Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4551 E. 2024/1064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat miktarı ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğe yüklenen evin geçimi ile ilgilenmeme hususunun davacı kadın tarafından dava dilekçesinde ileri sürülmemiş olması ve bu nedenle dayanılmayan bir vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda diğer kusurlu davranışları nedeniyle ağır kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/626 E., 2023/457 K.

DAVA TARİHİ : 11.08.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/470 E., 2022/65 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının her daim her ortamda eşini ortada bıraktığını, asla yanında olmadığını, davacının çalışıyor olmasının eşi tarafından anlayışla karşılanmadığını, devamlı sözlü olarak aşağılandığını, ağza alınmayacak şekilde küfürlere maruz kaldığını, davalının birkaç kez davacıyı darp ettiğini, en son kavgada kadına hakaret ederek ve tehditte bulunarak kadını evden kovduğunu iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının ayrı ev tutmak istediğini ve davalı ile birlikte kalmak istemediğini söylediğini, kadının tayini ile yeni ev tutup, ortak haneyi terk ettiğini iddia ederek, açılan boşanma davası ve fer'îlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda tüm dosya kapsamı ve içeriğindeki belgelerin ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde davacı kadının davasında, davalı erkeğin, evin geçimi ile ilgilenmediği, davacı kadına sinkaflı şekilde küfür ettiği, hakaret ettiği ve davacı kadını kovduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının da davalı erkeğe "Allah belanı versin, bıktım sizden" dediği ve bu şekilde beddua ettiği davacı kadının az kusuru bulunmakla birlikte davacı erkeğin daha ziyade kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan Yekta ...'in velâyetinin anneye, çocuk Yağız Eren'in velâyetinin babaya verilmesine, taraflar ve çocuklar arasında çapraz olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Yekta ... için aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, aile konutu şerhine ilişkin idari yolla şerh kararı verildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kardeşleri olan davacı tanığı A.K. ile davalı tanığı M.F.'nin farklı beyanlarda bulunduklarını, davacı tanıkları ile davalı tanıklarının beyanları arasında çelişki nedeniyle davalı tanıklarının doğruyu söylediklerinin kabulünün gerekeceğini beyan ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası ile miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası ile miktarları yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına yüklenecek kusurun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, yasal koşulları oluştu ise tazminat miktarları ile çocuk yararına takdir olunan iştirak nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 inci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Mahkemece davalı erkeğe yüklenen evin geçimi ile ilgilenmeme vakıasına davacı kadın tarafından dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde dayanılmadığının, dayanılmayan vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenilemeyeceğinin, ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre yine de davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.