"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2129 E., 2023/761 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/60 E., 2022/172 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Brüksel mahkemesinin verdiği karar ile boşandıklarını, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuklar için 1.000,00'er TL nafaka, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının maddî ve manevî tazminat talebinin ve nafaka talebinin reddine ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; 20.000,00 TL manevî 20.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava davacısının dava açtığı anda tarafların yurt dışında boşandıkları ancak yurt dışındaki kararın tanınmasına karar verilmediği, dosyamız davasının yargılaması sırasında asıl dava davalısı tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin dava açılmış ve Emirdağ 1.Asliye Hukuk Mahkemesine 2019/357 Esas, 2020/116 Karar numaralı kararı ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verildiği ve tanıma kararı 01.12.2020 tarihinde kesinleştiği, tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacağı, tarafların boşanmasına ilişkin yabancı mahkeme ilamının incelenmesinde ise taraflara herhangi bir kusur izafesi yapılmadığı, bu durumda yabancı mahkeme kararının kesin hüküm teşkil etmesi karşısında tekrar kusur araştırması ve izafesi yapılmadığı, dava devam ederken tarafların boşanması nedeni davacı- davalının boşanma talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin reddine, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 450,00 TL'şer tedbir nafakasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıkların dinlenmemesi, kusur, tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat verilmemesi, çocuklar için verilen tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, çocuklar için tedbir nafakası verilmesi, birleşen davanın reddi, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın 22.03.2019 tarihinde açıldığı, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının 17.07.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından çocuklar için tedbir nafakası verilmesi hatalı olduğu, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00'er TL iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması hatalı olduğu, asıl davanın 22.03.2019 tarihinde açıldığı, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının 17.07.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından kadın yararına tedbir nafakası verilmemesi doğru olduğu, dilekçeler teatisinde kadının herhangi bir yoksulluk nafakası talebinin bulunmaması nedeniyle bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesi ile kadın vekilinin, yoksulluk ve iştirak nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin, erkek vekilinin ise çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakası dışındaki tüm istinaf talebinin usule ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine, kadın vekilinin, iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik, erkek vekilinin ise çocuklar için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ile hükmün ilgili bentlerinin kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, ortak çocuklar yararına 22.03.2019 dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakalar yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı- davalı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada, yabancı mahkemede verilen ve Türkiye'de tanınmasına karar verilen boşanma kararının kusur belirlemesini etkileyip etkilemediği, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.