"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1715 E., 2023/506 K.
DAVA TARİHİ : 05.09.2019-15.10.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/497 E., 2021/305 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; evlilik birliğinin, davalı-davacının sürekli tartışma ortamı yaratması, erkeğe hakaret etmesi, saygısız ve sevgisiz konuşmalarda bulunması, çocukların bulunduğu ortamda tartışma çıkardığı için onların psikolojisini olumsuz etkilemesi, davalı-davacıdan kaynaklı sebeplerle diyolog kurulamaması, iletişimde bulunulamaması, aynı sofrada yemek yenmemesi, sürekli soğuduğunu, sevmediğini söylemesi, hiçbir haklı sebep yokken evden uzaklaştırma kararı aldırması, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle sarsıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarını, ortak çocukların velâyetlerinin davacı-karşı davalı erkeğe tevdiine karar verilmesini talep etmiş, yersiz iddialarla açılan karşı boşanma davasının reddine karar verilmesini istemiş, düğünde takılan paraların erkeğin annesine borç olarak verildiğini, annesinin borcunu parça parça ödendiğini, bu paraların bir kısmının ev ihtiyaçları için harcandığını, bir kısmı ile künye alınıp kadına verildiğini, tüm ziynetlerin bozdurulup tek tip 20-22 gram ağırlıklarında 5 adet bilezik yapıldığını, bunlardan iki adedinin 2009 yılında doğumdan sonra evde kaybolduğunu, bir adedinin 2010 yılında ev ihtiyaçları için bozdurulup harcandığını, bir adet set takımın kadının kullanımda iken kaybolduğunu, 2015 yılında eş dost yardımı ile 2 adet bilezik alındığını, bunun kadının annesine teslim edildiğini, düğünde 18-20 adet çeyrek altın takıldığını, tamamının ailenin ihtiyaçları için harcandığını, diğer ziynetlerin ise kadının zimmetinde kaldığını, 2016-2017 yıllarında müvekkilinin para biriktirip iki adet bilezik alarak eşine verdiğini belirterek, ziynetler yönünden açılan davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde, davacı-davalının son derece agrasif bir kişiliğe sahip olması, kadın ve çocuklarla hiçbir şekilde ilgilenmemesi, kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uygulaması, tüm vaktini dışarıda geçirmesi, ekonomik şiddet uygulaması, sürekli tartışma çıkarması, eşyaları kırıp, döküp zarar vermesi, hakaret ve küfür etmesi, aşağılaması, para bırakmaması, cimri davranması, evin perdelerini kapatıp kadının ve çocukların dışarı çıkmasını engel olması, sürekli psikolojik şiddet uygulaması, herşeye kızıp öfkelenmesi, korku ortamı yaratması, çocuklara karşı ilgisiz ve saldırgan davranması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, cinsel birliktelikten kaçınması, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi, güveni sarsıcı davranışlarda bulunması, ortak konutu terk edip gitmesi, başka bir kadınla yaşaması, haber vermeden ortak çocuğun bisikletini satması nedeniyle davacı-karşı davalı erkeğin asıl kusurlu taraf olduğunu belirterek, esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına tevdii ile, çocuklar yararına aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına faiziyle 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılıp ... tarafından borç olarak alınarak annesine verilip iade edilmeyen 5 adet 22 ayar bilezik, 1 adet gerdanlık, bileklik ve iki küpeden oluşan set takım, 40 adet çeyrek altın ve bir miktar paraya karşılık şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000,00 TL ziynet bedelinin faizi ile davacı-davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda kadının eşini sürekli aşağıladığı, erkeğin ise sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evin ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, çocuklara ilgisiz olduğu, öfke patlaması yaşayarak ev eşyalarına zarar verdiği, genelde telefonla ilgilendiği, af olgusunun bulunmadığı ve erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile esas ve karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye tevdii ile çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına aylık 300,00'er TL tedbir, aylık 400,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına faizi ile 10.000 TL maddî, 10.000 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşya davasının reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakasının şartları ve miktarları ile iştirak nafakasının miktarları yönünden istinaf etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, ziynet alacağı davasının reddi, nafaka ve tazminat miktarları ile ziynet eşya davasındaki vekâlet ücretinin hatalı hesaplanarak fazlaya hükmedilmesi yönlerinden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin telefonla ilgilendiği vakıasının kadın tarafından dayanılmamış olup kusurdan çıkarılması, erkeğe dayanılan ve ispatlanan çocuklara kötü muamelede bulunması vakıasının kusur olarak eklenmesi gerektiği, Mahkeme tarafından yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası ile velâyeti anneye verilen ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu; ayrıca kadının, dilekçesinde iddia ettiği 5 adet 22 ayar bilezik, 38 adet çeyrek altın, 1 adet set takım ve 4.060,00 TL nakit paranın takıldığını, bunların evlilik içerisinde rızası dışında alınıp iade edilmediğini tanık beyanları ve özellikle ... erkeğin samimi ikrarları ile ispat ettiği; ... erkeğin ziynetlerle ilgili savunmalarını tanık beyanları ya da diğer bir delil ile ispat edemediği gibi, yemine deliline de dayandırmadığı; bu dururmda İlk Derece Mahkemesince, kadının ziynet eşyası alacağı davasının, 01.04.2020 tarihli bilirkişi Yalçın Çınar'ın raporunda takıldığı tespit edilen ziynetler yönünden kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin ve kadının kusur belirlemesine, kadının tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı, tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk Elif Nida yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... Ahsen yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmasına, ziynet alacağı davasının kabulü ile 2.000,00 TL'nin davalıdan faizi ile birlikte tahsiline, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakasının şartları ve miktarları ile iştirak nafakasının miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, belirlenen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok düşük olması nedenleri ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.