Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4448 E. 2024/1386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında zina olup olmadığı, kusur durumu, iştirak nafakası, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumları gözetilerek takdir edilen iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/137 E., 2023/751 K.

DAVA TARİHİ : 12.11.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/942 E., 2022/547 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadının maaş kartına el koyduğunu ve kadına kredi çektirdiğini bu şekilde ekonomik şiddet uyguladığını, kadının fiziği ile dalga geçtiğini, çocuklara ve kadına fiziksel şiddet uyguladığını, gece geç saatlerde eve geldiğini, kadınla ilgilenmediğini, kadının yaptığı hiç bir şeyi beğenmediğini, başka kadına imam nikahı kıydığını iddia ederek davanın kabulüne, tarafların zina nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 22.08.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra evden ayrıldığını, tarafların satın aldıkları konutta Elif isimli kadınla oturmaya başladığını, bu kadınla aile meclislerine ve düğünlere katıldığını, 11.08.2019 tarihinde Kurban Bayramı için çocuklarla kişisel ilişki kurduğu sürede babasının evine Elif isimli kadını da getirdiğini ve orada Elif'le erkeğin aynı yatakta yattığını ve Elif'e gelin olarak hitap edildiğini iddia ederek birleşen davanın kabulüne, tarafların zina nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, asıl davadaki fer'î talepleri gibi karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili asıl davaya cevap ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadına ekonomik şiddet uygulamadığını, evlilik dışı ilişkisinin bulunmadığını, Muhammet'in doğumundan sonra kadının yatağını ayırdığını, erkeğin faturaları ödediğini, kadının erkeğin ailesine mesafeli durduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, davacı kadına şiddet uyguladığı, kadına küfür ve hakaret ettiği, aşağıladığı, erkeğin evi ve ailesi ile ilgili olmadığı, davacı kadın ile yatağını ayırdığı, davacı kadına sürekli kredi çektirdiği, bu şekilde ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin başka bir kadın ile görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu hususlarının ispat edildiği, asıl davada davalı erkeğin zinasının ispat edilemediği, zira zina için cinsel ilişkinin güçlü kanıtlarla ispat edilmesinin gerektiği, asıl dosyada erkeğin başka bir kadın ile görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğunun sabit olduğu, ancak cinsel ilişkiye dair yeterli delil bulunmadığı, asıl davada davacı kadının davalının ailesine ilgi göstermediği, erkeğin babasının hastalık sürecinde ilgilenmediği, kadının erkeğe hakaret ettiği, erkek ile yataklarını ayırdığı hususlarının ispat olunduğu, birleşen davanın 22.08.2019 tarihinde açıldığı, davacı kadının, davalı erkeğin devam eden zina eylemine dayanarak bu davayı açtığını ileri sürdüğü, birleşen dosyada tarafların ortak çocuğu Ülkü İrem’in tanık olarak dinlendiği, davalı erkeğin müşterek çocukları da alarak dava dışı Elif isimli kişi ile memleketine Kurban Bayramı tatili için gittiği, 2019 yılı Kurban Bayramının 11-14 Ağustos tarihleri arasında olduğu, tanık beyanına göre, davalı erkeğin Elif isimli kadını çocuklarına evleneceği kişi olarak tanıttığı, bu kişi ile köy evinde aynı odada kaldığı, davalı erkeğin ailesinin de bu kadını tanıdığı, gelin olarak kabul ettiği, buna göre birleşen dosyada davalı erkeğin aynı evde ve aynı odada başka bir kadın ile kalarak zina yaptığının sabit olduğu anlaşılmakla asıl davada zina hukuksal nedenine dayalı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı terditli talebin kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın kabulü ile tarafların zina hukuksal nedeniyle boşanmalarına, çocuğun velayetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, her yıl nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadının sabit ve düzenli işi olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanma ile mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiğinden ve kişilik hakları ihlal edildiğinden kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl davada zina talebinin reddi, tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, videoların delil olarak değerlendirilemeyeceği, kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesi, birleşen davanın kabulü ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davada zina talebinin reddi, tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesi, birleşen davanın kabulü ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadın tarafından açılan zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl boşanma davası ile birleşen zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup uyuşmazlık; asıl davada zina şartlarının oluşup oluşmadığı, birleşen zina hukuki nedenli davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Murat'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yeliz'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.