Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4491 E. 2024/3091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, tazminat talepleri, yoksulluk nafakası ve çocukla kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları değerlendirilerek, davacı kadının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/569 E., 2023/571 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/247 E., 2022/488 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ve ailesinin sürekli müvekkilinin kıyafetini tenkit ettiğini, müvekkili atanamayınca müvekkiline kötü davranmaya, kötü sözler söylemeye başladığını, müvekkilinin işini ve aldığı maaşı küçümseyip müvekkilini rencide ettiğini, evin hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini ileri sürerek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000.00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 100.000.00 TL maddî, 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın ıslah dilekçesinde özetle; aylık 2.000.00 TL tedbir, iştirak, aylık 3.000.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava eetmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının FETÖ üyesi olup ceza aldığını, bu durumu müvekkilden gizlediğini ve müvekkilinin bu yüzden görevinden ihraç edildiğini, davacı-karşı davalının müvekkiline sürekli aşağılayıcı, ağır hakaretlerde bulunduğunu, yatakları ayırdığını, herşeyi ailesine anlattığını, üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmediği gibi müvekkili her türlü destekten yoksun bıraktığını, müşterek konuttan ayrılarak ailesinin yanına gittiğini, üç ay kaldıktan sonra tekrar evine döndüğünü ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetinin babaya verilmesine, 200.000.00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşinin fiziksel özellikleri ile alay ettiği, kadına karşı ilgisiz davrandığı, evinin ve eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, başka kadınlarla mesajlaştığı ve arkadaşlık sınırını aşar mahiyette başka bir kadınla fotoğrafının bulunduğu ve yatağını ayırdığı, kadının da eşine karşı küçük düşürücü söylemde bulunduğu, kadının evinin düzeniyle ve kendisiyle ilgilenmediği, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, aylık 2000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının asgari ücreti düzeyindeki gelirinin onu yoksulluktan kurtarmayacağı belirtilerek aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, koşulları oluştuğundan 23.000.00 TL maddî, 20.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine yüklenen kusurlara yönelik istinafının bulunmadığı, kadına İlk Derece Mahkemesi tarafından yüklenen kusurların kesinleştiği, mahkemece erkeğe eşinin fiziksel özellikleriyle alay ederek küçük düşürücü söz sarfettiği kusuru yüklenmiş ise de, bu vakıanın kadın hamile iken söylendiği, kadın doğum yaptıktan sonra da tarafların uzunca bir süre birlikte yaşadıkları gözetildiğinde bu eylemin kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, yine erkeğe ayrı yatması kusur olarak yüklenmiş ise de; bu konuda beyanda bulunan tanık beyanına göre tarafların ayrı yatmasının erkekten kaynaklandığının ispatlanamadığı, yine dosyaya sunulan mesajlaşma ve fotoğraf içeriklerinin erkeğin şifresi kırılarak ele geçirilmesi nedeniyle hukuka aykırı delil olduğu, bu nedenle kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı-karşı davacı erkeğin kusura ve kadın lehine hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, "eşinin fiziksel özellikleriyle alay ederek küçük düşürücü söz sarfettiği, başka kadınlarla mesajlaştığı ve arkadaşlık sınırını aşar mahiyette başka bir kadınla fotoğrafının bulunduğu,ayrı yattığı" kusurlarının gerekçeden çıkarılmasına, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların gelir durumlarının birbirine yakın olduğu, davacı-karşı davalı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, tedbir ve iştirak nafakasının fazla olduğu, çocuğun 10.06.2018 doğumlu olduğu, yaşı gözetildiğinde babası ile yatılı şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi yapılması gerekirken yatılı olmadan günü birlik kurulan ilişkinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle erkeğin yoksulluk nafakasına, iştirak nafakasının miktarına, kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulüne, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakasının reddine, dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, çocuk ile baba arasında her ayın 2. ve 4. hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan Pazar günü akşam saat 17.00'ya kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'dan 3. günü akşam saat 17.00'ya kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 10.00'dan 31. günü akşam saat 17.00'ya kadar, her yıl 15 günlük sömestr tatilinin ilk hafta pazartesi günü saat 10.00'dan ertesi hafta pazartesi saat 10.00'a kadar kişisel ilişki tesisine, erkeğin sair, kadının ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların kesinleşmediğini ileri sürerek; kusur tespiti, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakasının reddinin isabetli olup olmadığı ile kişisel ilişki ve iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle çocuk için hükmedilen nafakanın dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar tedbir, kesinleşmeden itibaren iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.