Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4512 E. 2024/3018 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizen incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, erkeğin evlenmeden önce vaadde bulunduğu halde taşınmazını kadına devretmemesi, manevi olarak yeterince ilgilenmemesi gibi kusurlu davranışları kesinleşmiş olup, kadının evi terk etmesinin ve taşınmaz devrini şart koşmasının tek başına kusur olarak değerlendirilemeyeceği ve erkeğin tam kusurlu olduğuna dair kusur belirlemesi ile maddi ve manevi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/547 E., 2023/520 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/102 E., 2022/745 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin kendisine ait olan evi, ölünceye kadar bakmak akti ile üzerine verilmesini istediğini, erkeğin de bu durumun evlilikten sonra değerlendirilebileceğini söylediğini,erkeği maddî bir çıkar olarak olarak düşündüğünü, ilgisiz davrandığını, 29.01.2022 tarihinde Nevşehir'e gideceğini söyleyerek terk ettiğini, 2-3 gün sonra davalının telefon açarak evin kendi üzerine yapılması hususunda baskı yaptığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların doğru olmadığını,erkeğin evi ile ilgilenmediğini, vakit geçirmek istemediğini, eşini hizmetçi olarak gördüğünü, sürekli gergin ve sinirli olduğunu, hakaret ettiğini, sürekli aşağıladığını, cimri davrandığını, namaz kılması ve kuran okuması konusunda zorladığını, misafirlerine ve torunlarına kötü davranarak ortak eve gelmelerini istemediğini belirterek, davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlenmeden önce vaatte bulunmasına rağmen taşınmazı hakkında noterde ölünce kadar bakma sözleşmesi yapmadığı ve bu hususta gerçeğe aykırı bilgiler vermek suretiyle davalı kadını oyaladığı, ileri yaşta olup çalışmamasına rağmen sürekli ve yoğun şekilde dışarıda vakit geçirdiği ve manevî yönden davalı kadın ile yeterince ilgilenmediği, kadını dışarı çıkardığında esnaf arkadaşlarında çay/kahve içirdiği, bunun dışında ekonomik koşullar ölçüsünde başkaca sosyal etkinlikte bulunmadığı (çay bahçesine götürme vs), davalı kadının torunlarının müşterek konuta gelmesini istemediği ve davalı kadının ise usulüne uygun şekilde iddia edilerek ispatlanabilmiş haklı bir sebebi olmaksızın ve habersizce evi terk ederek ortak hayata son verdiği ve müşterek konuta geri dönmek için taşınmazın devrini şart koştuğu hususları sabit olup gerçekleşen bu olaylara göre boşanmada tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı- karşı davacı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 15.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı- karşı davalı erkek istinaf yoluna başvurmadığından İlk Derece Mahkemesi kararında erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından, kadının haklı sebep olmaksızın evden ayrılması ve sonrasında eve dönmek için taşınmazın devrini şart koşması kusur olarak yüklenmiş ise de, erkeğe yüklenen ve kesinleşen kusurlar değerlendirildiğinde kadının haklı sebep olmaksızın evden ayrıldığı söylenemeyeceği gibi, kadının salt evden ayrılmasının tek başına boşanma sebebi olamayacağı, fiili ayrılık boşanma sebebi olmadığı gibi kadına karşı terk nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası da bulunmadığı, kadının ortak eve dönmek için taşınmazın devrini şart koştuğu yönündeki tanık beyanının soyut olduğu ve geçimsizliğe ispata yeterli olmadığı, erkeğe yüklenen ve kesinleşen kusurlu eylemler değerlendirildiğinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu şeklinde kusur gerekçenin düzeltilmesine, tam kusurlu erkeğin açtığı asıl boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, asıl davada verilen boşanma kararı istinaf konusu yapılmadığından yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, kusur tespitine bağlı olarak davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile, davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, davalı- karşı davacı kadın yararına tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı- karşı davalı erkekten alınarak, davalı- karşı davacı kadına verilmesine, davalı- karşı davacı kadın vekilinin sair istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.