"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2331 E., 2023/285 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1060 E., 2020/146 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesine düşkün olduğu ve onlardan ayrılamadığı, müvekkilinin para makinesi olarak gördüğünü, ailesi adına çektiği kredileri ödemek zorunda kaldığını, üçüncü kişilerin yanında hakaret ettiğini, küçümsediğini, müvekkilinin ailesine de çirkin sözler ile hakaret ettiğini, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, estetik ameliyat olan kadının müvekkiline yönelik tavrının değiştiğini, müvekkilinin kadının egosuna maruz kaldığını, tartışmaların arttığını hatta müvekkiline bıçakla saldırdığını, müvekkiline haber vermeksizin kendine ait hisseyi sattığını, ailesinin borçlarına yardım ettiğini, krediler çektiğini, eşyalarını toplayarak evi terk ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL manevî tazminat ile müvekkilinin, (dükkan için ödemiş olduğu 79.000,00 TL ile kadının ailesi için çekilmiş olan krediler ve ödemelerden dolayı) 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin,sürekli hakaret ettiğini, saygısız davrandığını ve paraya çok önem verdiğini, müvekkilini aşağılayarak, kadınlık onurun kırdığını, esrar kullandığını, mezhep çatışması yaşadıklarını, erkek eşin ailesinin müvekkiline haksız tutum ve davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinden mal kaçırdığını, düğünde takılan ziynet altınlarının davacı tarafından düğün sonrası elinden aldığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,düğünde davalı-davacıya takılan altınların aynen iadesi veya bedelinin ödenmesine, davacı-davalının taşınmaz malları ve banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, evlilik birliği süresince kazanılmış ortak mal varlıklarının belirlenip davalı-davacının hakkı olan tutarın tespitine ve davacı-davalıdan tahsiline, davalı-davacı lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına (miktar belirtilmemiştir), kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili 24.05.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında; müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir, 4.000,00TL yoksulluk nafakası taleplerinin bulunduğunu, 10.000,00 TL'lik maddî tazminat taleplerinin 8.000,00 TL'sinin müvekkilinin erkeğe borç olarak verdiği ve henüz alamadığı paraya ilişkin olduğunu, diğer 2.000,00TL'sini açıklamak için süre istemesine rağmen bu talebin niteliği hakkında beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
3.Davalı-davacı kadın vekilinin 06.06.2018 tarihli dilekçesinde özetle; düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarının; tanesi en az 20 gramdan 5 adet burma bilezik, 25 adet çeyrek altın ve 10.000,00 TL nakit para olduğunu beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadınının, erkek eşin ailesine hakaret ettiği, müşterek konutu terk ederek sürekli ailesinin yanına gittiği ve orada yaşadığı, evlilik birliğinin kadına yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğe izafe edilen kusurların kadın tarafından ispat edilemediği, evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu, erkek eşin kusursuz olduğu, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, tarafların boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan maddî tazminat talepleri yönünden hakim tarafından kesin süre verilerek ihtar edilen yargılama harçlarını yatırmadıkları gerekçesi ile; kadının karşı davasının reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan maddî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı ve mal rejimine yönelik taleplerinin tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, davacı-davalı lehine hükmedilen manevî tazminata, tedbir nafakasının kaldırılmasına, maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinafa sadece kadın başvurduğundan, erkeğe İlk Derece Mahkemesi'nce kusur tespiti aşamasında yüklenmeyen kusurlu davranışların, aleyhe hüküm verme yasağı çerçevesinde, istinaf aşamasında kusur tespitinde kadın aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, kadının davacı-davalı erkeğin ailesine karşı hakaret ettiği, müşterek konutu terk ederek ailesinin yanına gittiği, davacı-davalı erkeğin ise maddîyata düşkün olup bu suretle tartışma çıkardığı, esrar içtiği, kadına küfür ettiği, eve giren paranın tasarrufunu tamamen kendinde tuttuğu maddî vakıalarının ispatlandığı gerçekleşen bu kusurlu davranışlar çerçevesinde boşanmaya neden olan olaylarda erkek eşin ağır; kadının ise az kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkeğin manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının sigortalı olarak çalıştığı, düzenli ve sabit gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, buna karşılık erkek eşin sigortalı çalışmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına manevî tazminata karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda mevcut ve beklenen menfaatleri tehlikeye uğrayan kadının yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak kadın eşin maddî tazminat talebinin 8.000,00 TL'lik kısmının boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmadığı, talep ettiğinden kalan 2.000,00 TL'lik kısmının ise boşanmanın fer'îsi niteliğinde olduğu gerekçesiyle; davalı davacı kadının kusur tespiti, manevî tazminat, maddî tazminata yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır; davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadın yararına 10.000,00 TL manevî 2.000,00 TL maddî tazminata, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını belirterek; tedbir nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmediğinden kesinleştiği, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.