Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4590 E. 2024/4302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur oranının belirlenmesi, nafaka miktarlarının tespiti ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, tarafların karşılıklı kusurlu davranışları olduğunu tespit ederek kusur oranlarına göre hüküm kurması, delillerin takdiri ve uygulanan hukuk kuralları açısından usul ve yasaya uygun bulunarak karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/761 E., 2023/521 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/350 E., 2022/81 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, erkeğin müvekkiline psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkiline küfürler ettiğini, erkeğin ve annesinin müvekkiline küfürler ettiğini, darp ettiğini, erkeğin müşterek konutun kapısının kilitlerini değiştirdiğini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 850,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 850,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 750.000,00 TL maddî ve 750.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı sinirli tavırlar gösterdiğini, müvekkilini toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, telefonda çok vakit geçirdiğini belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuklarının velâyetinin babaya verilmesine, yargılama sürecinde tedbiren ortak çocuklarıyla kişisel ilişki tesisine, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin eşine "hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı", buna karşılık kadının ise eşine "hakaret ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu" erkeğin ağır; kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 200,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... lehine hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarih itibariyle kaldırılmasına, kadın lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin maddî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, erkek lehine 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirmelerinin hatalı yapıldığını, kadının sadakat yükümlülüğüne uymadığını, tanık beyanları ile müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığının doğrulandığını, müvekkiline uygulanan fiziksel, psikolojik şiddet, hakaret ve baskıların Mahkemece yok sayıldığını, müvekkilin gelirinin olmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, erkeğin maddî tazminat talebinin reddi, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesi yapılmadan erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline kusur olarak isnat edilen fiillerin yanlış değerlendirildiğini, müvekkili lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyet aykırı bir şekilde ve düşük olduğu ayrıca yoksulluğun reddinin hatalı olduğunu belirterek erkeğin davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışların Mahkemece doğru tespit edildiği, bunun dışındaki kusurlu davranışların ise karşılıklı ispatlanamadığının anlaşıldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin eşine "hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı", buna karşılık kadının ise eşine "hakaret ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğunun" anlaşıldığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği, yerel Mahkeme kararının kusur derecesi yönünden tarafların eşit kusurlu olduğunun tespiti şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, asıl davada davanın kabulü ile boşanmaya ve kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, birleşen davada ise, boşanma ile erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, manevî tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verildiği, kusurun ağırlığına göre, sadece bir taraf lehine tazminat talebinin kabul edilebilmesinin mümkün olduğu, mahkemece, yasal düzenlemenin aksine olacak şekilde, asıl davada kadın lehine maddî ve manevî tazminata, birleşen davada ise erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk ... için aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair yönlerden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirmelerinin hatalı yapıldığını, davacı-davalı kadının sadakat yükümlülüğüne uymadığını, tanık beyanları ile müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığının doğrulandığını, müvekkiline uygulanan fiziksel, psikolojik şiddet, hakaret ve baskıların Mahkemece yok sayıldığını, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur değerlendirilmesi yapılmadan erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline kusur olarak isnat edilen fiillerin yanlış değerlendirildiğini, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların karşılıklı davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.