Logo

2. Hukuk Dairesi2023/450 E. 2023/3304 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, hangi davanın kabul edilip diğerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ve bu kapsamda yerel mahkeme kararında isabetsizlik görülmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1461 E., 2022/2341 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/12 E., 2022/30 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 80.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların evlilik birliği içerisinde edindikleri her türlü taşınır ve taşınmaz mal üzerindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, psikolojik şiddet uyguladığını, borçlandığını, birlik görevini ihmal ettiğini, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, iftira attığını, baskıcı olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2018 tarih 2018/536 Esas ve 2019/775 karar sayılı kararı ile somut olayda; tarafların ortak çocuğunun evlendikten sonra cezaevine girdiği, 8,5 yıl ceza aldığı, ortak çocuğun düğün borçları olduğu ve cezaevine girmesinden sonra çocuklarının ve gelinin ihtiyaçlarının erkeğin karşıladığı ve ödeme durumu olmaması sebebiyle erkeğin, kadının ...'te bulunan evini satmak istediği, ancak kadının bu durumu kabul etmediği, ortak konutu terk ettiği ve evi satması durumunda erkeğe boşanma davası açacağını söyleyerek tehdit ettiği, erkeğin, ev işlerinde kadına yardımcı olduğu, yemek yaptığı, gelen misafirlere hizmet ettiği ancak kadının sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğin, gelininin ve torunlarının bakımı ve düğün borçları nedeniyle maddî olarak zorluk yaşadığı ve bu sebeple kadına ait evi satmak istediği, erkeğin, ortak çocuk evlenmeden önce de borçları olduğu ve taraflar arasındaki geçimsizliğin en büyük sebebinin erkeğin borçlanması olduğu, erkeğin evin satılması ile ilgili kadına baskı yaptığı ve hakaret ettiği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, tarafların birinin kusurunu diğerinden ağır tutmanın mümkün görülmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebi ile ilgili bedel bildirip harç yatırmadığından ayrı dava açılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2022 tarih ve 2019/2779 Esas ve 2022/587 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kısa kararla gerekçeli kararın hüküm bölümü ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu, bu itibarla istinaf denetimine elverişli, usulüne uygun verilmiş bir kararın bulunmadığı, tarafların istinaf talebinin bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına ve gerekçede belirtildiği şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci ve devamı maddeleri uyarınca inceleme yapılıp, gerçekleşecek sonucu uyarınca, usulü kazanılmış hak olgusu da gözetilerek, her iki boşanma davası ve boşanmanın fer'îleri bakımından bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, erkeğin, tarafların ikinci kez evlenmelerinden önce yaptığı borçlarını ödemek maksadıyla kadın adına kayıtlı olan ...'te bulunan evi satmaya zorladığı, "...satmazsan seni boşarım..." şeklinde tehdit ettiği, erkeğin, taşınmazı kadından almak için sürekli olarak "...bu eve maddi katkın yok, sinkaf ol git..." şeklinde hakaret ettiği, eylemin süreklilik arz ettiği ve pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış kapsamında olduğu, erkeğin, bu davranışlarının kadının ruhsal sağlığı üzerinde acı ve eziyet yarattığı, 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin gerçekleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının aynı Kanunu'nun 162 inci ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden işbu karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, işbu karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası, kadının ÜFE oranındaki artış talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, tam kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre dikkate alındığında kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebi ile ilgili bedel bildirip harç yatırmadığından ayrı dava açılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması sebebiyle tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, boşanmakla yoksulluğa düşecek kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası takdirinde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkek vekilinin her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.