"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2243 E., 2023/348 K.
DAVA TARİHİ : 24.03.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/115 E., 2021/267 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması sonucu verilen karar hakkında yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu üzerinde davalı banka lehine kurulan ipoteğin kaldırılması talebiyle Kars Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nde açılan davada, Kars Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi 2012/57 Esas ve 2013/53 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın Yargıtay incelemesine gittiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2013/12433 Esas ve 2013/30053 Karar sayılı bozma ilamında özetle "Aile konutu şerhi bulunmadığından davalı bankanın iyi niyetli olduğunu, davalı bankanın kazanımının iyi niyet sebebiyle korunacağını" belirterek bozma kararı verildiği, bozma sonrası yeni esası ile Kars Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2014/415 Esas ve 2015/37 Karar sayılı dosya ile bozma ilamına uyularak " Davanın reddine" karar verildiği, iş bu kararın temyiz kanun yolu neticesinde kesinleştiği, kesinleşen karar öncesinde Yargıtay; aile konutu üzerinde kurulan ipotek hususunda aile konutunun bir nevi kurucu nitelikte olduğunu, aile konutu şerhi olmayan taşınmazlarda iyi niyetin asıl olduğunu ve kazanımın iyi niyet sebebiyle geçerli olduğunu savunduğu, ancak zaman içerisinde önceki savından dönerek " Aile konutu şerhinin varlığının şart olmadığını, aile konutu şerhi olmasa da konut aile konutu vasfını taşıyorsa o konutun şerhsiz de olsa bu niteliğinin korunacağını, aile konutu şerhinin kurucu değil açıklayıcı nitelikte olduğunu, bu sebeple diğer eşin açık rızasının alınmasının gerekli olduğunu, açık rıza alınmayan ipoteğin geçersiz olduğunu ve devamında yapılacak tescilin de yolsuz olduğunu" görüşünü benimsediği, Yargıtay'ın benimsediği son görüş hakkaniyete uygun olmakla birlikte verilen kararın somut olay ile neredeyse birebir aynı olması sebebiyle yargılamanın yenilenmesi talep ve dava edilmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan Banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kararın, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarihli kararı ile onandığı ve bu onama kararını ortadan kaldıran herhangi bir durumun olmadığı gibi Yargıtay'ın görüş değiştirmesinin dahi daha önceki görüşle verilen kararları ortadan kaldırmayacağı, kötüniyetli olarak yapılmış yargılamanın yenilenmesi başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Yargılamanın iadesi olağanüstü bir kanun yoludur ve sebepleri 6100 sayılı HMK'nun 375. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Bu sayılanlar dışındaki bir nedenle yargılamanın iadesi talep edilemez. Davacının talebinde açık olarak hangi maddeye dayanıldığı belirtilmemişse de talep incelendiğinde HMK'nın 375/1-ğ maddesinde yer alan; "Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması" hükmüne dayanıldığı anlaşılmıştır. Bu yargılamanın iadesi sebebinin; kesin hüküm veya kesin delil olarak hükme esas alınan bir başka mahkeme ilamının, yine kesinleşmiş başka bir hükümle tamamen ortadan kalkması durumunda uygulanma olanağı bulunmaktadır. Zira, bu durumda, karara esas alınan hüküm ortadan kalkmış ve kararın dayanağı kalmamıştır. Somut olayda, anılan maddede sınırlı bir biçimde sayılan iade sebeplerinden hiçbiri gerçekleşmemiştir." gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel Mahkeme kararının Yargıtay tarafından verilen kararlar ve değişen içtihatlar doğrultusunda hatalı olduğunu, kesinleşen kararın müvekkilinin hak kaybına neden olacağını, tapu siciline düşülen aile konutu şerhinin açıklayıcı nitelikte olduğunu, aile konutu olarak kullanılan konut üzerinde ipotek tesis edilebilmesi için tapuda aile konutu şerhi olsun veya olmasın diğer eşin açık rızasının alınması gerektiğini, banka tarafından verilen kredilerden, konutta yapılan bilirkişi incelemelerinden ve ekspertiz çalışmalarından haberdar olmasının müvekkilinin ipotek tesisine rıza gösterdiği anlamında yorumlanamayacağını, konutun mülkiyeti banka adına tescil edilmiş olsa dahi bankanın mülkiyeti kazanamayacağını, dava hakkı olan kişinin eski tarihte benimsenen görüş ile değerlendirilerek hak kaybı yaratılması veya yeni tarihli görüş ile hak sahibi olması hukuka olan güveni sarsacağı, Yargıtayda benimsenen görüş değişiklikleri de yargılanmanın yenilenmesi sebebi sayılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında yargılamanın iadesi yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci ve 375 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.