"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/114 E., 2023/714 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/529 E., 2022/510 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 3 çocuklarının olduğunu, davalının yurt dışına gitmesi için formalite icabı anlaşmalı boşandıklarını, davalının yurt dışına çıkamayınca 3. Çocuklarının olduğunu, yeniden resmi nikah kıydıklarını, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, kadının başka erkekler ile görüştüğünü iddia ettiğini, erkeğin telefonu çaldığında kalabalıktan uzaklaşarak konuştuğunu, evde sürekli huzursuzluk ve kavga olduğunu, ortak çocuk ...'nın olumsuz etkilendiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki tüm iddiaların iftira olduğunu, kadının kıskanç tavırlar sergilediğini, imalı sözler söylediğini, başka biri ile görüştüğünü iddia ederek sıkıştırdığını, taraflar arasında yaşanan tartışmalar sonrasında kadının yatak odasını terk ettiğini, ortak çocukları babalarından uzaklaştırdığını, ziynet eşyalarının kadında olduğunu, kadının evi terk ettiğini, kadının psikolojik sorunlarının olduğunu ileri sürerek davanın reddine, boşanma halinde çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı kıskançlık yaptığı, fiziksel şiddet uyguladığı, telefonunda erkek isminde kayıtlı bir kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadın ise erkeğe " adam mısın " diyerek hakaret ettiği, gerçekleşen kusurlu davranışlarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için ara kararla belirlenen 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile arttırılarak 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için ara kararla belirlenen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile arttırılarak aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; lehine takdir edilen tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet eşyası talebinin reddedilen kısmı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili; çelişkili beyanlara itibar edilerek boşanma kararı verildiğini, ağır kusurlu kadın lehine tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, vekâlet ücreti ve ziynet eşyası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının tanığı Hatice'nin "şiddet nedeni ile intihara kalkıştı" şeklindeki beyanından kadının intihara teşebbüs ettiği vakıasının da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, kadının tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadı için 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini kısmen tekrarla kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle 22.03.2006 doğumlu ortak çocuk ...'nun temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.