Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4596 E. 2024/3943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı ve birleşen boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gözetilerek, bu hususlarda karar bozulmuş, diğer hususlarda ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/114 E., 2023/269 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2014/716 E., 2020/460 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eşine hakaret ettiğini, darp ettiğini, arkadaşları ve bazı aile bireyleri ile görüşmesine izin vermediğini, sosyal yaşantısını kısıtladığını, bir tartışma esnasında feci şekilde darp ettiğini, bir gözünü morarttığını, bir dişini kırdığını, bunun üzerine kadının çocukları alıp bir süre babasında kaldığını fakat sonrasında özverili yaşamı ve evliliğini kurtarabileceği umudu ile aile konutuna geri döndüğünü, kadının eve dönmesini istemeyen eşin sudan bahaneler üreterek kavgalar çıkarmaya ağır hakaretlerde bulunmaya, her defasında boşanmayı dile getirmeye devam ettiğini, ikinci eş almaktan bahsettiğini, konutu terketmesi için sürekli baskı yaptığını, ablası ve eniştesinin tavsiyesi üzerine tarafların evlilik danışmanına gitmeye karar verdiklerini, tehdit ettiğini, hakaretlerine ve eziyetlerine devam ettiğini, yaptığı yemekleri yemediğini, ben düzenimi bozamam sen babanın evine gideceksin dediğini iddia ederek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı birleşen davanın davacısı vekili 15.12.2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; erkeğin maddî durumunun oldukça iyileşmesi ile kendi zevklerine yöneldiğini ikinci eş isteğini kabul ettirmeye çalıştığını, bu isteğini kabul ettiremeyince defalarca darp ettiğini, ağır hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu müvekkiline hayatı zindan ettiğini, boşanma davasını açtıktan sonra etraftan, kadının kendisine okumaya gelen kızlarla ilişkisi olduğu yönünde bilgilerin geldiğini, babalarına tatil nedeniyle giden ortak çocuklarından, Sapanca da kaldıkları dönemde evde ... adında 17 yaşında bir ablanın da bulunduğunu söylediklerini, birlikte güzel vakit geçirdiklerinden bahsettiklerini, aynı kişiyi babaannelerinin evinde de gördüklerini, çocuklarından erkeğin evinde bir kadın bulunduğunu öğrenmesinden sonra, cemaatteki kişilerden erkeğin bir kadınla yaşadığı yönünde bilgilerin geldiğini, etraftan aldığı duyumlarla erkeğin ... isimli kadınla İstanbul'da bir evlerinin bulunduğunu öğrenen kadının bir akşam evin yakınlarında beklediğini, eşi ile zina ortağı kadını birlikte eve girerlerken gördüğünü ve fotoğraflarını çektiğini, tüm gece boyunca beklediğini sabah sadece erkeğin evden ayrıldığını gördüğünü, çocuklar ... ve ...'un annelerinin bakım ve gözetimine muhtaç olduklarını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina ve 162 nci maddesi gereğince hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, anne için 7.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 1.000.000,00 TL maddî tazminata, 1.000.000,00 Tl manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; sosyal ortamlarda yanında bulunmadığını, her zaman küçük düşürücü saygısız tavırlar takındığını, anlayışsız ve iyi niyeti sömürücü tavırları olduğunu, kadının çocuklarına sık sık konserve gıdalar ve eski yemekler yedirdiğini, çocukların birçok kez zehirlenme tehlikesi atlattığını, konutu çoğu zaman herhangi bir işi olmadığı halde erken saatlerde terkederek akşama kadar eve gelmediğini, ev içerisinde de eşi ve çocukları ile geçirilmesi gereken vakti, telefonu ile geçirdiğini, sabahlara kadar kimliği bilinmeyen kişilerle mesajlaştığını, kadınlık vazifesini de yerine getirmekten kaçındığını, ilişkiyi adeta bir şantaj malzemesi olarak kullandığını, zaman zaman sinir krizleri geçirerek bu esnada da kendine ve çevresine zarar vermekte olduğunu belirterek, kadının davalarının reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının sosyal yaşamını kısıtladığını, hakaret ettiğini, darp ettiğini, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, ortak çocuklarla ilgilenmediğini ve çocukları darp ettiğini, kadının ise erkeğe hakaret ettiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle, birleşen davada aynı kanunun 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının her yıl ÜFE oranında artırılarak davacı-davalıya verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi uyarınca açılan davasının reddine ve erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek asıl dava yönünden 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince boşanma kararı verilmemesi, birleşen davada aynı kanunun 161 inci maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının asıl ve birleşen davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile davalı-davacının maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı-davacı erkek katılma yoluyla; kadının zina nedeniyle boşanma talebinin reddine karar verildiğinden kadın lehine verilen vekâlet ücretinin kaldırılmasını, erkek lehine vekâlet ücretine karar verilmesini taleple vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin çocuklarını darp ettiğine ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, bu nedenle erkeğe yüklenemeyeceği, erkeğin davranışlarının güvensarsıcı boyutta kaldığının kabulü ile erkeğin belirlenen kusurları yanında ikinci eş istediğini söylediği vakıasının da sabit olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle asıl davada ve birleşen davada kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi gereğince boşanma talebinin reddine, karşı davada erkeğin aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma talebinin kabulüne, ortak çocuklar lehine aylık 3.000,00'er TL iştirak nafakası verilmesine, nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 4.000,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine 300.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizine, ortak çocuklar ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, Ramazan ve Kurban Bayramlarının 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar, her yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen okul yarıyıl tatilinin başladığı hafta Pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden Pazar günü saat 18.00'e kadar, her yıl 01 Temmuz günü saat 10.00'dan 30 Temmuz günü saat 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın reddine, erkek yararına birleşen davada avukatlık ücretine, erkek yararına karşı davada avukatlık ücretine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı talebinin reddi, birleşen davada aynı kanunun 161 inci maddesine dayalı talebin reddi, kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının asıl davasının kabulü,162'ye dayalı karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, velâyet, şahsi ilişki, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile davalı-davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı ve birleşen boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabul ve reddi, velâyet, kişisel ilişkin nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci, 162 nci, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı,.182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'ya yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.