Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4431 E. 2024/1314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, eşlerin kusur durumu ve buna bağlı olarak yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dava dışı üçüncü bir kişiyle birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 169 ve 175. maddeleri uyarınca yoksulluk nafakası şartlarını taşımadığı gözetilerek, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3692 E., 2023/529 K.

DAVA TARİHİ : 13.09.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/520 E., 2022/656 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, davacının ziynet alacağı isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ağza alınmayacak şekilde hakaretlerde bulunduğunu, ortak konutun zaruri ihtiyaçlarını karşılamadığını, aylık kazanmış olduğu maaşın bir kısmıyla uyuşturucu madde satın alarak kullandığını, maaşının diğer kısmını muhtelif kadınlara gezerek harcadığını, kadını birçok kez aldattığını, kadının boğazına bıçak dayayıp tehditte bulunduğunu, başka kadın ile samimi fotoğrafların erkeğin sosyal medya hesabına gönderildiğini, erkeğin ceza aldığını ve ceza evinde bulunduğunu, arayarak kadını tehdit ettiğini, düğünde takılan altınların davalının babasının kredi borcu nedeniyle bozdurulduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine. kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse şimdilik 4.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vasisi cevap dilekçesinde özetle; davalı oğlu ceza evine girmeden önce tarafların 2017 yılında anlaşmalı boşanma davası açtıklarını, barışmaları sebebiyle davayı geri çektiklerini, davacının oğlu ile dava dışı üçüncü kişiler arasında gerçekleşen olayları affettiğini, davalı oğlu ceza evine girdikten sonra davacının S.A.isimli erkekle yasak ilişki yaşadığını, bu şahsı ortak konutta gördüğünü, ses kayıtlarının bulunduğunu, davacının ortak çocuğun eğitimini ve evden çıkmasını engellediğini, çocuğu şiddet uygulamakla tehdit ettiğini, S.A.isimli şahsın resmi nikahlı eşinin annesi tarafından arandığını, davacı yüzünden kızının yuvasının dağıldığını söylediğini, davacı ile S. A.'nın 9 aydır birlikte olduğunu, ilişkilerini yaşarken ortak çocuğun da yanlarında kaldığını belirterek boşanmalarının kabulüne, ortak çocuğun velâyetinin vasi olarak kendisine verilmesine, davacının nafaka, ziynet eşyaları ve diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı aldattığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evin idaresini davacı kadının el işi yaparak sağlamaya çalıştığı, davalı erkeğin evine bakmadığı, gece eve gelmediği, davalı erkeğin ceza evinde olduğu, Samsun 12. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/457 Esas 2018/483 Karar sayılı kararı ile uyuşturucu madde kullanmak suçundan ceza aldığı, ilgili kararın 05.02.2019 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacı kadının davalıyı aldattığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu, davacı kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında, davalı babanını cezaevinde olduğu anlaşılmakla cezaevi idaresinin belirleyeceği ayda bir açık görüş gününde kişisel ilişki kurulmasına, yasal koşulları oluştuğundan çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ispatlanamadığından davacı tarafın ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vasisi istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece gerekçeli kararında yanlı ve çelişkili davacı tanıklarının beyanları ile davalının ağır kusurlu olduğuna hükmedildiğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, tanık A.A.'nın objektif olmayan beyanlarının karara dayanak teşkil etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ağır kusurlu olduğunu, davalının hiçbir maddî geliri olmamasına rağmen aleyhine nafakaya hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının hükümlü olduğunu beyan ederek ,kusur belirlemesi, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vasisinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vasisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, belirterek kusur belirlemesi, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile miktarları yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, tedbir ve iştirak nafakasının kabulünün yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169uncu maddesi, 175 ve 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vasisinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Toplanan delillerden; kadının S.A.isimli şahısla birlikte yaşadığı anlaşıldığından bu durumda 4721 sayılı Kanun'un 169 ve 175 inci maddesi koşullarının davacı kadın lehine oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

4.Davalı erkek vasisinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.