"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/703 E., 2023/689 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki çocukla baba arasında kurulan mevcut kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma ilamı gereği ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini ve baba ile her hafta sonu pazar günü sabah saat 09.00'dan aynı gün saat 21.00'e kadar kişisel ilişki kurulduğunu, ortak çocuğun her hafta davalı baba ile görüştüğünü, çocuğun henüz bir yaşında olmasından dolayı tesis edilen kişisel ilişki günlerinin ortak çocuğa zarar verdiğini, yıpranmasına neden olduğunu, yaşı gereği anne ilgisine muhtaç olduğunu, böbreklerinde rahatsızlık olan ortak çocuğun babası ile neredeyse gün boyu olan kişisel ilişki günlerinin sonrasında rahatsızlık duyduğunu, özellikle kış aylarında her eve gelişinin ertesinde hastalandığını, gitmiş olduğu ortamı yabancıladığını, kişisel ilişkinin ortak çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini, uzman bir bilirkişiden rapor alınmasını ve ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemediğini, çocuğun baba ile vakit geçirmekten mutlu olduğunu, davacı kadın ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve protokolde ortak çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda anlaştıklarını, buna rağmen kadının işbu davayı açmasının iyiniyetli olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin üçüncü bendi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, sözleşmeye bağlılık ilkesi ve ayrıca dinlenen davalı tanıklarının beyanlarıyla ortak çocuğun babasıyla arasının iyi olduğu, babasının yanında neşeli olduğu, davalı babanın çocuğun uyumasıyla ve beslenmesiyle ilgilendiği, kişisel ilişki saatlerinde düzenli olarak uyuduğu, fiziki uzaklığın duygusal uzaklığa da sebep olacağı, kişisel ilişkinin sadece velâyet kendisine verilmeyen tarafın değil çocuğun da hakkı olduğu kanaati ve ayrıca çocuk ile belirlenen saatlerde kişisel ilişki kurulması halinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından menfaatine aykırı bir durum da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararın hatalı olduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar, ortak çocuğun yaşı ve mevcut rahatsızlığı dikkate alındığında davanın kabulü ile ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin tekrardan düzenlemesi gerektiğini belirterek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kişisel ilişki kararlarının süreklilik arz edecek şekilde kesin hüküm niteliği taşımadığı, bu nedenle, çocukların üstün yararlarına, değişen durum ve koşullara göre önceden verilmiş kişisel ilişki kararlarının değiştirilebileceği, kaldırılabileceği ve daha önce kişisel ilişki kurulmamış ise kişisel ilişki kurulması yönünde karar verilebileceği, ancak, kişisel ilişki kararlarının çocuğun üstün yararına uygun, çocuğun huzurunu tehlikeye sokmayan, açık, infaz sırasında kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde olması gerektiği, çocukla, anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulması kararı verilirken; göz ününde tutulması gereken temel ilkenin çocuğun üstün yararı olduğu, çocuğun üstün yararı belirlenirken; onun bedensel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerektiği, anne ve babanın yararları, ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulacağı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve kendiliğinden araştırma ilkesinin geçerli olduğu, bu sebeple hâkimin, çocuğun üstün yararını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetmek zorunda olduğu, somut olayda, tarafların anlaşmalı boşanmasına ilişkin dosyada her hafta Pazar günü saat 09.00 ile aynı gün saat 21.00 arasında davalı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmuş ise de, ortak çocuğun, yaşı, gelişimi, dikkate alınarak her hafta uzun süreli olacak şekilde anne yanından ayrılmasının çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olacağı gibi davacı annenin velâyet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacağı, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu, baba ile ortak çocuk Kenan Mete arasında her hafta Pazar günleri kurulan kişisel ilişkinin yaşına uygun düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuk 01.06.2021 doğumlu Kenan Mete İpeklier ile davalı baba arasında her ayın birinci ve üçüncü Pazar günü saat 09.00 ile 17.00 saatleri arası, her yıl dini bayramların ikinci günü saat 09.00 ile 17.00 saatleri arası, her yıl babalar gününde saat 09.00 ile 17.00 saatleri arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ortak çocukla baba arasında yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yönünde verilen kararın hatalı olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolü uyarınca kadının kişisel ilişki düzenlemesini kabul ettiği, işbu davanın iyiniyetli açılmadığı, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin azaltılmasının çocuğun üstün yararına olmayacağı gibi babalık duygusunu tatmin hakkının da elinden aldığının, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı annenin baba ile çocuk arasındaki mevcut kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı, baba ile ortak çocuk arasında anlaşmalı boşanma ilamı ile tesis edilmiş olan kişisel ilişkinin sınırlandırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin birinci fıkrası, 12 inci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.