Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4486 E. 2024/3605 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, toplanan delillere, dosyadaki tüm belgelere, uygulanması gereken maddi ve usuli hukuka uygun olarak hüküm kurduğu anlaşıldığından davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/401 E., 2023/451 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şarkışla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/158 E., 2022/335 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, evlendiklerinden bir gün sonra evi terk ederek İstanbul'a gittiğini, sürekli huzursuzluk çıkardığını, davacının ailesine iftiralarda bulunduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının birlik görevlerini yerine getirmediğini, davacı ve davacının yakınlarının şiddet uyguladığını tarafların boşanmalarına kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının evlendikten bir gün sonra evi terk ederek İstanbula döndüğü, davacının ailesi hakkında bir takım iftiralarda bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tedbir nafakasına hükmedilmemesi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 22.06.2022 tarihinde evlendikleri ve aynı gün davacı erkeğin ailesinin evinde kaldıkları, davalı tanığı ... beyanından" davacı ve ailesinin burada kalacaksın eşya falan yok" demesi sebebiyle ertesi gün davalının annesi ile birlikte davacı erkeğin ailesinin evinden ayrıldıkları,davacı tanığı ... "tarafların resmi nikahından 10-15 gün sonrasında düğün yapacaktık ve taraflara ayrı bir ev tutacaktık" şeklinde beyanı karşısında davacının iddia ettiği üzere ayrı bir ev tutulmadığı anlaşılmakla taraflara ait müşterek bir hanenin bulunmaması sebebiyle müşterek haneyi terketme vakıası davalı kadına yüklenemeyeceği, davacı erkek dava dilekçesinde ,davalı kadının İstanbul'a gittikten sonra davacı erkeğin akrabalarını arayarak davacı ve ailesi hakkında birtakım iftiralarda bulunduğunu ileri sürmüş ise de davacı tanıkları ... ve ... beyanları zaman ve yer bakımından davacının iddialarını doğrular nitelikte bulunmadığı, ayrıca tanık beyanlarının birbiriyle çeliştiği görülmekle bu tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, diğer davalı tanıklarının da iftira vakıasına ilişkin beyanları da bulunmadığı, davalı kadının davacı erkeğin babası hakkında Savcılığa şikayette bulunması ise anayasal bir hak olduğu, davalı kadın hakkında suç isnadı yönünde açılmış bir soruşturma dosyası da bulunmadığı davacı erkek , davalı kadının davacı ve ailesi hakkında birtakım iftiralarda bulunduğu vakıasını da ispatlayamadığı, mahkemece kadına yüklenen kusurlu vakıaların yerinde olmadığı, davalı kadın ise 08.07.2021 tarihli celsede imzalı beyanında davacıyı sevdiği için boşanmak istemediğini belirterek erkeğe yüklediği kusurlu vakıaları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış olduğunun kabulü gerektiği, her iki tarafın da ileri sürdükleri kusurları ispat edemediği, davacının açtığı boşanma davasının reddi gerekmekte ise de davalı kadın tarafından boşanmanın istinaf edilmemesi sebebiyle boşanma kesinleşmekle İlk Derece Mahkemesi kararı bu yönde eleştirilmekle yetinildiği, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları da dikkate alındığında davalı kadın yararına yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilmesi gerektiği, davalı kadının şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davalı kadının lehine maddî ve manevî tazminat hükmedilmemesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı kadının kusur, lehine tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Şarkışla Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2020/158 Esas, 2022/335 Karar sayılı ilamında kusura ilişkin gerekçenin kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin yukarıda belirtildiği şekilde kabulüne, ilgili bendin kaldırılmasına, dava tarihinden itibaren boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının her ay davacı erkekten alınarak, davalı kadına verilmesine, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren tek seferde toptan olarak ödenmek üzere 12.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak, davalı kadına verilmesine, davalı kadının şartları oluşmayan maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın tanıklarının beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.