Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4430 E. 2023/4272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu ve buna bağlı olarak fer'i taleplerin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma sonrası verilen kararda, ilk kararla hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına rağmen, kadın yararına yoksulluk nafakasına ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması, 4721 sayılı Kanun'un 175. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/289 E., 2023/633 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının istinaf sınırlamasının hatalı yapıldığı gerekçesi ile bozulmasına, bozma nedenine göre tüm istinaf sebeplerine yönelik yeniden inceleme yapılması gerektiğinden sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, erkeğin kadının davasında verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminin feragat nedeni ile reddine, tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tarafların kusursuz olduğu yönünde gerekçenin düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine, sair istinaf taleplerinin de esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların altı ay evli olarak kaldıklarını, sonra kadının evi terk ettiğini, terk ettiğinden beri tarafların bir araya gelmediğini, aynı evde kaldıkları süre boyunca kadının kaba ve hırçın davrandığını, sürekli bağırıp çağırdığını, gece geç saatlere kadar telefon ve internet ile ilgilendiğini, erkeğin anne ve babasını aşağıladığını ve eve almadığını, erkek tarafından 2015 yılında boşanma davası açıldığını, reddedilip kesinleştiğini, kadının bu davadan önce ve sonra sadakatsizliğinin devam ettiğini, başka erkeklerle gezip eğlendiğini, buna ilişkin sosyal medyada paylaşımlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek 4721 sayılı Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına, 55.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yaşanan en ufak bir tartışma ve geçimsizliğin olmadığını, erkeğin davayı ailesinin baskısı ile açtığını, tarafların birbirini sevdiğini, erkeğin babasının tek mirasçısı ve babasından kalan dükkanın tek işletmecisi olduğunu, babasının dükkanında çalıştığı için ailesine bağlı yaşamakta olduğunu, erkeğin boşanmasını ailesinin istediğini ve erkeğin de buna karşı koyamadığını, ailesinin baskısı ile erkeğin evi terk ettiğini, kadının altı ay daha müşterek konutta kalarak eşini beklediğini, ailesinden habersizce gizli gizli müşterek konuta geldiğini, daha önce açılan boşanma davasına rağmen erkeğin gizli şekilde kadının yanına geldiğini ailesi öğrenince erkeğin babasının müşterek konutun elektrik ve suyunu kestiğini, kadını evi terke zorladığını, erkeğin de bu duruma karşı koyamadığını, kadına ayrı bağımsız bir ev açmak yerine gizli gizli buluşmayı tercih ettiğini, birlikte yaşanılan dönemde erkeğin ailesi ile aynı binada oturduklarını, sadece akşam yatmaya kendi evlerine gittiklerini, erkeğin ailesinin evinde yeme içme konusunda hatta dışarı çıkma misafir ağırlama konusunda ailesinin baskı uyguladığını, erkeğin anne ve babasının kadına, kadının ablasına ve ölmüş babasına küfürler ettiğini, tarafların 16.04.2018 tarihine kadar mesajlaştıklarını, erkeğin bu süre içinde başka kadınlarla birlikte yaşadığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu nedenle kadının küstüğünü ve 16.04.2018 tarihinden sonra görüşmediğini belirterek asıl davanın reddi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarih 2018/587 Esas, 2021/665 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan boşanma davasının haysiyetsiz hayat sürme ve onur kırıcı davranış nedenine dayandırdığı, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için davalının haysiyetsiz davranışlarının süreklilik arz etmesinin gerektiği, kadının başka bir erkek ile resimlerinin sosyal medyada olduğu, tanıklarca kadının başka bir erkek ile samimi şekilde görüldüğü, buna göre kadının güven sarsıcı davranış içinde olduğu ancak bu durumun süreklilik arz ettiğinin davacı erkek tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle erkeğin açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği; kadın tarafından açılan davanın değerlendirmesinde ise erkeğin kadını ailesine karşı koruyamadığı, erkeğin ailesinin evliliğe müdahalede bulunduğu, erkeğin bu müdahaleyi engelleyemediği, erkeğin annesinin kadını evden kovduğu, erkeğin ailesinin baskısı sonucu evden ayrıldığı, kadının müşterek hanede yaşamaya devam ettiği, erkeğin ailesinin müşterek evin elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini iptal ettirdiği, bunun üzerine kadının da evden ayrılmak zorunda kaldığı, ayrı yaşadıkları dönemde erkeğin başka bir kadın ile görüştüğü hususlarının ispat edildiği, ispat edilen hususlara göre karşı davada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 400,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, asıl davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli kararına kararına karşı;

1.... erkek vekili; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarih ve 2022/835 Esas, 2022/1463 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de davalı-davacı kadının aşamalardaki ... erkek ile görüştüğüne ilişkin beyanı ve tanıkların da tarafların görüştüklerine ilişkin beyanlarından tarafların bir biriyle ailelerinden gizli bir şekilde, sürekli görüştükleri sabit olduğundan tarafların bir birini affettiği en azından hoş görü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu durumda taraflara kusur yüklenemeyeceği, kusur durumuna göre kadının boşanma davasının reddedilmesi ve yargılama gideri ve vekâlet ücretinin de tarafların başlangıçtaki haklılık durumu dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlara yönelik, kadının ise kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile karşı davanın reddine, kadın lehine 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talebinin reddine, istinaf edilmeyerek kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz, 02.11.2022 tarihli ilamı ile ... erkeğin sunduğu dilekçe ile hükmün boşanma yönünden kesinleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği ve İlk Derece Mahkemesince de kesinleştirildiği, erkeğin bu talebinin kadının davasındaki boşanma hükmü yönünden istinaftan feragat niteliğinde olduğu, bu nedenle kadının davasının reddine karar verilmesinin doğru bulunmadığı, tarafların sair istinaf sebeplerine uygun olarak istinaf incelemesi yapılması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebeplerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, İlk Derece Mahkemesince erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de davalı-davacı kadının aşamalardaki ... erkek ile görüştüğüne ilişkin beyanı ve tanıkların da tarafların görüştüklerine ilişkin beyanlarından tarafların bir biriyle ailelerinden gizli bir şekilde, sürekli görüştükleri sabit olduğundan tarafların bir birini affettiği en azından hoş görü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu durumda taraflara kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile erkeğin kadının davasında verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminin feragat nedeni ile reddine, kadının kusur belirlemesi ve erkeğin kusur belirlemesi ile hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf istemlerinin kabulü ile kararın gerekçesinin tarafların kusursuz olduğu şeklinde düzeltilmesine, tarafların kusursuz olması nedeni ile kadının tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerine temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle erkeğin kusurunun olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, tarafların kusursuz olduğuna ilişkin kararın doğru olmadığını, manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini, davacı kadın ile evli kalmak istemediğini, vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka, reddedilen manevî tazminat, vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf sebeplerine uygun incelemenin yapılmadığını, kadını ortak konuta çağırmayarak bir arada yaşamı tesis edemeyen ve ailesine davalı-davacı kadın ile görüşmediğini beyan ederek gizli gizli görüşen erkeğin kusurlu olduğunu, buradan kadının erkeği affettiği anlamının çıkmayacağını, kadına bur kusur yüklenemeyeceğini, kadına atfedilen kusurlara dava dilekçesinde dayanılmadığını, erkeğin babasının iş yerini çalıştırdığını, kazancının çok iyi olduğunu, lehe yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tedbir nafakası miktarının az olduğunu, davadan feragat sonucunda lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve vekâlet ücretinin güncel değerlere uyarlanması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, tedbir nafakasının miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sonlanmasında tarafların kusursuz olduğu tespitinin doğru olup olmadığı, kusur var ise kimden kaynaklandığı ve boşanmanın fer'î taleplere hükmedilip hükmedilemeyeceği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin karşı davanın kabulüne, kusur belirlemesine, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlara; kadının ise kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile buna ilişkin bentlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karşı davanın reddine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce ... erkek tarafından boşanma hükmünün kesinleşmesi talep edilmesine, bu talebin boşanma hükmüne yönelik istinaftan feragat niteliğinde olmasına rağmen kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmediği ve erkeğin, kadının davasındaki istinaftan feragati hususunda karar verilerek, tarafların sair istinaf sebeplerine uygun olarak istinaf incelemesi yapılmak üzere kararın bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, erkeğin karşı davada verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf isteminin feragat nedeni ile reddine, kadının kusur belirlemesi, erkeğin kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, sair istinaf istemlerinin esastan reddine; ilgili bentlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin tarafların kusursuz olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen ilk kararda, karşı davanın ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının reddine karar verilmekle İlk Derece Mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası ortadan kalkmıştır. Bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda yoksulluk nafakasına dair bir hüküm kurulmamıştır. Hal böyle olunca, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ... kadın yararına yoksulluk nafakasına ilişkin olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... kadın vekilinin sair, davalı-davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Bekir'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Neşe'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.