Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4598 E. 2024/3944 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu ve tarafların taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hukuka aykırı delil olarak kabul edilen kamera kayıtları dışında başka delil bulunmaması ve taraflarca dayanılmayan vakıaların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı gözetilerek, kadının boşanma davasının reddine ve fer'i taleplerinin reddine karar verilmiş, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2819 E., 2023/797 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/215 E., 2021/123 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin kurulmasından sonra kaba, kavgacı, aşağılayıcı ve kısıtlayıcı davranışlar sergilediğini, sürekli "aptal, salak, geri zekalı" gibi hakaretler ettiğini, harçlık vermediğini, verdiği harçlıkların da ayrıntılı olarak hesabını sorduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini ve baskı yaptığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin 2., kadının 3. evliliği olduğunu, önceki evliliklerinden tarafların 1'er çocuğu olduğunu, 16.01.2021 tarihinde erkeğin babasını ani bir şekilde kaybettiğini ve hemen arkasından annesinin yoğun bakım süreciyle tek başına mücadele etmek durumunda kaldığını, büyük bir psikolojik çöküntüye girdiğini, zorlu bir süreçle boğuşmak durumunda kalmasından sonraki gelişmelere ve itiraflara kadar aklında hala eşiyle barışabilme, evlilik birliğini tekrar kurma ümidiyle beklediğini, ortak tanıdıklarının, davalı eşin evlilikten sıkıldığı ve özgürce hareket etmek maksadıyla boşanmak istediğini, planlı bir şekilde hareket ettiğini, evin eşyaları ve müvekkilin kişisel özel eşyaları da dahil olmak üzere arkasından toplayıp kamyona yüklettiğini söylediklerini, alenen mal kaçırdığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşine küfür ve hakaretler ettiği, eşinin önceki evliliğinden olan çocuğuna kötü muamelede bulunduğunu, eşinin önceki evliliğinden olan kızı ile görüşmesini kısıtladığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 7.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin boşanma davasının ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ve kendi davasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe izafe edilen küfür ve hakaret eylemine ilişkin kadın tarafından sunulan kamera kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, erkeğin hakaret ettiğine ilişkin başka delilin mevcut olmadığını, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurların da, davacı-davalı kadının dilekçeler aşamasında dayanmadığı vakıalar olduğunu, taraflarca dayanılmayan vakıaların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağını, gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin kusurunun bulunduğunu kanıtlayamadığını belirterek erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı-davalı kadının boşanma davasının reddine, davacı- davalı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kararın kesinleştiği tarihte sona ermek üzere aylık 7.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, karşı davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.