"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/627 E., 2023/227 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1600 E., 2022/60 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin çoğu kez hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadının cep telefonunu inceleyerek baskı oluşturduğunu, geri yükleme programı ile kadının yazışmalarını kontrol ettiğini, evde gizli kayıt yaparak kadının misafirleri ile olan konuşmalarını kayıt altına aldığını, kadının evin dışına çıkmasını engellediğini, tutsak hayatı yaşattığını, erkeğin abisinin evinde iftar yemeğinde kadınların ve erkeklerin aynı sofrada oturmasını bahanesiyle taraflar arasında tartışma yaşandığını, olayın 4-5 gün sürdüğünü, kadına evlilik süresince çoğu kez kendisine itaat etmediğini, kendisini aldattığını söylediğini, kadının çarşaf ve peçe giymediği gerekçesiyle sık sık uyardığını, kadının baskı nedeniyle psikolojik destek gördüğünü, en son 21.07.2018 tarihinde kadının kuzeninin Cuma mesajını ve düğünde nikah şahidinin kadının elini sıkmasını bahane ederek kıskançlık krizine girdiğini, kadına iftiralarda bulunduğunu, tartışmanın şiddete varmaması için kadını evden çıkarak ailesinin yanına gittiğini, erkeğin kadını eve döndürme yönünde çaba göstermediğini, kadına ağza alınmayacak mesajlar gönderdiğini, arayıp sormadığını, kadının 28.10.2018 tarihinde evden eşyalarını almaya gittiğinde kapının kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğünü, erkeğin abisinin vasıtasıyla eve girdiğini, erkeğin son zamanlarda kadına rencide edici söz ve beddua içeren mesajlar gönderdiğini, "nikahımız dinen düşmüştür" diyerek mesajına son verdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl Mahkemece uygun görülecek artış oranı uygulanmasına, 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, nişan ve düğün aşamasında kadının erkek arkadaşlarının kadını öpmesi nedeniyle araya soğukluk girdiğini ancak düzelir umuduyla erkeğin sabrettiğini, evlilik aşamasında erkeğin düğün masrafları ve altın alımı nedeniyle borç altına girdiğini, erkeğin bu nedenle kardeşlerine borçlandığını ve hala borcu ödeyemediğini, kadının iddialarının aksine kadının erkeğe başkalarının yanında hakaret ettiğini, zaman zaman tartışma esnasında yumruğunu masaya vurduğunu, ayağını yere vurduğunu ve erkeğin boğazını sıktığını, kendi annesinin yanında erkeğe hakaret edip annesinin susmasını istemesi ile kendi annesini evden kovduğunu, kadının gece saatlerinde mesajlaşmaları, sık sık telefonlaşmaları, teyzesinin oğlunu beğendiğini söylemesi nedeniyle kadının teyzesinin oğlu ile yalnız kalmasını istemediğini söylediğini, son olayda kadının hiç sebep yokken hakaret ederek ve erkeğin ailesine beddualar ederek evi terk ettiğini, kadının ev ve araba alınmasını isteyerek erkeği borca sokmaya çalıştığını belirterek boşanmaya kararı verilmesini ancak fer'î taleplerin reddedilmesini talep etimiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tanık beyanlarının kişisel tespite ilişkin olduğu ve somut olmadığı, nikahın düşmesine ilişkin mesajların ise hangi tarihte gönderildiğinin belli olmadığı, bu mesajların erkek aleyhine değerlendirilecek bir yönü de bulunmadığı, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki deliller ve tanık beyanlarından tarafların bir arada kalmalarının mümkün olmadığının sabit olduğunu, erkeğin aşırı kıskanç ve baskıcı olduğunun ispatlandığını, erkek tarafından gönderilen mesaj içeriklerine itibar edilmediğini belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına gönderdiği mesajlarda kadına beddua ettiği ve dini nikahlarının düştüğünü söylediği, bu durumda, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda “eşine beddua eden ve dini nikahlarının düştüğünü söyleyen” erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma davasının kabulü gerektiği gerekçesi ile kadının istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çalışmayan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 20.000,00 maddî, 20.000,00 manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararı yönünden bir itirazlarının bulunmadığını, istinaf aşamasında tüm dosya kapsamı, tanık anlatımları ve belgeler dikkate alınmayıp sadece mesajlar üzerinden erkeğin tam kusurlu olduğuna dair tespitin hatalı olduğunu, söz konusu mesajların erkek tarafından gönderilmediğini, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu, kadının çalıştığını, kadının vesayet incelemesi için sağlık kuruluşuna gönderildiğinde çalıştığını ikrar ettiğini, sigortası görünmese de kadının çalışıyor olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.