresi içinde tanık deliline dayanmadığına göre, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarının hükme esas alınamayacağı, bu hâle göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadına hakaret eden ve kadının babasını arayarak "kızın yalancı, al kızını git" diyen erkeğin tam kusurlu olduğu, bu durumda; davanın ispatlandığı ve evlilik birliğinin davalının tam kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığı gözetilerek, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve kadının tazminat ile nafaka taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, kadının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, tarafların kusur durumları ve kusurlu davranışların niteliğine göre, kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluştuğu gerekçeleri ile davacı kadının ziynet alacağı davasının iş bu dosyadan tefrikine, davacı kadının istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davacı kadın lehine İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli ara kararı ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra nafakanın yoksulluk nafakası olarak aynen devamına, 20.000,00 TL manevî, 20.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacının delil dilekçesini sürede vermediğini, tanıklarının dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıklarının dinlenmemesi konusunda da davacı tarafın bir itirazı olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu, davacı lehine nafaka ve tazminat takdirinin doğru olmadığını, reddedilen yönler açısından davalı vekili yararına vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, reddedilen kısımlar yönünden davalı erkek lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.