Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4447 E. 2024/3507 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasının toptan mı yoksa irat biçiminde mi ödenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların evlilik süresi, ortak çocuklarının varlığı ve ekonomik durumları gözetilerek yoksulluk nafakasının aylık irat şeklinde ödenmesinin daha uygun olacağı değerlendirilerek, toptan nafakaya hükmeden bölge adliye mahkemesi kararının bu yönü bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3596 E., 2023/424 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/440 E., 2022/636 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin öfke nöbetleri geçirdiğini, müvekkiline ve ailesine karşı tutarsız davranışlar gösterdiğini, hakaretler ettiğini ve küçük düşürücü kelimeler söylediğini, kadını, babasını ve ailesini öldürmekle tehdit ettiğini, erkeğin evlenmeden önce psikolojik tedavi gördüğünü, müvekkilinin bu durumu evlendikten sonra öğrendiğini, sürekli psikolojik baskı uyguladığını, davalının aile içindeki mahremiyeti yok saydığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili içinaylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkeğin oldukça sağlıklı bir insan olduğunu, kadının müvekkilinin anne ve babasına kapı açmadığını, zor durumda bıraktığını, evlendikten sonra koca olarak benimsemediğini, davacı tarafın kendi ailesi ile görüşürken neşeli ve nazik davrandığını, müvekkilinin anne ve babasını horladığını, insan yerine koymadığını, hakaret ettiğini, en son davacının evi terk ettiğini, davacı ile altı aydır ayrı yaşadıklarını belirterek tarafların boşanmalarına, davacının fahiş maddi ve manevi tazminat, nafaka taleplerinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğin ailesine yakınlık göstermediği ve ortak konuta gelmesini istemediği, son zamanlarda erkeği eve almadığı ve erkeğe gülüryüzlü davranmadığı, kadının erkeğe '' sikerim belanı'' şeklinde hakaret ettiği, erkeğin ise uyuşturucu madde kullandığı, bağımsız konut temin etmediği, dengesiz ve tutarsız davranışlar sergilediği, kadına iyi davranmadığı, kadının ailesine tehdit içeren sözler söylediği, kadın hakkında küçük düşürücü ve suçlayıcı sözler söylediği, olayların akışı karşısında erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuk ...'nın annesinin yanında kalması, yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olması ve annenin velâyete engel durumunun olmadığı, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasından kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için 20.01.2022 tarihli duruşmada dava tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 150,00 TL artırım ile toplam aylık 500,00 TL nafakanın karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aynı şartlar altında iştirak nafakası olarak devamına, kadın için 20.01.2022 tarihli duruşmada dava tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 200,00 TL artırım ile toplam aylık 700,00 TL nafakanın hükmün kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakaların kararın kesinleşmesinden sonraki her takvim yılı başında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; hatalı kusur isnadında bulunulduğunu, erkeğin uyuşturucu madde kullanmadığını, tanıkların beyanı dahi olmadığını, yine bağımsız konut olmadığı kusurunun da hatalı olduğunu, bağımsız hanede yaşanıldığını, tarafına yüklenen kusurların ispatlanmadığını, kusurlu kadına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar, kendi tazminat isteklerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurlardan uyuşturucu madde kullanması kusurunun kadın tarafından vakıa olarak dayanılmadığı ve de ispatlanmadığı, bağımsız konut temin etmeme kusurunun ise ispatlanamadığı, erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği, öte yandan kadına yüklenen kusurlar dışında erkeğin vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanları ile ispatlanan kadının ortak çocuğu erkeğin ailesine göstermekten kaçındığı ve kavga ettiklerinde erkeği eve almaması kusurunun kadın kusurlarına eklenmesi gerektiği, bu durumda tarafların eşit kusurlu oldukları, yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiğ, somut olayda irat şeklinde ödeme tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında kanunun amacına uygun olmadığı gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin ağır kusurlu olduğunu, 700,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 500,00 TL olarak devamına karar verilmesinin yine toptan yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, kadının mağduriyetine sebep olacağını, hükmedilen tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarının çok düşük olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir ve yoksulluk nafakası

yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve kadının reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı kadın dava dilekçesinde hiçbir geliri olmadığından boşanma sonucunda aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadın yararına toptan ödeme şeklinde 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir ise de; somut olayda üç yıldır evli olan tarafların ortak çocuklarının olduğu da anlaşılmaktadır. O halde, evlilik süresi, ortak çocuk ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alındığında yoksulluk nafakasının aylık irat şeklinde ödemesinin uygun olacağı gözetilerek, bu yönde hüküm kurulması gerekirken, nafakanın toptan ödenmesine karar verilmesi somut olay bakımından isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.